THE SUFFERER

♠︎ Kanının, Kanımın Tadı

Keyifli okumalar.

...

Bir katilin kurbanıyla cinsel ilişkiye girmesi elbet korkunçtur ancak ilginç bir şey değildir. Aksine alışageldik bir durumdur. Çünkü öldürme dürtüsü, mazoşizm ve sadizmle bağlantılı olduğu kadar cinsel sapmalar ve tatmin olma duygusu ile ilgilidir. Yani cinsel arzular, insan katlinin en yaygın sebeplerinden biridir.

Çoğu katil gibi ben de kurbanlarımla cinsel ilişki yaşamıştım. Bunu benim gibi olan kimse garipsemez ve ayıplamazdı. Park Jimin sayesinde kurbanımın rızasıyla da yaptım. Ancak ilk kez, yaşadığım bir birleşim beni böylesine düşündürtmüştü. Etkilenmiştim. Aklımda çıkmak bilmeyen anılar beynimin içinde bir sigara dumanı misali yayılıyordu. Duman zamanla yok olup gitmiyor beynime siniyordu.

Kurbanımla istediğim zaman, istediğim yerde ve istediğim şekilde birlikte olmakta özgürdüm. Bana karşı çıkacak bir kuvvet ve de bir kimse yoktu. Ancak kurbanımla herhangi başka bir ilişki içerisinde olamazdım. Namjoon bana kural koymuyordu. O sadece beni, sevdiği bir dostunu, uyarıyordu. Bir katilin kurbanıyla romantik bir ilişkide olması yanlıştan ziyade tehlikeliydi.

Bizler, tehlikenin ta kendisi olan acımasız katiller için en büyük risklerden biri bastırılmış duygularımızdı. Gün yüzüne çıkmasını istemdiğimiz pembe ve zararsız duygular bizleri değiştirmeye yönelik olabilirdi.

Geride bıraktığım 24 saati aşkın süre boyunca aklımda dönüp dolaşan inleme sesleri ve birlikte olduğum kurbanımın teninin hissiyatı, Jimin'e karşı duygular beslemeye başladığımın bir işaretiydi.

Böyle bir durumda aklı başında bir katil soğukkanlılığını takınır ve risk oluşturan kurbanın canına kıyardı. Ancak ben aptaldım. Hala kesinleşmemiş duygularım yüzünden en büyük eğlencemi ortadan kaldırmak istemiyordum.

Park Jimin son iki yılda başıma gelmiş en şaşırtıcı olaydı.

"Geenjii!"

Dar koridorda neşeli adımlarla yürüyordum. Kafamdaki karma karışık düşüncelerin hepsini yüzümdeki sahte gülüşe saklamıştım. Şimdi koridorun sonundaki odaya girecek ve kaçan kurbanımın ölmeden önceki son sözlerini zevkle dinleyecektim.

Namjoon, Genji'yi tek başına yakalamakla kalmamış aynı zamanda güzelce bağlamış ve saklı odalarından birinde tutsak etmişti. Genji'yi hiç zahmete girmeden öldürecektim. Namjoon ise olanlardan sonra bana uzun süre kızgın kalmamıştı. Ona hediye edeceğim etlerden olsa gerek, bana son derece hoşgörülüydü. Biraz da dünyalar yakışıklı sevgilisinin sinirlerini gevşetiyor olmasından kaynaklanıyordu. Yalan söylemeyeceğim. ilişkilerini içten içe kıskanıyordum.

"Genjii! Ben geliyorum!"

Birbirinden çılgının iki insanın herkesin yapamayacağı özel işler yaparken nasıl da eğlendiklerini düşünüyordum. Üstelik bu iki çılgın birbirlerine çılgınca aşıklarsa, her şey çok daha çılgınca olabilirdi.

Birbirlerinin sırlarını ölümüne saklıyor ve birbirlerini ölümüne seviyorlardı. 'Ölümüne' güzel bir sözcük. Çünkü biri aldatır veya terk ederse diğeri bir katil olarak üzerine düşeni yapacak ve terk edenin canını almak isteyecektir.

Aklım öyle karıştı ki bir düşünceyi kafamdan attığımda hızla yerine yenisi geçiyor ve derinleşiyordu. Şimdi tekrar eden bütün bu düşünceleri ve içimdeki tatlı kıskançlığı bir kenara bırakıp kurbanımla konuşmaya odaklanmalıydım.

"Lütfen! Beni bir dinle!"

İçeri girdiğim saniyede yalvarışlarına başlamıştı.

"Oh, dinleyeceğim. Nasıl bir korkak olup kaçtığını dinleyeceğim. Zavallı sevgilini orada ölüme terk edişini dinleyeceğim."