♠︎ Ne Kadar Acımasızlaşabilirsin

3K 318 141
                                    

A c ı m a s ı z l a ş a b i l m e k ne uzun kelime

Acımasızlaştıramadıklarımızdan mısınız?

Keyifli okumalar.

Yine oturmuş yere, rahatsız görünüyor. Suratı bir çocuk gibi asık, bakışları huzursuz yeniden. Koyu kahve gözleri, uzamış koyu kahve saç dipleriyle uyum içinde parlarken eğmiş kafasını önüne. Bugün yine sessiz.

Nedir günlerdir onu rahatsız eden? Neye sıkkın canı bu kadar? Onu üzen ben miyim? Hayır, o ben değilim. Bir şeyler saklıyor benden. Bu normal hali değil. Hissedebiliyorum ellerimde. Sızlıyor avuç içlerimdeki damarlar. Risk, tehlike, heyecan... Bunlar bana her yeni günde yaşattığı eski duygular. Ama bir şekilde hoşuma gidiyor. Her nasıl oluyorsa onunlayken ipler ellerimden kayıyor ve narin elleri ipleri sıkıyor. Burnunun dikine gidişini seviyorum. Arzularına yenik düşüşünü, öfkesinin esiri oluşunu seviyorum. Neden hala huzursuz? Neyi dert ediyor bu kadar? Benden ne saklıyor? Yoksa ben o olabilir miyim? Sanırım gerçekten benim, canını sıkan kişi.

Gözleri gözlerimi bulduğunda bakışları sert. Gerçekten kızmış bana. Peki neden? Onu yeniden buraya kilitledim diye mi? Haklı. Belki de benimle geleceğini sanmıştı. Yaşanmışlıklar ona bunu düşündürmüştü. Ama yapamam, onu kendime yakın tutamam. Onunla alacağım bir başka risk bana her şeyimi kaybettirebilir. Sanırım bir bakıma ondan korkuyorum ve bunu seviyorum.

Birkaç günün ardından depoya geri döndüm. Artık şehirdeki evimden tamamen taşınmış ve bu bodrumun üst katı olan müstakil eve taşınmıştım. Tanışmak için mükemmel bir gündü. Elimdeki mağaza poşetini bir kenara bırakıp depoda ilerledim. Jimin hala sinirli bakışlarını üzerimden çekmemişti.

"Bana neden böyle baktığını biliyorum."

"Beni burada bıraktın."

Karşımda dikilmiş kararlılık ve hayal kırıklığıyla gözlerime bakıyordu.

"Ne bekliyordun ki?"

"Ne mi bekliyordum?"

Gözlerindeki kararlılık gitmiş yerini daha fazla hayal kırıklığına ve hüzne bırakmıştı.

"Onca şeyden sonra..."

"Onca şeyden sonra ne?"

"Onca şeyden sonra en azından üşümemi istemezsin diye düşünmüştüm. En azından benden uzak kalmak istemezsin sanmıştım."

"Senden uzak kalmak istemem mi? Ne saçmalıyorsun? Neden senden uzak kalmak istemeyecekmişim?"

"Çünkü sen günlerce gelmediğinde canım acıyor. Neden gelmediğini merak ediyorum. Acaba benim onu yanımda istediğim kadar o da beni istiyor mu diye düşünmekten doğru dürüst uyuyamıyorum. Kafamda dönüp duran senle ilgili düşüncelerden dolayı sanki aklımı kaçırıyorum. Nasıl hissettiğimi ve hissedeceğimi bilemiyorum. Bu hisler beni deliye döndürüyor. Kendimi kaybediyorum."

Jimin, ilginç bir şekilde sesi titreyerek konuşuyor ve yumruklarını sıkıyordu. İşin aslı buraya daha erken gelme gibi bir şansım olduğu halde kendimi tutmak zorunda hissetmiştim. Bü nedenle benim de canım yanmıştı.

"Kendini bana kaptırma Jimin. Hakkımda düşünme, hayal kurma. Çünkü ben senin gelecekteki kocan olamam. Ben senin müstakbel katilinim."

Gözlerini açmış bana bakıyordu. Beklediği cevabı alamamıştı. Kocaman gözleri korktuğunun değil kafasının karıştığının işaretiydi. Şimdi ben onun kafasını karıştırıyordum. Belki de o böyle düşünmemi istiyordu. Bilemiyorum... Artık hiçbir şeyden emin olamıyorum.

THE SUFFERERWhere stories live. Discover now