♠︎ Aşkın Bedeli

2.4K 258 86
                                    

I've lost you again

Öldürmek bir sanattır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Öldürmek bir sanattır.

Sanat adı altında yapılan her şey gibi öldürmek de duygu ve yetenek gerektirir. Yaptığın işi hissetmeli, ona kendinden parçalar katmalısın. Tabi sanatı sanat yapan unsurlar vardır. Tahta parçalarını birleştirip bir sandık yaparsan bu marangozluk olur ama bu sandığı oyarak süslersen sanat yapmış olursun.

Öldürmek de böyle bir şeydir. Sadece öfkene yenik düşüp birini çıkarların için öldürürsen bu bir cinayet olur. Ama onu kendini öldürmeye ikna etmek bir sanattır. Aynı çay içmek gibi. Bir demlik çay demlemek sanat olmayabilir ancak Sadō* bir sanattır. Birini konserve kapağıyla doğramak sanat sayılmayabilir ama kanında yüzmek bir sanattır. Sanatı sanat yapan sanatçıdır ve ben bir sanatçı öldürdüm. Çıkarlarım için belki. Belki de sadece canım istediği için. Yine de sanatsal bir yolla öldürdüm ama ben bir sanatçı öldürdüm.

Yapmazsam olacakları tahmin edemediğim için. Ona aşık olma riskini göze alamadığım için. Başka bir sanatçı kazanmak, o sanatçıyı benim yapmak için.

Şimdi o sanatçı yanımda yok. Beyaz çarşaflar etrafa saçılmış ve yatak dağınık. Yatağımız ne zaman topu oldu zaten? Ama hiç bu şekilde dağıtmamıştık. İçim yanıyor, üzülüyorum. Şu an yanımda yatmasını, günün ilk ışıklarında dudaklarımı okşamasını istiyorum. Her şey için çok mu geç?

Yerdeki kanları görmek canımı yakıyor. Peki kanların yere akarken senin de canın yanmış mıydı? Canını çok yakmış mıydım? Şu an alt katta mısın? Yoksa yukarıda geziniyor musun? Sesimi duyuyor musun? Sessizce yatıyor oluşuma aldanma, içim çığlık çığlığa. Sıcağımı hissediyor musun? İçimde yanan ateş seni ısıtmaya yetiyor mu?

Hiçbir şey için bu kadar pişman olmamıştım. Jimin'i görmek istiyordum ama yüzüne bakmaya dahi korkuyordum. Bana yine duygusuz gözlerle bakmasından korkuyordum. Belki de bu yüzden sinirlenmiştim laflarına. Söylediği sözlere, soğuk bakışlarına. Bana zarar vermeyeceğini biliyordum. O bana saldırsa bile karşılık vermemeliydim ama korktum. Bu yüzden yaktım canını ve pişman oldum. Jimin, bu sefer sen bana acıyamaz mısın?

Merdivenleri teker teker inerken elim göğüsümdeydi. Kalbim ağrıyordu. Uykusuz ve susuzdum. Gözlerim çökmüş, saatler önce ağrımaya başlamıştı. Neredesin Jimin?

"Jimin."

Mutfağın sert zemininde bağdaş kurmuş, minik ellerine büyük, sivri bir bıçak almış, parkeyi kazıyarak şekiller çiziyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmış ve çökmüştü. Geldiğimi görünce durdu.

"Nasılsın?"

İyi olmadığını görebiliyordum. Ona vurmamalıydım. Kendimi savunmak için bile yapmamalıydım. Sanki ona vurduğum anda içinde bir şeyler öldürdüm.

THE SUFFERERWhere stories live. Discover now