33. Bölüm : @Yaprakgoz

158 21 27
                                    

Günaydınlar herkese! Nasılsınız görüşmeyeli? Ben pek iyi sayılmam, malum sınavlar yaklaşıyor. :(

Ee, medya nasıl olmuş¿¿

Ah Var Af Yok, Koca Bebek, Koca Adam, texting hikayesi Çakıl Taşı'ndan ve daha birçok kurgusundan tanıdığımız Esra Hancı bugün röportaj konuğumuz. Ben Ah Var Af Yok'u okuyorum, ve söylemek gerek ki bu platformun en naif kitaplarından biri. Sedef içini ayrı dağlıyor, Cihat çiçekler açtırıyor. Bu kadar hoş az kitap okumuşumdur. Teşekkürler, bu güzel kitaplar için.

Röportajımız aşağıda, yorum yağdırın bu röportaja yorum🇹🇷🇹🇷

Yaprakgoz

1-Adınız?

Esra.

2-Bir yazara sorulacak en önemli soru belki de... Kendinize idol edindiğiniz ya da "Onun ilhamıyla yazıyorum." dediğiniz yazar ve kimse var mı? Varsa adlarını rica edebilir miyim?

Onun ilhamıyla yazıyorum dediğim biri- birileri yok ama kendime örnek aldığım insanlar var. Khaled Hosseini, John Steinbeck, Hasan Ali Toptaş, İnci Aral ve Serdar Özkan.

3-Günün en çok hangi vaktini seversin?

Seher vakti. Gökyüzünün yandığını görmek, kızıl bulutlarda uçuşan kuşları görmek hoşuma gidiyor.

4-Hayattaki en büyük hayalin ve amacın nedir?

En büyük hayalim, kaygılarımı en aza indirmekken en büyük amacım da başkaları için kaygı duymaktan asla vazgeçmemek. Tezatlıklarla dolu bir yanıt olduğunun farkındayım ama şöyle ki çevremde insanların kendilerini refaha eriştirdikten sonra duyarsızlaştığını görüyorum. Somut bir hayal ve amaçtan bahsediyorsak kalıcı bir yazar olmayı, günün birinde güzel bir üniversitenin akademisyen kadrosunda olmayı istiyorum.

5-Yazmak dışında hoşlandığınız bir hobiniz?

Sesim kötü olmasına rağmen şarkı söylemek- dinlemek, duygusal olmama rağmen dram filmi izlemek ve dans etmek.

6- Yazdıklarını inanarak mı yazıyorsun? Veya şöyle mi desem... Yazdıkların tamamen hayal mi yoksa bazen duyduğun veya yaşadığın olaylardan da oluyor mu?

Yazdıklarım kafamın içerisinde dolanan senaryolar ve zihnimde oluşturduğum her karaktere inanıyorum. Gerçekle bağıntısı olabilecek hikâyeler yazıyorum. Tüm hikâyelerime varlığımdan bulaştırıyorum, karakterlerin bazı huyları ister istemez bana benziyor ama kurgu kısımları tamamiyle gerçek değil.

7- Yemek desem? Ne anlatırsın? (Hem isim hem fiil olarak değerlendirebilirsin, Türkçe lastiklidir nereye çekersen çek :D)

Yemek deyince aklıma pek bir şey gelmiyor aslında. Benim için sadece yaşamsal fonksiyonlarımın devam etmesini sağlayacak bir eylem.

8- Kaçmaz sorumuz... Issız bir adaya düşsen yanında olmasını isteyeceğin üç şey ne olurdu?

Bıçak. El lambası. Battaniye.

9-Okurlarından aldığın ve seni fazlasıyla sarsan(sevinç veya üzüntü fark etmez) bir mesaj ya da yorumu bizimle paylaşabilir misin?

Beni en çok üzen mesajların içerikleri genelde TECAVÜZ ile alakalı oluyor. Bu yüzden bunları paylaşamam. Sevinçle alakalı mesaj- yorumlarsa aslında hiç ayırt etmeden bir gülücük bile beni mutlu ediyor. İnsanların hikâyemi okuması okuyup değer vermesi ya da hikâyelerimi hiç okumadan sadece yaptığım yorumları takip ederek bana sempati besleyen insanların varlığı içimin mutlulukla dolmasını sağlıyor.

Yazarlarla RöportajWhere stories live. Discover now