BÖLÜM 3

6.1K 243 10
                                    

Çok da uzağımda olmayan bedeninden yayılan tuhaf enerji beni yakalarken titrek bir nefes aldım. Bu aynı zamanda kokusunu solumamak için gösterdiğim bir çabaydı. Ama ıssız kalan marketin sessizliğinde bu konuda başarılı olamamıştım.

Alini bakışlarının ağırlığı üzerime yüklenirken bedenimin kasılmasına daha fazla dayanamadım. "Ne var?!" diye en sonunda çıkıştığımda bir anlığına şaşırmış gibi kalakaldı.

Ne bekliyordu? Gözlerini dikip birine baklanın ona kötü hissettireceğini bilmiyor muydu?

Tamam bana kötü hissettirmekten ziyade heyecanlanmama neden oluyordu orası ayrı ama yine de gerilmeye başlamıştım.

Gevşeyen ifadesi bir anda sertleşirken burnundan sert bir nefes vererek bir adım bana doğru attı. İçim bir anda ürperdiginde geriye doğru bir adım attım. O bunu kaçırmadı geriye doğru gitmem onu şaşırtmış gibi anlamaya çalışır bir şekilde bana baktı. Ondan korktuğumu belli eden gözlerime baktığında bir iki saniye kaldı öyle. Bir an bozulmuş olduğu düşüncesine kapılsam bile bundan hemen vazgeçtim. Mümkün olma olasılığı yoktu.

Gözlerini kapatırken sert bir nefesi içine çekti. Bu hali bir an hoşuma gittiğinde gülümseyesim gelmişti. Tepkilerimle onu kızdırmak çok eğlenceliydi.

"Burada ne işin var?" dedi metalik bir sesle. Bu sanki insanın damağına yayılan gıcırdatan bir taddaydı. Heyecanlanmama neden olurken tepkilerimi kontrol edebilmek için kafamı başka yöne çevirdim. İleride kasaya odaklanırken elimdeki mısırı havaya kaldırdım.

"Mısır... Mısır almak için."

Bir tepki vermediğinde gözlerimi odaklandığım yerden ayırmadan "Peki sen..?" diye emin olamayarak sordum. Cevap verme ihtimali var mıydı acaba?

Kaşlarının çatıldığını hissettiğimde kafasını yavaşça arkasına odaklandığım yere çevirdi. Orada neye baktığımı görmek için bakması komiğime giderken gözlerimi dönük kafasına, saçlarına çevirdim. Dayanamayıp gülümserken bana döndü. Kıvrılan dudaklarıma dönen bakışları simsiyah olurken gülümsemem yavaşça kesildi. Hala çatık kaşları düzelmemişken yakıcı bakışlarını gözlerime çevirdi. Neden öfkeyle baktığına anlam veremezken "Çık dışarı." dedi.

Ya tamamiyle onla ilgili hayallere daldığımdan ya da bambaşka bir şey söylemesini beklediğimden söylediğine anlam veremezken bir an ablak ablak suratına baktım.

"Ne?" diye istemsizce sorduğumda "Dışarı.." dedi bana doğru yaklaşırken. Bir anda yaklaşmasından dolayı gerilirken geriledim. Bir kaç adımdan fazla geriye gitmeme izin vermezken kolumdan tuttu. "Evine git. Hadi" dedi. Kendimi geriye çekmeye çalıştığımda beni daha sıkı tutarak yürüttü. Hareketlerine anlam veremezken korkuyla "Ne oldu?" diye sordum. Beni yürütüp az önce çırağın depoya ineceğim diyerek girdiği kapının önüne getirdi. İçime korku dolarken tedirginlikle kendimi çekmeye çalıştım.

"Bırak!"

Ali kapıyı sertçe kapattı. Beni peşinden sürüklerken bakkalın kapısına getirdi. "Uzaklaş buradan. Hemen!" dedi.

Beni dışarıya ittiğinde bir endişe sertçe boğazıma tırmandı. Korkuyla ona bakarken "Ne oluyor? Neden.." cümlemi korkum yüzünden tamamlayamazken beni dinlemeyen Ali dışarıda gezinen bakışlarını kapattığı kapıya vurulmasıyla gelen seslere çevirdi.

Neler olduğuna anlam veremezken bir adım öne geldim. "Neden kapattın kapıyı, içeride kaldı o." dedim. Oraya doğru gidip kapıya ulaşmak isterken sinirle beni uzaklaştırdı. "Beren, defol! Uzaklaş buradan."

İlk kez adımı ağzından duymuş olduğum için şaşkınlıkla ona bakarken o sinirle gözlerini kapattı. "Üç saniye içinde buradan yok olacaksın. Yoksa senin belanı..." konuşmasının gittiği yere mani olmak için keserken " arkana bile bakmadan uzaklaş buradan." dedi

ABİ BELASIWhere stories live. Discover now