BÖLÜM 13

3.2K 93 16
                                    


Tutunduğum kolları farkında olmayarak sıktı ellerim. Yüzümü yasladığım göğsüne biraz daha yaklaştım. Burnumu kazağına dokundurup kokusunu hissettiğimde gözlerimi kapattım. Ne yaptığımın daha farkına varamamışken tutunduğum kollarına daha da yaslandım. Kokusu öyle güzeldi ki. Kısacık bir anda bile beni böyle hissettirmesine inanamamıştım.

Gözlerimi kapatıp yavaşça açtığım bir saniyenin ardından ne yaptığımı yeni yeni algılamaya başlamıştım. Ben Ali'ye sarılmıştım!

Kolları kaskatı kesilmişti. Nefesini duyamayacağım kadar tutmuştu kendini. Öfkelenmiş olmasından korkarak gözümü kapatmıştım ki kolumdan tutup beni uzaklaştırdı kendinden. Kalbim gümbürdedi.

"Ne yapıyorsun sen?!" Sesi kasılmıştı. Sinirlendiğini hissettim. Kendimi çok kötü hissetmiştim bir an. Tedirgince baktım yüzüne.

"Ben.."

Gerginliğini çok net hissedebilmiştim. Böyle bir şey beklemediği belliydi. Ben bile beklemiyordum ki!

"Sen ne!?"

Kızgınlıkla sordu. Kaşları çatılmıştı. Hala ďaha rahat bir nefes alamamıştı. Dudaklarımı ısırdım gergince. Ağzım kurumuştu. Yapabileceğim bir açıklama aradım.

Gözlerimi gözlerine çıkardığımda kararsızlıkla gölgelenen o duyguyu görmüştüm. Ne hissedeceğini bilemiyordu belki de. Belki de rahatsız olmuştu ona yaklaşmamdan. Gerginliği öylesine hissediliyordu ki onun üzerinden kurtulup bana yapışmasından korktum.

Kafamı salladım hafifçe iki yana doğru. Düşüncelerim bir o yana bir bu yana doğru yuvarlanırken onun karşısında durmamalıydım daha fazla. Dayanamayıp her şeyi itiraf etmekten korkuyordum.

Ellerimi gergince birbirine sürtüp konuşmaya zorladım kendimi. "Sen o gece kurtardın beni. Sen ne kadar inkar etsen de farkındayım ben olanın." Dedim gözlerine bakarak.

Gözlerinin ifadesi dalgalanmıştı. Ne söyleyeceğimi merak eden bir gölgenin görünüp kaybolduğunu gördüm gözlerinde.

Titreyen gözlerimi arkasında bir noktaya sabitledim. Daha fazla bakamazdım o böylesine gerginken. "Ben de.. Ben de teşekkür etmek istedim sana. Bana zarar gelmesine izin vermediğin için"

Açıklamama karşın ifadesi daha da katılaştı. Gözlerini başka tarafa çevirdi. Elektrik tellerinde bir kaç kuşun çığlık atarak kaçıştığını işittim. Sakinleşmeye çalışıyordu. Bir an önce başarmasını umdum.

"Şunu aklına sok." Sinirle bana doğru bir adım attığında kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. Baş parmağını alnıma dayayıp. "Ben seni kurtarmaya çalışmadım. Senin zarar görüp görmemen umrumda değil. Bu konunun bir daha bahsini geçirme." dedi.

Dudaklarım titredi sinirle. Bana bu şekilde dokunmasından, böylesine konuşmasından nefret etmiştim. Parmaklarından alnıma doğru uzanıp kalbime giden bir yolda dikenlerin oluştuğunu hissettim. Konuşmak için ağzımı açtığımda engel oldu."Sen borçlu olduğun insanlara böyle mi teşekkür edersin hep?"

Öyle bir bakış atarak söylemişti ki kendimi çok kötü hissetmiştim bir an. Sanki bu düşünce aklında bir yerlere yerleşmiş ve onu benden bir adım daha uzaklaştırmıştı.

"Ne?!" Dedim nereye varmaya çalıştığını anlayamayarak kaşlarımı çatarken.

"Ne dediğimi duydun." Dedi bir adım daha bana doğru atarak. Kalbim tekledi bana yaklaşmasıyla.

"Evet, ama neyi kast ettiğini anlamadım." Dedim yutkunarak. Yüzümü yüzüne doğru kaldırdım. Şimdi tam karşı karşıyaydık.

Dikkati dağıldı bir an için. Gözlerini gözlerimde, yüzümde gezdirdi çok kısa bir süre. Çenesindeki kaslar dalgalandı. Bana böyle yakın olması tüm hücrelerimi titretmişti. Daha önce hiç böylesine yakından görmediğim gözlerinin her saniye giderek koyulaşmasını izledim. Ne düşünüyordu?

ABİ BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin