BÖLÜM 9

4.6K 153 29
                                    

O gün okuldayken tüm günüm Aliyi düşünerek geçmişti. Son derste artık çok fazla bunaldığımı hissederek girmedim.

Okulun bahçesinde oturmuş beden dersini geçiren 10. Sınıflara bakarken kendime kızgındım. Her şeyi öğrenmem gerekirdi onunla konuşmadan önce. Bana verdiği tepkilerde haklı olduğunu bilmek canımı sıkıyordu. Beni terslemesi çok sinir bozucuydu ama bunu umursamamam ve bir dahaki karşılaşmamızda o beni ne kadar görmezden gelirse gelsin buna takılmamam gerekiyordu.

Off!

Ben onunla daha sakin bir ilişkide olmak istiyordum. Daha sevgi dolu.. Ama bu ne yazık ki şu an hiç mümkün değildi.

Yan tarafımdaki masada konuşulan dedikodular ilgimi çekmezken en son sarı kıvırcık saçlı bir kızın söyledikleriyle kulaklarım dikilmişti.

"Ali abim çok öfkeli. Ne planladığını babam bile anlamıyor. Sürekli kendi başına hareket etmemesini söyleyip duruyor ama onu dinlediği yok. Yine de babam onun bu hâlinden memnun içten içe."

"Neden memnun ki?"

"Öfkeli hali çok çekici olduğu için olabilir galiba." Bunu söyleyen siyah saçlı yüzünde aptal bir gülümsemeyle sohbete katılan bir öğrenciydi. Muhtemelen yüzünde oluşan gülümsemenin anlamı gözünde Aliyi canlandırmış olmasıydı. Umursamamaya çalışarak konuşmayı dinlemeye devam ettim.

"Çünkü bugüne kadar Kara Atlılarla olan düşmanlığı desteklemiyordu. Babam onların yaptığı her harekete çıldırırken Ali abi onu her seferinde frenliyordu."

Kara Atlılar abimlerin kendilerine verdiklari isimdi. Bu kız Ali'nin kuzeniydi sanırım.

"Şimdiyse ondan daha çok nefret ediyor bu aileden. Babam artık bu işin ciddiye bindiğini geri dönüşün olmadığını söylüyor."

Şimdiyse ondan daha çok nefret ediyor bu aileden.

Bu aileden.

Nefret ediyor.

Benden?

İçim daha da sıkılırken kalkıp gitmek istesem de konuşmayı dinlemeye devam ettim.

"Annesi nasıl?"

Benim duymaya içten içe korktuğum soruydu bu. Diğer kız sormuştu bunu, daha mantıklı konuşan taraf olarak.

"Kötü."

Gözlerimi kapattım kalbimin acısıyla dolarken. İyi olduğunu duymaya ne de çok ihtiyacım vardı oysa.

"Hiç konuşamıyor artık. Doktor belki biraz olsun iyileşme gösterirse bunun düzelebileceğini söylüyor ama yataktan kalkma ihtimali bu krizle çok düşmüş. " dedi üzüntüyle çıkan sesiyle.

Abimlere olan öfkem, suçluluk duygum ve Aliyi görme ihtiyacım gitgide büyürken yerimden kalktım ve koşarak okuldan çıktım. Varmak istediğim yere doğru nasıl gideceğimi bilmeden koşuyordum ama daha okulun ilk sokağından dönemeden Kenan abim karşıma çıkmıştı.

Nefes nefese yerimde kalırken kaşları çatılmış bir halde baktı bana. Gözleri arkama çevrilirken "Niye deli danalar gibi koşuyorsun sen bir şey mi oldu?"

Tehlikeye karşı tetikte bir halde etrafı inceliyordu. Soluk alışverişlerimi düzene sokmaya çalışarak "Yok eve geliyordum sadece. Spor olsun diye koşayım dedim."

Kaşları daha da çatılırken "Sokak ortasında spor mu yapılır?" Dedi saçmalığımı sorgularcasına.

Omuz silktim ve yürümeye başladım. Sabah beni bırakırken çıkışta alacağını söylemişti zaten. Yan yana yürürken nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalışıyordum.

ABİ BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin