BÖLÜM 14

3.3K 100 44
                                    

Yukarı çıkıp üstümü değiştirdikten sonra annemin seslenmesiyle fazla oyalanmadan aşağı indim. Akşam yemeği öncesinde hazırdı. Ben sadece salata ve içecekleri hazırlayıp sofrayı kurmuştım.

Annem Serap ablayla abimi yalnız bırakmak istemediği için salondan ayrılmıyordu. Serap ablanın ima ettiği şeyin elbette o da farkındaydı ve bu asla kabul etmeyeceği bir şeydi.

Serap ablanın benimle arkadaşlık kurmasından rahatsız değildi. Aksine ona güvendiği için içi rahattı onunla görüştüğümde. Ama bu, konu abim olduğunda geçerli değildi. Asla onları birbirine uygun görmüyordu. Bir kaç kez komşular arasında Serap ablayla abimin uyumlu olacağı konusunda konuşmalar geçmişti ve o zamanlarda bile bu konudan bahsedilmesinden ne kadar rahatsız olduğunu hatırlıyordum. Annem bu işe kesinlikle karşıydı.

Ben ise..

Tam olarak emin değildim ne düşündüğümden. En başından beri abime karşı olan hislerini anladığımda ikisinin birlikte olma ihtimali bana mutluluk vermişti. Serap ablanın aşkı abim için fazlaydı hatta. Abim onu kırmaktan başka bir şey yapmazdı. Hatta onunla konuşmak bile istemezdi. Neden ona karşı bu kadar soğuk olduğunu bir türlü anlayamazdım. Ama içimde bir yerde hep ikisinin mutlu olması geçerdi zihnimde. Oysa bugün, ben gerçekten ne düşündüğümden emin değildim.

"Beren sofra hazır mı?!"

Abimin içeriden seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Hazır."diye seslendim ben de içeri doğru.

Serap ablanın yanıma gelmemesine şaşırmıştım. Bizde olduğunda her dakika yan yana olur sohbet ederdik.

Abim sofraya oturup kasesini bana uzattığında elime alarak doldurmaya başladım çorbaları. Canı sıkkın görünüyordu. Normalde de pek neşeli biri olduğu söylenemezdi ama bugün ekstra suratsız görünüyordu gözüme. Serap ablayla bir ilgisinin olup olmadığını merak etmiştim.

Serap ablayla annem de sofraya geldiğinde Serap abla abimin yanına oturdu. Aslında orası annemin yeriydi ve her zaman o orada otururdu ve bunu Serap abla tabiki biliyordu.

Annem her ne kadar sinir olsa da bir şey demedi ve abimin diğer tarafındaki sandalyeye oturdu. Bu durum bir an komiğime gitti. Gelin kaynana atışması gibiydi halleri.

Herkes yemeğine başladığında ben de oturdum. Tabağıma biraz bir şeyler almıştım ama yemek istemiyordum. Nihanla çok yemiştik.

Aklıma o gelince bugünkü durumdan ne kadar rahatsız olduğunu düşündüm. Serap ablayla birbirlerinden kesinlikle hoşlanmamışlardı.Yemekten sonra onu aramalıydım. Belki yarın buluşabilirdik.

Çatalımı elime aldığımda bileğimdeki boyayı fark ettim. Bugün çalışırken olmuş olmalıydı. Hemen ardından aklıma gelen Ali ise bana zihnimin bir oyunu olmalıydı.

Çalıştığımı söylediğimde ne kadar sinirlenmişti. Ona ne oluyorduysa. Yine de bunun hoşuma gittiğini kabul etmeliydim. Benimle ilgili her konuda her ne kadar ters tepki veriyor olsa da ilgileniyor olması hoşuma gidiyordu.

Bana bakarken kararan gözleri aklıma geldiğinde yutkundum. Öyle güzellerdi ki bir gün içinde kaybolup gideceğimden korkuyordum.

"Musakka mı?"

Serap ablanın sesiyle ona döndüm. "Efendim?"

"Musakka yapmışsınız Devran sevmez ki musakkayı."

Kaşlarım istemsiz kendiliğinden kalktı. Ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım.

"Pazardan patlıcan almışız bol bol yapayım dedim ben de." Annem açıklama ihtiyacı hissederek. Kaşları çatılmıştı. "Ayrıca Devran sever musakkayı."

ABİ BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin