BÖLÜM 10

3.8K 163 26
                                    

Kafama sargıyı yaptıktan sonra başımın üstüne bir öpücük kondurmuştu. Gözlerime bakıp "İyi misin yavrum?" Diye sordu  şefkatle. Kafamı  salladım "İyiyim."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Hadi kalk da bir yemek yiyelim. Açsındır."

Çıkardığım montumu tekrar üzerime giyerken o da masasının üstünden telefonunu ve cüzdanını alıyordu. Aşağı inerken "Nerden esti ziyaretime gelmek.." kafasını bana çevirdi  yan bir bakışla "Evde bir şey mi oldu?" Endişelenip endişelenmediği hakkında tam kesin bir kanıya varamamıştım.  Gözleri ifadesiz sayılırdı.

"Yok, hiçbir şey olmadı" gözlerimi kısarak gülümsedim "Seni özledik sadece." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekerken kafasını eğerek güldü. Rahatlamış gibiydi.

"Ee özlenmeyecek adam değilim."

Kıkırdayarak "O Kenan abimin repliğiydi."dedim gözlerim bar taburelerinin olduğu yerde onu bulurken. Sarışın bir kızla konuşuyordu.

Eliyle kızın saçlarıyla oynarken bizi gördü. Yerinden kalkıp kıza göz kırparken "Görüşürüz fıstık, özletme kendini."dedi.

Kız arkasından "Numaranı vermedin."diye bağırmıştı

Yanımıza geldiğinde kınayan bakışlar atıyordum ona Barlas abim ise ensesine bir tane vurdu. "Ulan aklın fikrin hovardalıkta."

Kenan abim saçlarını karıştırarak güldü. "Kızlar bana hasta  ben ne yapayım."

"Ayrıca hovardalıkta senin mertebe master abim eline su dökemem." Gözleri hınzırca parlarken devam etmemesi için gözlerimle uyardım. "Az önce marifetlerinin bir kısmına tanık olduk da maşallahın varmış."

Barlas abim sinirle üzerine doğru yürürken bağırdı "Siktir git lan, şerefsiz!" Arkasından tekme savururken Kenan abim gülerek arabasına kaçtı. Camın arkasından "Beni takip edin!" Diye bağırarak gaza bastı. Barlas abim hala söyleniyordu. "Pezevenk!" Dayanamayarak güldüm ama Barlas abimin sert bakışlarını görünce susmak zorunda kalmıştım.

Arabaya bindiğimizde Kenan abimin gittiği yönün tam tersine gitmiştik. Uyarmak için araya girmiştim ki "Ama.."

"O bizi bulur merak etme." dedi.

Uzatmayarak geriye yaslandım. Bakışlarım abimi bulurken "Abi.." diye seslendim. Direksiyonu çevirirken bana bakmadan kafasını salladı 'ne oldu anlamında  "O kız kimdi? Sevgilin mi?" Diyerek soracağım soruların ön başlangıcını yaptım. Bu konudan bahsetmek rahatsız hissettiriyordu beni ama öğrenmem gerekiyordu.
Yüzünde bir ifade belirmezken "Öyle sayılmaz." dedi.

Gözlerim kısılırken "Ne o zaman?" Diye sordum. Sıkıntılı bir iç çekerken gözleri yoldaydı. "Öylesine biri.." diye mırıldandı.

Şaşkınca "Sen öylesine olan insanlarla öyle şeyler mi yapıyorsun?" diye sordum gözlerim kırışırken.

Kaşları çatılırken bana döndü. "Sen işine bak..! Kurcalama her şeyi." Sesi sertleşmişti. Sorduğum soruya sinirlenmişti. Ya da bunu benim sormama. Daha fazla onu germek istemediğimden  kafamı cama çevirerek sessiz kaldım.

"İyi sormayız bir daha." Tabi tribimi attıktan sonra.

Geleceğimiz yere kadar hiç konuşmamıştık. Ama mekana girdikten sonra bunu devam ettirmeyecektim, buraya surat asmaya gelmemiştim.

Bilardo masaları ve masa tenisi gibi oyunlar oynanan  klâsik ve hareketli bir kafeydi geldiğimiz yer. Buraya birlikte birçok kez gelmiştik. Suflesini çok severdim.

"Yeni bir karşılaşma demek?"

Bakışlarımı Barlas abime çevirerek gözlerimi kısarken kafasını eğerek güldü.

ABİ BELASIWhere stories live. Discover now