★15★

2.4K 187 37
                                    

Genç kız Kalelilerin evine geldiğinde derin bir nefes aldı. Aliyle konuştukları sürekli kulaklarında yankılanıp duruyor, yapması gerekenleri hatırlatıyordu. Gerçekten yapabilir miydi? Mutlu olabilir miydi? Yaşanan onca şeye rağmen hakkı var mıydı? Bilmiyordu. Hayat ona gülümsemezdi ki. Sadece acı çekerdi. Şimdi birine, hele de Tahir gibi birine aşık olup mutlu olmak şansını ona verir miydi ki?

İçeri girip de mutfakta içki içen Tahiri gördüğünde kaşlarını çatarak geçip yanına oturdu. Garip görünüyordu adam. Gözleri kızarmış, omuzları çökmüş gibiydi. Tükenmişti dese daha doğru olurdu.

"Neyin var senin?"

Kızı umursamadan içkisini yudumlayıp "Derken?" diye sordu sanki umurundaymış gibi. Nefes de fark etmişti bu tavrını. O yüzden açıklama yapmak ya da beklemek yerine kendine de bardak alıp içki doldurdu. Tahir gibi su katmadan aldı ilk yudumunu adamın şaşkınlığını umursamadan. "Hem küfür ediyorsun, hem de içki içiyorsun. Gerçekten değişmişsin."

Nefes aynı adam gibi "Derken?" diye sordu alayla. Çabuk etkilendiği için içkiden uzak dursa da bir günlüğüne sınırları kaldırmak istiyordu.

2Git yat, Nefes. Gerçekten havamda değilim."

"Hiç aşık oldun mu, Tahir?"

Kaşlarını çatarak sevdiği kıza baktı. Güya sevgilisiyle zaman geçirmişti ama gözleri kızarmış, şişmişti. Bir insan niye sevgilisine sarılıp ağlardı ki? Aksine mutlu olması gerekmez miydi? Bilmiyordu ve artık umursamıyordu. Nefes evlerine gelen misafirden başka biri değildi. Bundan sonra olamazdı.

"Nereden çıktı bu?"

"Merak ettim."

Bakışlarını içkisini yudumlayan kıza çevirdiğinde acıyla yutkundu. Sevdiği kız ona kendini soruyordu. Başka bir adamın kollarında ağladıktan sonra yanına gelmiş yıllardır kalbinde yaşattığı aşkı anlatmasını istiyordu. Gözlerini sıkıca kapatıp yaşananların son bulmasını diledi Tahir. Daha ne kadar acı çekecekti hissettikleri yüzünden? On dokuz yaşında kalbine davet ettiği kızı yıllar sonra memleketinde gördüğüne sevinemeden onun başkasına ait olduğunu öğrenmişti. Hatta onları birlikte görmek zorunda da kalmıştı. Şimdi de bu...

"On dokuz yaşındayken aşık olmuştum."

"Gençlik dönemini demiyorum."

"Ben ondan başkasını sevmedim, Nefes. Gençken görüp de kalbime aldığım o kızdan başkasını almadım kalbime."

Şaşkınlıkla "Nasıl yani? On yıldır aşık olduğun biri mi var?" dediğinde Nefes, karşısındaki adam acıyla gülümsedi. Eğer o gün biri karşısına çıkıp da on yıl sonra ortalığı yakıp yıkan kıza kendini başkası gibi anlatacağını söylese sağlam bir küfür ederdi her halde. Ama şimdi bunu yaşıyordu. Nefese kendini bir başkasıymış gibi anlatıyordu. En kötüsü de kızın bu aşka hayran olmasıydı.

"Hayır. On yıldır sadece bir kez görüp de aşık olduğum biri var."

"Nasıl yani?"

"Onu sadece bir kez gördüm ama hiç unutmadım. Öylesine güzeldi ki... Sadece görünüş olarak da değil. Kalbi yüzünden güzeldi."

Kız sarhoş olmaya başladığını fark ettiğinden içkisinden son yudumunu alıp başını birleştirdiği kollarına yaslayarak gözlerini kapattı. İçinden Aliye küfürler savurup duruyordu. Neden kalp atışlarına anlam yüklemesine izin vermişti? Kalbinde bir başkası olan adamı kalbine alması gerektiğini ne diye söylemişti? Mutluluk Nefesin kaderine yazılmamıştı. Aşkını dinlerken emin olmuştu bu düşüncesinden. "Nasıl anladın kalbinin de güzel olduğunu?"

"Kalbi güzel olmayan tanımadığı birini canından, kanındanmış gibi korumaz. O korumuştu. Kendinden yaşça büyük oğlanlara öyle kafa tutmuştu ki, sanki dünya gelse umurunda değildi. Umurunda olan tek şey o çocuğu korumaktı. Yaptı da zaten. Bilmediği şey ise sadece sinirden saçlarını savura savura koruduğu o çocuğun değil, benim de hayatımı değiştirdiğiydi."

Birkaç dakika daha boş bardağını izledikten sonra sessizlikten rahatsız olarak Nefese baktı. Baktığı an sanki saatlerdir acı çeken o değilmiş gibi gülümsemişti. Saçları yüzünün bir kısmını kapatmış, dudakları küçük kız çocuğunkiler gibi büzülmüştü. Huzurlu gibiydi. Anlaşılan içki içmek ona göre değildi. Uyuyor olmasına rağmen tuttuğu bardağı alıp yüzünü okşadı, uyandırmamaya dikkat ederek. Ne kadar ondan vazgeçeceğine karar vermiş olsa da bunun zor olacağını biliyordu. Zaten görmeden, tanımadan sevebilmiş iken iki günde unutursa bu kalbine haksızlık olurdu.

"Senin aşkın çok şeyi değiştirdi, Nefes Zorlu. Şimdi böyle bir adamsam o gün söylediklerin sayesindedir. Başkasını sevsen bile hayatıma girdiğin için teşekkür ederim. Birkaç dakikalık karşılaşmamız olmasa nasıl biri olurdum düşünmek bile istemiyorum. Teşekkür ederim, Nefesim. Her şey için teşekkür ederim."

Uyandırmak istemediği için kızı kucağına alıp merdivenleri çıkmaya başladı. Birinin kokusu bile yeter miydi mutlu olmak için? Yetiyordu. Birinin kokusu mutlu ederken can yakar mıydı? Yakıyordu. Nefes hem yaralıyor, hem de kendi açtığı yarayı sarıyordu. Burnunu kızın saçlarına daldırıp aklına gelen şiiri fısıldadı sevdiğine.

"Evet, şiir gibisin kadın,
Farklısın;
Parçalanmaya yüz tutmuş sarı yapraklar gibi,
Küf kokan bir halin var.
Adamın içini açmıyorsun,
Evet, evet şiir gibisin kadın...

Evet, şiir gibisin kadın,
Farklısın;
Herkes kendine güzel,
Belki de kraliçesin
ama bana göre değilsin.
Evet, evet şiir gibisin kadın...

Evet şiir gibisin kadın,
Farklısın;
Farkın bende
ama sen farkında değilsin.
Zor yada kolay ama hiçsin,
Evet, evet şiir gibisin kadın."

Eğer zamanında hayat şans verseydi ona aşkını şiirle itiraf ederdi büyük ihtimalle. Şimdiyse sadece satırlarında hayatı taşıyan şiirlerle acısını dillendire biliyordu. Odasına girdiklerinde yatağa yatırmak için uykusundan sıyrılıp kısık gözlerle ona bakan Nefesini kucağından indirdi. Ayakta durmakta zorlandığından ağırlığını adama yaslayarak acıya bürünen kahvelere baktı. Sarhoş olduğundan zihni bulanıktı ama net olarak hatırladığı şeyler vardı. Tahirin on yıldır birine aşık olduğunu hatırlıyordu. Birlikte uyudukları zaman hissettiği kalp atışlarını da hatırlıyordu. Tabii bir de duyduğu aşkın canını nasıl yaktığını hatırlıyordu. Acıyla gülümsedikten hemen sonra parmaklarının ucunda yükselip dudaklarını adamın dudaklarına bastırdı. Tahirin şaşırdığını görse de umursamamıştı. Sonuçta sarhoştu, değil mi? Uyandığı zaman bu yaptığını hatırlamayacaktı. 

Adamdan uzaklaşıp da göğsünde uykuya dalmadan önce "Sevilmeye layık bir adamsın, Kaleli," diye fısıldadı dudaklarına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adamdan uzaklaşıp da göğsünde uykuya dalmadan önce "Sevilmeye layık bir adamsın, Kaleli," diye fısıldadı dudaklarına. Yarın hatırlamayacak olsa da yaptığından pişman değildi. İlk öpücük hayalleri kuranlardan hiç olmamıştı ama ilk kez öptüğü adamın Tahir olması gurur duymasını sağlayacak bir şeydi.

Düşüncelerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın. Emeğe saygı duyup değerlendiren herkese sevgilerle...♥

{Tamamlandı} Ölümle Aşk Arasında|NefTah|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin