★30★

896 94 19
                                    

"Nefes, yapma! Yalvarırım yapma! Ben buna dayanacak kadar güçlü değilim!"

Kadın hızı artırırken elinin tersiyle yüzünü kuruladı. Aralarındaki mesafeyi artırmak zorundaydı. Aklındaki yere yaklaşırken önce dikiz aynasından Tahirin arabasına baktı. Göremeyeceği kadar uzaktaydı. Bunun rahatlığıyla gülümseyip gözlerini kapattı. Telefonundan sevdiği adama ait bağırışlar duyuyor olsa da umursamıyordu. Vazgeçmeyecekti. Pişman da değildi. Ellerini de direksiyondan çektiğinde dudaklarını araladı sevdiği adama veda etmek için.

"Ölümle Aşk Arasındayken bile seviyorum seni, Tahir Kaleli. Kendimden de çok seviyorum hem de."

İki saat önce...

Asiye evdekilerin uyuyor oluşunu umursamadan bağırarak şarkı söylerken sofrayı hazırlıyordu. Nefesin yeniden onlarla birlikte kalıyor oluşu keyfini yerine getirmişti. Bu yüzden onu azarlamak için hızlı adımlarla salona giren kayın validesiyle kocasını kulaklarını tıkayarak gerisinde bırakıp Nefesi uyandırmak için merdivenlere yöneldi. Aklında sadece kardeşi gibi sevdiği kızı hiçbir zaman uyanmadığı şekilde uyandırmaktı çünkü Nefes hastaneden çıktıktan sonraki gecelerin birinde sabaha kadar hayatı hakkında konuşmuştu. Annesi doğum sırasında hayatını kaybetmişti ve babası o on altı yaşına geldiğinde yeniden aşık olmuştu. İki sene onlarla birlikte yaşasa da oraya ait olmadığı düşüncesi yüzünden on sekiz olduğu gün evden ayrılmıştı. Ne babasına, ne de üvey annesine karşı öfkeliydi. Aksine çok iyi bir kadın olduğunu söylemişti. Sadece... Oraya ait değildi işte. Onun için evi annesiydi ve kollarının arasına bir kez bile girememişti. Bu yüzden şu an için yapmak istediği tek şey vardı, Nefes Zorluya ailenin, evin nasıl hissettirdiğini öğretmek. Hoş, kapıyı tıklatmadan içeri girdiğinde birbirine sarılmış uyuyan Nefesle Tahiri göreceğini bilse bunu asla yapmazdı ya. Özellikle de Tahirin yarı çıplak oluşu detayı vardı ki bilse evden bile çıkardı.

Gençler uyanmak üzere olduklarından kapının açılma sesine karışan Asiyenin "Uy nenem yarabbi!" bağırışı yataktan fırlamalarına neden olmuştu. Geç kaldıklarını anlamak için özel bir şey yapmalarına gerek yoktu. Yüzlerine kapanan kapı ve Asiyenin merdivenleri inerkenki söylenmeleri basılmış oldukları gerçeğini suratlarına çarpıyordu zaten.

"Az önce düşündüğüm şey yaşanmadı, değil mi?"

Nefesin kızarmaya başlayan yanaklarıyla sorduğu soru üzerine adam yaramaz çocuklar gibi gülümseyip kollarını ince beline dolayarak yüzünü boynuna gömdü. O sert kadının aşkla ilgili konularda böyle olması komik geliyordu. Dudaklarını dün geceden kalan izlerden birinin üzerine bastırıp kokusunu içine çekerken "Sanırım bu haline de aşık oldum," diye fısıldadı. Alnı yanaklarına yaslı olduğundan utangaçlığı yüzünden ısındıklarını hissedebiliyordu ve bu hali inanılmaz derecede tatlıydı.

"Sanırım bu halinden nefret ettim. Kollarını üzerimden çek."

"Utanınca hırçınlaşıyorsun demek."

"Utandığım falan yok. Hem hani sen hafızanı kaybetmiştin ya. Lütfen yeniden kaybet. Hatta Asiye ablayı da yanına al."

Kadın ayağa kalkmak için yeltendiğinde adamın kolları daha da sıkılaşmıştı. Bu kadar geç bulmuşken kalbinin sahibini nefesi bir an olsun nefesinden uzaklaşsın istemiyordu. Aslında huzuru olan kokunun sahibi de aynı hissediyordu. Tamamlanmış gibiydi. Hem de hayatında ilk kez tamamlanmış gibiydi. Başını arkaya yatırarak sevdiğinin omzuna yasladı.

"Normalde büyük ihtimalle yengeme bu şekilde yakalandığım için rahat olmazdım ama nedense şu an umurumda değil."

"Arsızlık belirtisi bence. Mutlu olmak yerine tüm vücuduna yayılmadan önce tedavi olmayı deneyebilirsin."

"On dokuz yaşımdan beri karakterimin bu kısmını boğmaya çalıştığımdan bence tadını çıkaralım."

***

"Asiye ablanın içeridekilere anlattığı konusunda hemfikiriz değil mi?"

Tahir Nefesin hala utanıyor oluşuna kahkaha atıp kollarını beline sardı. Yeşillerle kahveler birbirlerine öyle bakıyorlardı ki, sanki bunun için varlardı.

"Senin peşini bırakmayacağım ve eninde sonunda evlilik teklifi edecek cesareti toplayacağım konusunda hemfikiriz değil mi?"

Kadın yumruğunu adamın omzuna geçirerek "Sadece arsızlaştığın konusunda hemfikiriz," dediğinde Tahir kısa bir an dudaklarını birleştirip yeniden bakışlarını buluşturdu. 

Mutluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mutluydu. Onunla olduğu, ona ait olduğu, gülümsediği, nefes aldığı, kollarında olduğu için mutluydu. Başka bir şeye ihtiyacının olmadığını şimdi fark ediyordu. Öfkesinin, deliliğinin tek sebebi bu kadının olması gerektiği yerde, yani yanında olmamasıydı.

Aşağı kata indiklerinde herkesin bakışları onlara dönmüştü. Tabii ki şeytani parıltıların olduğu bakışlardı bunlar. Fatih "Günaydın," der demez Murat guya ikiziyle konuşuyormuş gibi "Günaydın değil hayurlu işler diyeceksun, ikizum," diyerek Asiyenin tam da düşündüklerini yaptığını belli etti. Şanslarına Saniye daha kimse uyanmamışken komşusunun evine gitmişti.

"İkinizi de döverim. Kapatın çenenizi. Sende sağol be, yengem. Haber yaymada herkesi geçtin."

Mustafa diğerlerinin aksine sessiz kalmayı tercih etmişti. Bu konuşabileceği bir konu değildi, özellikle de aile ortamındayken. Tahirle özel olarak konuşacaktı. Hastanedeyken geçmişte yaşananları anlattığından birbirlerine olan özlemlerinin farkındaydı. Sadece... Rahatsız edici derecede hızlıydılar.

Genç adam yeniden utanmaya başlayan sevgilisini sarmalayıp gülümseyerek "Bunları adam ettiğin gibi şu kızı da evliliğe ikna edersen her şey tamamdır, yengem," deyip yanaklarındaki kırmızılığın artmasını sağladı. 

Nefes anlamamazlıktan geliyor olsa da Tahirin evlilik konusunda ciddi olduğu sürekli dile getiriyor oluşundan belli oluyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Nefes anlamamazlıktan geliyor olsa da Tahirin evlilik konusunda ciddi olduğu sürekli dile getiriyor oluşundan belli oluyordu. Yıllardır bekliyordu zaten. Kadını bir kez daha görmeye bile umudu yokken şimdi kalbinin onun için atıyor oluşu yeterliydi. Daha fazla beklemek istemiyordu. Hatta zihninde dolanıp duran tek düşünce kahvaltıdan sonra gidip yüzük almaktı. Sevdiği kadının parmağında ona ait olduğu simgeleyecek olan yüzüğün nasıl olacağını bile kararlaştırmıştı. Onları hemen kapıda bekleyen kaderden habersiz...

Düşüncelerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın. Emeğe saygı duyup değerlendiren herkese sevgilerle...♥

{Tamamlandı} Ölümle Aşk Arasında|NefTah|Where stories live. Discover now