★20★

1.6K 164 44
                                    

Nefes son müşterinin de gitmesiyle kapalı yazısını çevirerek kapıyı kapattı. Bir süredir geç saate kadar çalışmak istediği için. restoranı o kapatıyordu Önlüğünü çıkarıp koltuğa yatarak derin nefesler aldı. Günlerdir doğru dürüst uyumadığından, yemek yemediğinden vücudu bitkin düşmüştü. Buna rağmen hala çalışıyordu.

Telefonunun titreşimiyle gözlerini aralamadan cebinden çıkarıp aramayı cevapladı. Kim olduğuna bakmamıştı bile. Konuştuğunda sesine hakim olan soğukluk ise tahmininin ötesindeydi.

"Efendim?"

"Neredesin?"

Alinin endişeli sesiyle kaşlarını çatarak doğruldu. Aklına ilk gelen Tahir olmuştu. "Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda çoktan kalkmış, silahının bulunduğu çantasını almak için çalışanların odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Korkusu refleks olmuş gibiydi.

"Yanına gelmek istiyorum sadece."

"Sorun yok yani?"

"Yok."

"Tamam. İşteyim. Birazdan çıkacağım. Gel istersen."

"On dakikaya oradayım."

***

Nefes birasını yudumlarken bakışlarını telefonundan ayırmıyordu. Ana ekrandaki fotoğrafa saatlerce bakabilirdi, biliyordu. Şansına gözleri dolmadan önce Ali gelip yanına oturmuştu.

"Birayla mı kafayı buluyorsun?"

"Saçmalama be. Öylesine içiyorum."

Alinin muzipçe "Kafayı bulmak ister misin?" diye sorması üzerine tek kaşını kaldırarak bakışlarını adama çevirdi. Ne demek istediğini sırıtışından anlamıştı. Akademi zamanından beri ne zaman ikisinden biri kötü hissetse kendini, diğeri çilingir sofrası kurardı. Ali de gelmeden önce her zaman gittikleri yeri aramış, geleceklerini söylemişti. "Hadi, kalk. Çilingir sofrasına layık saatleri geçirmeyelim."

***

Genç kız rakıdan ilk yudumunu aldığında kulaklarına dolan şarkıyla gülümsedi. Bu kadarının denk gelmesi ihtimali yoktu. Büyük ihtimalle Ali çalınmasını söylemişti.

"Sezen Aksu diyorsun?"

"Vay yine mi keder diyorum."

"Keder ne zaman peşimi bıraktı ki?" diye mırıldanıp dikkatini yemeğe verdi. Bir süre hiç konuşmadılar. Sezen Aksu dinleyip içkilerini yudumlayarak geceye devam ettiler. Sadece susarak bile birbirlerine iyi geldiklerini bildiklerinden konuşabilmek için zaman ayırmışlardı. Ne zaman ki saat güneşin doğuşuna yaklaşmıştı, işte o zaman "Selinden önce aşık oldun mu?" diye sorarak sessizliği bozmuştu Nefes. Sofra toplanmış, sadece rakı kalmıştı.

"Hiç."

"Ya Selin?"

"Selin?"

"Canını çok yaktı mı aşkın?"

"Hala yakıyor."

"Selinin senin bana aşık olduğunu düşündüğünü biliyorsun, değil mi?" Sorusu üzerine gülümsedi adam. Elbette biliyordu. En başından beri Selin Nefes için canını bile verecek olsa onları yan yana gördüğünde kötü hissediyordu ve bu bakışlarından okunuyordu. "Bizi gördüğünde canı yanıyor. Neden düşündüğü gibi bir şeyin olmadığını söylemiyorsun?"

"O fark etmeli, Nefes. Ondan başkasını görmediğimi o fark etmeli ki, gelecekte güven problemi yaşamayalım."

"Bu düşüncen yüzünden kaç yıl kaybettiniz?"

{Tamamlandı} Ölümle Aşk Arasında|NefTah|Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα