★27★

1.1K 100 43
                                    

"Defolup gitmezseniz çok değerli arkadaşınızı öldürürüm! Defolun!"

Adamın depoda yankılanan bağırışını Nefesin acı dolu inlemesi takip etti. Yaraları dayanabileceğinden de kötü durumdaydı. Aldığı her nefes işkenceden farksızken bir de çekiştiriliyor oluşu işleri zorlaştırıyordu. İnleyişiyle onlara doğru adım atan Tahiri gördüğünde titreyen kan lekeleriyle süslenmiş elini kaldırıp durmasını işaret etti. Fırat müdürün onu buraya getirmiş olması bile delirmesine sebep oluyordu. Bilmiyorlar mıydı Tahiri? Neden gelmesine izin vermişlerdi?

"Onu öldürünce kızın geri gelmeyecek. Neden anlamıyorsun?"

"Kızımı geri istemiyorum! Onun ölümünün cinayet olduğunu insanlar bilsin istiyorum!"

Fırat adamın psikolojisinin ne kadar kötü durumda olduğunu görebiliyordu. Ne söylerse söylesin fayda etmeyecekti. Bu adam kızının hayatının binlerce insanı kurtardığını anlamayacak kadar acısıyla sarmalanmıştı. Savaşa dönüp nişan alıp alamadığını soracakken duyduğu cümleler nefesini tutmasına neden oldu. Aliydi konuşan. Silahını indirmiş, boş gözlerle değerlisine ve onu öldürmek için sabırsızlanan adama bakıyordu. Söyledikleriyse...

"Kızının ölümüne Nefes sebep olmadı. O gün kızını kurtarma şansı elde eden bendim. Hata yapmamış olsaydım, duygularıma yenilmeseydim kızın yaşıyor olabilirdi. Onun katili rehin aldığın kadın değil, benim."

Yarım saat önce...

Tahir yanında olduğu insanların konuşmalarını dinlerken gerginlikten dolayı bacağını sallıyordu. İlk başta bir umuda sarılarak gelmişlerdi ancak Savaşla Nazlının yaptığı kısa keşiften sonra Ersanın, büyük ihtimalle de Nefesin buldukları depoda olduğundan emin olmuşlardı. Şimdiyse hata yapmamak için yaptıkları planın her detayının üzerinden geçiyorlardı.

Tahiri korkutan da onların üzerine çökmüş olan endişeydi. Fıratın ne kadar iyi polis olduğunu biliyordu. O bu kadar iyiyse ekibi de iyiydi. Buna rağmen korkuyor oluşları adamı geriyordu. Nefesin ne farkı vardı ki şimdiye kadar kurtardıkları insanlardan? Başaramayacaklarını düşündüren neydi?

Fırat herkese planladıkları yerlere gitmesini söyleyip Tahire döndü. Aynı anda belinden silahını çıkarmış, emniyetini açıyordu. "Buraya gelmene izin verdim ama geride kalacaksın, Tahir." İtiraz etmek için dudaklarını araladığını görünce "Beni seni arabaya kelepçelemeye mecbur bırakma," diyerek gelebilecek tüm cevapları engelledi. Onun hayatını riske atamazdı. Tahiri susturduğundan emin olduktan sonra saatlerdir tek kelime etmeden onları dinleyen Aliye dönerek "Dikkatli olacaksın, Ali," dediğinde mavi gözler kendisine dönmüştü. Suskunluğu yaşlı adamı korkutuyordu. "Kurtarmamız gereken kişiyi Nefes olarak değil, yardımımıza ihtiyaç duyan biri gibi düşüneceksin. Anlaşıldı mı?"

İkisi de böyle olmayacağını bilseler de kendi yalanlarına inanarak ilerlediler. Dikkatliydiler. Kalplerini saran korkuyu yok saymaya çalışarak sessizce ilerlemeye özen gösteriyorlardı. Oysa varlıkları Nefes tarafından çoktan fark edilmişti.

"Gitmen gerek," diye fısıldadı baygın bakışlarını saatlerdir elindeki fotoğrafa bakan adama çevirirken. Pencere sayesinde dışarıdaki gölgeleri fark etmişti. Onun için hayatını riske atıp gelenlere haksızlıktı belki ama adamı uyarmalıymış gibi hissetmişti. Ondan aldığı hayatın karşılığı olamasa da kaçıp rahat bir hayat yaşamasını istiyordu. "İntikamla kafayı yemek yerine yeni bir hayata başla. Kızının olmasını istediğinin bu olmadığına eminim."

"Ne saçmalıyorsun?"

"Buldular. Ekip arkadaşlarım dışarıdalar. Onlar içeri girmeden git. Ben dikkatlerini dağıtırım."

{Tamamlandı} Ölümle Aşk Arasında|NefTah|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora