Ö.L.6

106K 5.2K 947
                                    

Dayanamadım ve yeni bölüm paylaştım aslında bana sadece okunma sayısı yeterli birilerinin okuduğunu bilmek iyi hissettiriyor. :D

3. bölümdeki multimediayı değiştirdim ve oradaki resmi buraya almak zorunda kaldım. Daha iyi olduğunu düşünüyorum :D

Bahar hocanın odasına girmiştik. Ne yazık ki Bahar hoca burada değildi yardımı pek dokunmasa da tanıdık bir yüzün olması iyi hissettiriyordu.

Dün geceki pozisyonda oturuyorduk tek fark bu sefer karşımda oturan üniformalı memur değil Umut'tu. Tam karşımda olduğu için gözlerine bakmak zorundaydım ve bu beni daha çok stres altına alıyordu. Diğer iki memur da arkasında zırhlı gibi bekliyordu. Sanki cebimden bir çakı çıkarıp kalbine saplayacaktım. Biliyorum ki imkanım olsa yapabilirdim sırf iğneleyici bakışlarından kaçmak için.

"Neden bize yalan söyledin?" dedi söze girerek. Hemen dökülmeyecektim, ağzını arayıp gerçekte ne bildiğini öğrenmeye çalışacaktım.

"Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum" dedim bakışlarımı kaçırarak.

"Tamam o zaman ben anlatayım." diyerek söze başladı. Başıma geleceklerden korkmaya başladım. 

"Geçen gece arkadaşlarınla ders çalıştığını söylemiştin değil mi? Kayıtlarda bile var illa kanıt istiyorsan"

"Evet size ders çalıştığımızı söylemiştim." konuşmanın devamını biliyordum. Birilerinden azar yiyeceğim kesindi.

"Yalanın burada başlıyor. O gece başka bir şey hakkında konuşmuşsunuz. Bilmem gerekenler neler? Seni dinliyorum" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Çok korktum tamam mı!!" diye çıkıştım biraz düşündükten sonra.

"Neyden?"

"Ney demeyecektiniz sanırım Kimden?" diyerek onu düzelttim.

"Anlatacak mısın?" diye sordu. Kafasının karışmış olduğu belli oluyordu.

Onlara anlatmamam gerektiğini biliyordum yoksa ölecektim. Köşeye sıkışmıştım ve kaçacak yerim yoktu. Anlatacaktım.

"Pazartesi sabahı tanımadığım biri tarafından taciz edildim. Ardından banyoya girdiğimde aynaya yapıştırılmış bir postiş buldum. Odamın dışında sıramın altında ve Günce'yi bulduğum gece aynı renk, aynı yazı ve aynı renk postişler buldum." mesaj aldığımı demeyecektim. Telefonumu benden alıp daha geri vermeyeceklerdi. Telefon benim yaşam biletimdi.

"Neden polise haber vermedin?" diye sordu. Mantıklı bir soruydu. Ne cevap verecektim aslında size dün anlatacaktım ama katilim beni öldürmekle tehdit etti diye söyleyemedim.

Aklıma birden Özge'nin önceki geceki odanın önünde söylediği söz gelmişti.

"Son sınıflardan birinin yapmış olduğunu düşündük" dedim kararlılıkla.

"Sence çamaşırhanede bulduğun kağıt rastlantı mı?" polisler bu kadar saçma olmak zorunda mıydı. 5 dakika önceki kurnaz bakışlı adam gitmiş yerine küçük emrah gelmişti sanki.

"Bence o yapıyor" dedim. Beni bekleyen katilim.

"Yeterli gidebilirsin" dedi başından savuyormuş gibi görünüyordu.

"Bütün bir günümü 5 dakikacık konuşma için mi mahvettiniz." dışarıdan sakinmiş gibi görünsem de içimden  küfürler yağdırıyordum.

"Daha ne bekliyordun seni tutuklamamızı mı? Çok istiyorsan emir çıkartabilirim." dedi sırıtarak. Sırıtmak bir insana bu kadar mı yakışırdı. Umut ile konuşalı belki bir kez belki de hiç sırıtmamıştı. Mükemmel beyaz, inci gibi dişler.

ÖLÜM LİSESİ(BİTTİ)Where stories live. Discover now