Ö.L. 13

94.7K 4.1K 1.5K
                                    

Yorumlarından dolayı bölümü @hiranurcengiz14 'e ithaf ediyorum teşekkür ederim :))

Vote ve yorumlarınızı bekleyerek iyi okumalar diliyorum :D

Multimedia'da bölümde etkisi olmasada Umut var :))

Rahat kıyafet giyerek aklımdaki düşüncelerle uyuya kalmıştım. Uyandığımda ise güneş ışınları dik açıyla pencereden içeri giriyordu. Alin'e baktığımda yatağında uzanmış yine kulaklıkla müzik dinlediğini farkettim. Eğer müziğin ruhu dinlendirdiği teorisi doğruysa birkaç şarkıda benim dinlemem gerekiyordu.

Ayağa kalkarak dağıttığım yatağımı düzelttim. Tekrar yatağıma oturduğumda komidinin üzerindeki telefonuma uzandım. Yeni mesaj vardı. Hiç düşünmeden açıp okumaya başladım. Alışmıştım artık eskisi kadar endişelenmiyordum.

"Kantindeyim, sizi bekliyorum. Bulduğun yapışkanlı notları yanında getir. Bir fikrim var"

Mesaj umduğum kişiden gelmemiş, Özge'den gelmişti. Hızlı bir şekilde geleceğimizi mesaj atarak Alin'e hazırlanması için haber verdim.

Alin hazırlanırken bende bulduğum postişleri küçük not defterimin arasına yapıştırıyordum. Birlikte kantine geldiğimizde en uç masada oturan Özge'yi görmemiz bir olmuştu. Ondan başka kimse yoktu zaten.

Saatime baktığımda biri çeyrek geçiyordu. Kimsenin olmamasının nedeni öğlen tatilinin çoktan bitmiş olmasıydı. Muhtemelen diğer derslerede girmeyecektik ve böylece tüm günümüz gitmişti. Yaşadığımız geceden sonra şaşırmamak gerekti aslında.

Kantinden birer kahve alarak Özge'nin yanına oturduk.

"Tünaydın, kendinize gelebildiniz mi?"

"Kesinlikle. Gerçi  bir gün boyunca uyurum diyordum" konuşan Alin'di. Eve dönünce tüm haftasonu uyurum diye geçiriyordum. Tüm gün boyunca ve güvende.

Özge'nin attığı mesajı hatırlayınca zaman kaybetmeden konuya girmek istemiştim. Notlarda en fazla ne olabilirdi ki?

Çantamdan not defterimi çıkartarak Özge'ye doğru uzattım. İlk notu sayfadan kopartarak eline aldı ve notun arkasını çevirdi. Yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle bir şeyler bulduğunu anlamıştım. Dahada meraklanarak ısrarla sordum.

"Ne var?"

"Kağıdın arkasında makası yazıyor"

"Hadi ya ben yoktur sanıyordum. Bunun konumuzla ne ilgisi var?" bir an umutlanmıştım oysaki. Belki katilimize ait başka bir ipucu vardır diye.

"Sen burada kaç tane kırtasiyeci biliyorsun?" Sanırım Özge hala kendine gelememişti. Saçma sapan şeylerden bahsediyordu yada aklında neler geçirdiğini hala kavrayamamıştım.

"Buraya gelirken üç tane biliyorum. Yinede anlamış değilim doğrusu." Şehirden uzakta olduğumuz için sadece birkaç yerde topluluk vardı. İki tanesi merkeze yakın yerde diğeri ise okula daha yakın bir yerdeydi. Alin ile anlamamış gözlerle bakmaya devam ettiğimizde konuşmaya başladı.

"Anlamadınız değil mi? Diyorum ki, kırtasiyelere tek tek giderek aynı marka not kağıdı arayacağız" Özge'nin ne sıklıkla polisiye dizi izlediğini merak etmeye başlamıştım.

"Ya başka yerden aldıysa" soran Alin'di. Tekrar umutlarımın yıkılmasını istemiyordum fakat denemeye değerdi, elimizde kayda değer hiçbir şey yoktu. Polis desen ancak ceset toplamakla meşgullerdi.

"Katil okuldan biriyse ki kesinlikle öyle içimizden birinin olduğunu biliyoruz. Bu önemsiz not kağıdı markası için fazla kafa yormaz daha önemli işleri vardı. Mesela Günce'yi, Meyra'yı öldürmek gibi."

ÖLÜM LİSESİ(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin