çalkantı iyidir, taşlar yerinden oynar

2.3K 214 30
                                    

Aslında hemen atmayacak ve uzun uzun devam edecektim fakat ben yazana kadar sizler de epey bekleyecektiniz. Bu sebeple hemen kısa da olsa bir şeyler karaladım. Keyifli okumalar.

...

"Yapma böyle Sehun, belki de sandığımız kadar kötü değildir? Eminim ki bir çözüm yolu bulacağız."

Jongin konuştukça Sehun nereye gittiğini bilmediği adımlarını daha sert atıyordu. İşlerin gidişatının değişmesinden, plansız ve patavatsız atılan her adımdan nefret ediyordu ve Jongin'in tek yaptığı şey onu nefret ettiği her konuya dahil etmekti. Aklına Jongin'den de nefret etmek geliyordu fakat hayatına dahil olmasından korktuğu bir başka şey de o olduğu için bu düşünceyi aklından uzaklaştırarak Jongin'e karşılık vermeye başladı.

"Yalan söylemekten nefret etmeme rağmen Jongdae ve Minseok rolünde gayet başarılıydık. Bir kez bile bizden şüphelenmedi ama sırf sen bay-çok-ilgili-eş-adayı rolünü oynamak için yanıp tutuştuğundan, düğün de dahil olmak üzere düğün öncesi yapılan yemeğe gelecek."

"Böyle söyleyince çok ürkütücü oldu. Tıpkı organizatör gibi konuştun."

Jongin'in hala işin goygoyunda olması diğerini daha da sinirlendiriyordu. Ne zaman geldiğini dahi fark etmediği odasının kapısını açmak için arka cebindekini anahtarını çıkardı. Elleri sinirden mi yoksa ensesine çarpan Jongin'in nefesinden mi titriyordu emin değildi. İçeri girip elindeki anahtarı odanın içine fırlattı. Bu Jongin'e göre hayatında gördüğü en seksi şeylerden biriydi fakat son zamanlarda Sehun'un attığı adımı dahi tahrik edici bulduğundan bunu dile getirip genç olanı daha da sinirlendirmedi. Sehun hala susmak bilmemişti.

"Her şeye bir lafın var, değil mi? İşte bu yüzden sana çeneni kapalı tutup her şeyi bana bırakmanın söyledim!"

İşte şimdi Jongin de sinirlenmeye başlıyordu. Sehun'un açtığı kapıyı sert bir şekilde çarparak diğerine tekrar döndü.

"Geveze bir köpekmişim gibi benden sessiz olmamı bekleyemezsin. Ne senin yaverinim ne de dilsizin teki."

Sehun hızla topukları üzerinde dönüp Jongin'i göğsünden itekledi ama aralarında açılan mesafeyi de anında kapattı. "Dilsiz olsan bunu zaten bilirdim. İlk günden beri tek yaptığın şey konuşmak. Ne zaman konuşacağını ve ne zaman çeneni kapayacağını bilmen gerek fakat senin ikincisi hakkında gram fikrin dahi yok."

"Bana meydan okuyorsun Sehun. Bunu yapmak istediğine emin misin?"

"Hiç bu kadar emin olmamıştım. Hadi, o çeneni kapalı tut ve tüm gün boyunca bir sessizlik oynayalım."

"Dediğin gibi olsun. Şimdi başlayalım."

Esmer olanın aniden kabul etmesi Sehun'u biraz şaşırtmıştı. Bir şeyler söylemek istiyordu ama bu oyunu da kendi başlatmıştı. Sehun hangi sınırları zorladığının farkında değildi. Sehun'un suçlamaları Jongin'in erkeklik gururunu o kadar incitmişti ki kelimelerin gerekli olmadığı zamanları da gayet iyi bildiğini ona kanıtlama hırsı ile yanıp tutuşuyordu. Sehun kendi başlattığı sessizlik yüzünden ondan uzaklaşmak istediğinde Jongin'in tutuşu onu durdurmuştu. Jongin dudaklarını birleştirdiğinde Sehun'un dilini defalarca yaladı. Elleri sırtında gezerken, penisi sertleşip Sehun'a sürtünmek için yanıp tutuşurken diğerini sıkıca kavramıştı. Aletini ona bastırdığı anda Sehun'un boğazından bir inleme kopup geldi ve bu teknik olarak sessizlik oyununu Jongin kazandı demekti ama onun için yeterli değildi. İşi biraz daha ileri götürmezse Sehun'un ona üstünlük taslayacağını biliyordu. Ondan daha azını beklemezdi.

Dudaklarından ayrılıp çenesini öptü, oradan da boynuna inerek yalamaya devam etti. Boynuyla omzunun buluştuğu yeri ısırarak tekrar yukarı çıktığında Sehun'un kolları arasında titrediğini hissetti. "Ateşli Kızılım ısırılmaktan hoşlanıyor demek ki" diye düşündü. Ne şans ama? O da Sehun'a dişlerini geçirmekten büyük bir zevk almıştı.

Sehun'un alt dudağını ısırdığında bir başka iniltiyi daha odaya bırakmıştı. Aklı başından gidinceye dek kızılı ile sevişmek istiyordu ama aralarında bir şey olacaksa eğer Sehun da onu arzulamalıydı ve henüz o noktaya gelmemişlerdi. Bu her ne kadar onu öldürse de Jongin Sehun'un başlattığı oyunu sürdürdü. Sehun'un üzerindeki tüm hareketlerini keserek kulağına fısıldadı: "Ben kazandım." Sonra da odada ilerleyerek banyoya girdi ve kapıyı çarparak kapattı.

kafes dövüşü || kaihun Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ