1. Kural: Asla Aşık Olma

1.2K 110 7
                                    

"Bana nerede olduğunu söyle." Kardeşinin bakışları hüzünlendi. "Söyleyemem." Jongin ona doğru bir adım atıp sesini bir hırıltı gibi duyulacak kadar alçalttı. Xuimin, nişanlısının önüne doğru geçme ihtiyacı duyduğuna göre Jongin oldukça tehditkâr görünüyor olmalıydı. Sanki Jongin kardeşine elini kaldırırmış gibi. Herif iyice Tarzanlık taslar olmuştu. Sehun yüzünden kendini kaybedecek durumda olmasaydı Xuimin'in bu koruma içgüdüsüne saygı duyabilirdi. "Jongdae, ben oyun oynamıyorum. Onun nerede olduğunu bilmek istiyorum." Jongdae, Xuimin'in önüne geçerken ona "Geri bas Cujo" bakışını attı; eskiden Jongin aşırı korumacı davrandığında ona da böyle bakardı. Ve Jongin'in yıllarca önce yaptığı gibi Xuimin de buna boyun eğdi. Birazcık.

"Sana söyleyemem çünkü ben de bilmiyorum. Ona neden otel değiştirdiğini sorunca da bana Baekhyun'dan bahsetti ve beni, kendi dramından uzak tutmak istediğini söyledi." Bu tam da onun söyleyeceği türden bir şeydi. İşte bu onun Sehun'uydu. Her zaman bir şekilde sevdiklerini korumaya çalışıyordu. "Kardeşine yardım etmek için Nashville'e gitmesi gerekiyordu."

"Evet, biliyorum." Jongdae, ona ne kadar anlatması gerektiğini düşünürcesine baktı. "Dün gece uçağa binmeden önce Baekhyun'un hastaneden çıktığını öğrenmiş. Bu sabah da Baekhyun'dan, Sehun'u kendi problemlerine bulaştırmak istemediğini söyleyen bir mesaj almış." Jongin tiksintiyle homurdandı. "Yani erkek arkadaşı Minho, kendi ölüm marşını duymaktan korktuğu için yaptığının bedelini ödemektense yine kaçmaları gerektiğine ikna etmiş onu." Jongdae başıyla onayladı. "Aynen öyle. Geçmişe bakarak tahminde bulunmak gerekirse de Baekhyun yine aylarca ulaşılmaz olacak. Sehun'un alışkın olmadığı bir şey değil bu. Düzelecek; sadece biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var."

"Hiç de değil," diye gürledi Jongin. Buna hiç de ihtiyacı yoktu. Kendi başına kalırsa her zaman yaptığı şeyi yapacak, hissetmeyecek duruma gelinceye dek acısını ve suçluluk duygusunu gömecekti. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bir şekilde yeterli olmadığını hissedecekti. Ve bu da saçmalığın daniskasıydı. Sehun fazlasıyla yeterli biriydi. Jongin için her şey demekti ve bunu ona da söylemesi, göstermesi gerekiyordu. Ama bunu yapabilmesi için saklanmayı bırakması gerekiyordu. Sehun bu hayatta kim olduğunu saklamayan bir adamı hak ediyordu. Bunun getireceği ün ve sorumluluklarla uğraşmamak için seçkin bir tatil köyünün ortağı değilmiş gibi davranan bir dövüşçüyü değil. Kardeşini kaybedeceği korkusuyla gerçek kimliğini gizleyen bir abiyi ise hiç değil. "Jongdae," dedi kulak tırmalayan bir sesle. "Seninle konuşmam gerek." En yakın dostuna bir bakış atınca Xuimin de ona anlayışlı bir şekilde başını salladı. "Yalnız." Jongdae yüzünde hafif bir tebessümle elini uzattı. "Hadi abi," dedi. "Gidip biraz yürüyelim." Jongdae'nin özel bungalovu tatil köyünün Pasifik'in kristal maviliğindeki sularına bakan sınırında yer alıyordu. Jongin verandaya açılan ahşap basamaklarda oturmuştu; ön kolları dizlerindeydi ve bir eliyle öteki bileğini tutmuştu.

Gözleri kapalı bir şekilde tuzlu deniz suyuyla dolu havayı ciğerlerine çekti ve ardından nefeslerini, kıyıya vuran dalgalara göre ayarladı. Jongdae konuşmaları için onu buraya oturttuğunda Jongin mümkün olan en kötü tepkiye hazırlamıştı kendini. Kardeşinin onu terk edeceğine gerçekten inandığından değil ama Jongdae'nin verebileceğinden fazlasını umut edip hayal kırıklığına uğramamak için. Şimdiyse onun şefkat, anlayış ve sevgi dışında herhangi bir şekilde tepki vereceğini düşündüğü için kendinden utanıyordu. Jongdae gerçekten de bir taneydi. Ebeveynlerinin ölümünden sonra evlatlık edinme belgelerini bulduğunu ona anlattığında Jongdae'nin bu bilgiyi her zamanki gibi sessizce idrak etmeye çalışacağını sanmıştı. Kardeşinin bir an bile düşünmemesi onu şaşırtmış, üstüne üstlük ağzından ilk çıkanlar da onu tamamen sarsmıştı.

"Sana bu konuda yalan söyleyemeyeceğim. Bu, bana söylemeni beklediğim en son şeydi. Ama Jongin," dedi Jongdae ona bakarak, "kimden doğduğunun benim için hiçbir önemi yok. Bu seni benden daha az 'Kim' kılmıyor. Ayrıca da benim abim olduğun gerçeğini de kesinlikle değiştirmiyor."

kafes dövüşü || kaihun Onde histórias criam vida. Descubra agora