bak şimdi başına neler gelecek

2.1K 159 19
                                    

Sehun keskin bir nefes aldı ve sırtı kaskatı kesildi. "Uyuduğunu sanıyordum." "Uyuyordum ama o derin bakışların içime işlediğini hissedince uyandım. Dokundukları her yeri damgalıyorlardı ve bu beni öyle azdırdı ki hamaktan fırlayıp sana saldırmamış olmam bir mucize," Normalde Sehun'un yüzü pek kolay kızarmazdı ama şu anda yanaklarının saçlarıyla aynı renk olduğunu hissediyordu. "Bir şey söylemediğine inanamıyorum." "Şimdi bir sürü şey söyleyerek telafi etmeme ne dersin?"

"Ne gibi?" Sehun güçlükle yutkundu. Kendi lanet kuralına bağlı kalması için Jongin şu an fazla yakınındaydı. "İznim olduğunda o tatlı ağzına nasıl saldırmayı planladığım gibi." Jongin dudakları onunla aynı hizaya gelecek şekilde hareket etti; o kadar yakındı ki Sehun'un dudaklarına değdiğini hissettiğine yemin dahi edebilirdi ama yine de aralarında boşluk vardı. "Ellerimin nasıl o pürüzsüz tenine dokunmak, seni kendime doğru bastırırken o tatlı poponu avuçlamak için yanıp tutuştuğunu da söyleyebilirim." Neden nefes alışverişleri bu kadar gürültülüydü? Adeta bir astım krizinin eşiğindeymiş gibiydi. Kalbi de öyle gürültülü bir şekilde çarpıyordu ki bir an için uzaktan gelen müziğin sesiyle karıştırmıştı. Jongin'in bahsettiği yerlerde teni karıncalanıyor, adeta adamın sözleri onları harekete geçiriyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan Sehun kendisini gerideki elleri üzerine yaslanırken buldu; hâlâ havuzda olan ve hâlâ ona dokunmayan Jongin de üzerine abanmaktaydı. Ama şimdi yüzü Sehun'un göğüs kafesindeydi. "Bunları emmek için sabırsızlanıyorum." Adamın sıcak nefesi bluzunun pamuklu kumaşından içeri sızıyordu. Sehun göğüs uçlarının adeta acı verici biçimde sertleştiklerini hissediyordu; dokunulmak için yalvarırcasına adama doğru uzanıyorlardı.

"Göğüs uçlarının nasıl olduğunu hayal etmeye çalışmıştım. Bu kadar açık tenli olduğun için uçuk pembenin çok hoş bir tonunda olduklarına bahse girerim." Adamın sesindeki yoğun titreşimler bedeninde gezindi. "Ağzımın içinde onları doyasıya emip kasıklarına doğru bir yol çizdiğimi hayal ettim. Hatta belki onları biraz ısırırım da." Adamın beyaz dişlerinin sertleşmiş yumruları yakaladığı düşüncesiyle Sehun'un boğazından bir inilti kaçıverdi. "Ah," dedi Jongin göğüs seviyesinden ona bakarak, "Isırığa yine aynı tepkiyi verdin. Sanırım yatakta epey uyumlu olacağız bebeğim."

Jongin, bedeninde aşağılara doğru inerken Sehun'un gözleri adamınkilere perçinlendi. Yan evde nükleer bir patlama olsa gözünü dahi kırpmazdı. Jongin gözleriyle kalçalarını işaret edip tekrar Sehun'un gözleriyle buluştu.
"Aç."
"Ne?"
"Bacaklarını biraz daha aç."

Sehun bu şekilde daha fazla dayanıp dayanamayacağından emin olamayarak duraksadı. Jongin istediğini yapmasını beklerken kendinden emin duruyordu. Adeta bunun an meselesi olduğunu düşünüyor gibiydi. Eh, Sehun da onun gibi bir adam karşısında kendinden emin durabilirdi. Sırf ona emretti diye kimsenin isteğine boyun eğecek değildi. Yalnızca kaçamakları sırasında, o zaman bile sadece seks sırasında kontrolü bırakacağı konusunda anlaşmıştı. Jongin bir kaşını kaldırınca yara izi daha keskin bir görünüme büründü. "Kendi kurallarını çiğnemekten mi korkuyorsun Bay Oh?" Lanet olsun. Bu adam adeta yarını yokmuşçasına meydan okuyordu. Ama bu Sehun'un oyuna geleceği anlamı taşımıyordu... değil mi? Jongin pis pis sırıtmaya başladığı sırada vurgulu bir şekilde "hayır" demek üzereydi. Kendisini o kadar etkilediğini düşünmesine izin vermesinin imkanı yoktu. Sehun da kaşını kaldırarak ağır ağır bacaklarını mümkün olduğunca çok açtı. Bunu kesinlikle bir galibiyet olarak görüyordu ki Sehun'un bacaklarına şeytani bir hazla bakmak için tek bir saniye bile beklemedi. Sanki, yalnızca istediğini elde edene dek kullandığı bu ukala tavır bir maskeydi, bunu alır almaz da maskenin altındaki o gerçek, sözlü baştan çıkarmalarla Sehun'u kıvrandırmaya hâlâ kararlı, etkileyici adam ortaya çıktı. Jongin omuzlarına kadar suyun içine girince, yüzü su seviyesinde, tam aletinin ve deliğinin karşısına geldi. Sehun dudağını ısırıp adamın kendisine işkence etmeyi bırakması için dua etti. "Tanrım, Sehun.." Boğazı kurumuş gibi, boğuk bir şekilde söylemişti adını. Sehun adamın yüzünden düşüncelerini okumaya çalıştı. Jongin'in bakışları uyluklarının en üst noktasındaydı, burun delikleri hafifçe açılmıştı ve çenesindeki kaslar da birkaç saniyede bir atıyordu. Kontrolünü sağlamaya çalışıyormuş gibi görünüyordu. "O kadar ıslan- mışsın ki şortundan dışarı sızmış."

"Uzun zaman oldu." Sehun'un sesi hırıltılı ve titrek çıkmıştı. Her zamanki kendine güvenli halinden neredeyse eser yoktu. "Bu noktada bir kanguru bile beni azdırabilir. Seninle bir alakası yok."

"Hı hı ," dedi alaycı bir şekilde Jongin . Sehun'a doğru iyice yaklaşınca boğuk sesinden yükselen titreşimler onu neredeyse kendinden geçirecekti. "Söylemen yeter bebeğim, hemen icabına bakayım." "Ha-hayır."

"Hadi ama. Kuralı çiğnemek değil ki bu. Altı üstü biraz değiştireceksin." "Biraz kendimizi tutmak bizi öldürmez. Bunun üstesinden gelebiliriz. Yetişkin insanlarız." En fazla Noel Baba'ya inandığını iddia edebilecek ikna ediciydi.

"Aynen öyle, yetişkin insanlarız. Ben de bunu diyo- rum," dedi sert bir şekilde; bu sırada tekrar doğrulmuştu. Alçak sesle söverek yanındaki betona elini vurunca Sehun irkildi. "İstediğimiz şeyleri, istediğimiz zaman yapabilmeliyiz. Sokak izinleri ve uyku saatleri olan çocuklar değiliz ki." Adamın kurallarını böylesine küçümsemesi karşısında Sehun şehvetle tetiklenen sersemliğinden çıktı. Geri çekilip ayağa kalktı.

"Mesele, bunun aptalca olup olmadığını düşünmen değil. Mesele bunun benim için önemli olması. Yani sana fazla geldiyse sorun yok. Vibratörümü kullanmakla ilgili hiçbir derdim olmaz. O da benim ihtiyaçlarımı gayet iyi giderebiliyor." Jongin tek bir hamlede ellerini havuzun kenarlarına koyarak sudan çıktı. Üzerinden sular dökülürken ona tepeden baktı; bedeninden öfke ve şehvet yayılıyordu.

"Bir vibratörün seviştiğim adamı benden daha çok tatmin ettiği gün kendimi hadım ettiririm." Tahta sandalyelerde duran havlusunu almaya gidip kısa, aceleci darbelerle üzerini kuruladıktan sonra yatak odasına açılan kapının önünde duraksadı. "Kontrolde olduğun son birkaç saatin tadını çıkar Sehun. Çünkü ondan sonra... benimsin." 

kafes dövüşü || kaihun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin