sana güvenim tam (M)

2K 100 15
                                    

Sehun, Jongin'in söylediği gibi geriye eğilerek ön kollarına yaslandı. Bacakları dizlerden bükülüydü ama yalnızca birkaç santim aralıktı. Jax ona gözlerini kısarak baktı. "Daha çok aç bebeğim. Seni ne kadar istekli bir hale getirdiğimi görmek istiyorum." Sehun yavaşça bacaklarını yana açarken Jongin yutkunmamak için zor tuttu kendini. Nefes al Jongin.

İkili, Jongin'in özel mekanlarından birindelerdi. Jongin ne zaman kafa dinlemek istese buraya gelirdi ve burayı da herkesle paylaşmazdı. Ormanın derinliklerindeki bir şelale kenarındalardı. Şimdi ise Sehun'u şelalenin kenarındaki kayalıklara sermişti. Bunu unutulmaz kılmak istiyordu. Zaman içinde birlikte yaşadıkları diğer şeyler geçip gitse bile onunla sonsuza dek kalacak bir anı yaratmak istiyordu. Jongin bunun egosundan kaynaklandığını söyleyebilirdi ama öyle olmadığını biliyordu. Bu, katıksız, basit bir korkuydu sadece. Onun da kendisi gibi hissetmemesinden duyduğu korku. Çekip gitmesinden ve Jongin'in sadece bir anı olmasından duyduğu korku. Ama anılar zamanla solardı; onun yaşamında minicik bir yerinin bile olmaması düşüncesi Jongin'i derinden sarstı. Jongin bakışlarını ona kilitleyerek adamın bükülü bacaklarının arasında, örtüye uzandı. Adamın uyarılmasından yükselen sarhoş edici koku Jongin'in ağzını sulandırdı. Elleriyle onun poposunu kavradı. Sehun dudağını ısırdı. Jongin yüzünü bacak arasına yaklaştırıp öylece kaldı. Sehun nefesini tuttu. Jongin'in dudakları adamın uyluğunun iç kısmındaki yumuşak tenle buluştu, ardından dişleriyle onu hafifçe ısırdı. Sehun soluksuz kalarak kesik kesik nefesler almaya başladı; bu sırada yumruk yaptığı elleriyle de örtüyü sıkıyordu. Jongin normalde onu bekletir, yalvartırdı. Sehun'un cinsel organına hiç dokunmadan bile onu kıvrandırabilirdi. Kulağa her ne kadar zalimce gelse de bu aslında onun orgazmlarının çok daha şiddetli olmasını sağlıyordu. Ama bu sefer bunu yapmayacaktı. Onu inletecek kadar gücü yoktu. Onun tadına bakması, onu içmesi gerekiyordu ve bunu hemen, şimdi yapmalıydı. Jongin kendini zayıf ve bencil hissederek istediği şeyi aldı. Ağzı zonklayan deliği ile buluştuğunda Sehun haykırdı. Jongin kendine bir ziyafet çekerken onun başını arkaya atışını, bedenini yay gibi büküşünü izledi. Dünyadaki hiçbir şey bununla asla karşılaştırılamazdı. Bu adamın her şeyi eşsizdi ve bu durum da bir istisna değildi. Dudaklarının keşfettiği nemli kıvrımlar adeta ipek gibi hissettiriyordu; Jongin onu diliyle becerirken cinsel organının yanacağını düşündü. "Ah Tanrım, Jongin," dedi Sehun sert bir şekilde soluğunu vererek. "Beni öldürüyorsun." Hayır, henüz değil. Jongin hafifçe yukarıya kayıp testislerini buldu. Dilinin ucuyla buna hafif darbeler attıktan sonra sertçe emdi, sonra da bu iki adımı, adamın kalçaları, gün ortasında yıldızları görmesini sağlayacak olan o nihai dokunuşu bekleyerek içgüdüsel bir şekilde sallanana dek tekrarladı. Jongin de ona bunu vermekten fazlasıyla memnun olacaktı.

Üç parmağını deliğe yavaşça soktu; Sehun'un bunları alabileceğini biliyordu ama yine de Sehun'un başta ne kadar dar olduğunun da farkındaydı. Yavaşça ama emin bir şekilde ileri bastırınca organının duvarlarının bu istilayı buyur edercesine gerildiğini hissetti. Sehun, parmaklarının tamamını içeri aldıktan sonra Jongin onun kalçalarının ritmine uyum sağladı. Sehun bacaklarının arasına uzanıp penisini emen Jongin'in saçlarını kavradı; kendisi orgazma doğru dörtnala koşarken sanki bir eyerin boynuzunu kavramış gibi görünüyordu. Jongin'in penisi, parmaklarının keyfini sürdüğü o sürtünmeyi arzulayarak zonkladı. Sehun'un solukları inlemelere ve şiddetli haykırışlara dönüştü ve sonunda bütün bedeni kasları gerilerek kıvrılırken havayı parçalayan bir çığlık attı; sonra da kendini serbest bırakırken tüm bedeni sarsıldı. Sehun kendine gelme fırsatını bulamadan Jongin şortunu çıkarıp attı ve Sehun'u nazikçe yere dümdüz yatırdı, kendisi de onun deliğine doğru konumlandı. Sehun'un bedeni Jongin'in penisinin hassas başını öpünce Jongin inleyerek aletini sonuna kadar soktu. Sehun'un bedeni yine yay gibi büküldü ama bu defa göğsünü Jongin'in göğsüne bastırıyordu: ardından Sehun altında rahatladı.

kafes dövüşü || kaihun Where stories live. Discover now