BUNLAR NİYE BU KADAR ATEŞLİİİ? HAYAL ETTİKÇE KAFAYI YİYORUM 😭😭 UMARIM SİZ DE SEVERSİNİZ. SMUT DEĞİL AMA ORTALIK ELBETTE Kİ KIZIŞIYOR. 😏
"İşleri biraz daha ilginçleştiremeye ne dersin?"
Sehun, Jongin bir sonraki içkilerini doldururken bir kaşını kaldırdı. "İlginç derken ne kastettiğine bağlı." "Zararsız bir 'daha yakından tanıma' oyununu kastedi- yorum." "İçki oyunu mu yani?" Sehun iki saniye kadar gerçekten de heyecanlanmış göründü. Ardından gözlerini kısınca o uzun, samur gibi kirpikleri neredeyse birbirine karıştı. "Kıyafetlerimizi çıkarmayı mı içeriyor peki?" Jongin sağ elini havaya kaldırdı: "Kaybeden kişinin kıyafetlerinden hiçbirini çıkarmak zorunda kalmayacağına dair ant içerim," dedi. Omuzları gevşeyen Sehun hafifçe öne eğildi. "Pekâlâ, nasıl bir oyun bu?"
"Kendimle ilgili bir şey söyleyeceğim. Bu doğru da olabilir, tamamen uydurma da. Sonra sen bunun hangisi olduğunu anlayıp "Doğru" ya da "Zırva" diyeceksin. Bildiysen benim shot yapmam için vücudunda bir yer seçeceksin. Bilemediysen yeri ben seçeceğim. Sonra da rolleri değiştireceğiz."
Sehyn ağzını açtı ama bir şey diyemedi, ağzını kapadı. Tekrar denedi. Sonunda kafasını iki yana salladı. "Eskiden ben de bir sürü içki oyunu oynadım ama böyle bir şeyi hiç duymadım. Adının ne olduğunu sorma riskine girsem mi?" Jongin sırıttı. "Zırva Vücut Shot'ları. Xiumin birlikte lisedeyken kız arkadaşlarımızla birlikte uydurduk bunu." "Hiç şüphem yok," dedi Sehun alaycı bir şekilde. "Hadi ama Hun. Sen bir avukatsın ve dediğine de bakılırsa işinde gayet iyisin. O yüzden yalan söyleyip söylemediğimi bir kilometre öteden anlaman gerekir. Tabii dediğin kadar iyi değilsen o başka." İşte, onu kışkırtıyordu. Yine. Bunu alışkanlık haline getirmiş gibi görünüyordu. Sehun onun yemlerinin farkında olsa da bu meydan okumalara karşılık vermeden duramıyordu. Jongin'in sevdiği bir özelliğiydi bu. Sonunda gözlerini devirerek, "Hadi başla," dedi. Oyun başlasın. Jongin yavaş başlayacaktı. "Lisemin son yılında güreş liginde en iyi oyuncuydum." "Doğru. Jongdae yıllar önce anlatmıştı bunu." Jongin bunu tahmin etmişti ama onun kendini rahat hissetmesini istiyordu. Ve tabii şüphelenmemesini. "Shot'ı nerede yapıyorum?" Sehun bunu bir süre düşündükten sonra bileğinin kısmını çevirdi. Jongin onun güvenli bir yer seçeceğini tahmin ediyordu. Ya da en azından güvenli zannettiği bir yeri. Jongin bir eliyle tuzluğu, diğeriyle de onun bileğini tutarak göz temasını bozmaksızın yüzünü yavaşça hedefine doğru yaklaştırdı. Sehun'un yumuşak tenini tembel tembel yalayacak dilinin altında hızlanan güçlü nabzını hissetti. Buraya biraz tuz serpip az önceki gibi yalamaya başlayınca Sehun'un gözbebekleri büyüdü. Jongin içkisini yuvarlarken boğazından kayıp giden yanmanın keyfini çıkardı. Sehun elini çekmeye çalışırken -muhtemelen işinin burada bittiğini sanıyordu- Jongin onu sıkıca tuttu. "Yo, yo, yo. Buna hâlâ ihtiyacım var."
"Niçin?"
Jongin buna sözleriyle karşılık vermedi ama limon dilimlerinden birini alıp düşen birkaç damlanın bileğin kenarlarından akmasına yetecek kadar hafifçe sıktı ve sonra da kalan suyu emmek için kocaman açtığı ağzıyla öperek süreci tamamladı. Sonra onu serbest bıraktı. "Ama böyle.." Sehun'un sesi biraz çatladı ve bir daha denemek için boğazını temizledi. "Ama vücut shotları böyle yapılmaz."
"Bu oyunda böyle yapılır. Sıra sende Engerek." Ona sert oğlan kimliğini hatırlatmak işe yaramıştı. Sehun kendini toparlayıp ciddi yüz ifadesini takındı ve kendi açıklamasını yaptı.
"Jeju'da gerçekten çok boktan bir mahallede büyüdüm."
"Zırva. Jeju şiven yok."
"Yanlış. O şiveden kurtulmamı sağlayan şey de işte bu varsayımdı. İnsanların nasıl konuştuğuma bakarak nerede büyüdüğümü ve beni yargılamaları fikrinden hoşlanmıyordum." Jongin onun, kendisinde kusur olarak gördüğü bir şeyi düzeltmek için aktif bir şekilde çalışmış olduğunu duyunca şaşırmadı. Sehun kendisinin ve yaşamındaki her şeyin ortalamanın üzerinde olması konusunda azimli birine benziyordu.
