17. Bölüm : Biz

78 24 56
                                    

Merhaba,

Ben geldim. Lafı uzatmak istemiyorum.

Uçun bölüme,

Sizi seviyorum güzel okurlar☄️

İyi okumalar☘️

"Bana Prenses demesine ilk defa içim gitti."

Havanın soğukluğu yarı açık penceremden içeri sızarken yüzümü üşüten tatlı esintiye muhtaçmışım gibi pencereyi kalkıp örtmedim

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Havanın soğukluğu yarı açık penceremden içeri sızarken yüzümü üşüten tatlı esintiye muhtaçmışım gibi pencereyi kalkıp örtmedim. Yarına hasta olacağımı bildiğimden battaniyeye sarmalanmış bir şekilde yatağımda oturuyordum. Saatlerce karşıma yani bomboş duvara baktım. Yetmedi kitap okumaya çalıştım ama okuduğumdan da hiçbir şey anlamadım. Çünkü aklım tek bir kişideydi. Bulut'ta.

Kısmende olsa bazı gerçekleri öğrenmiş olmam beni deliye sokuyordu. Biliyordum, bazen çok gereksiz çıkışmalarım olabiliyordu ama bu seferki öyle bir şey değildi kesinlikle. Ona karşı hislerim çok çocukça, geçici bir hevesmiş gibi geliyordu. Sadece bir hoşlantı... Çünkü beni etkileyen sözleri vardı, mesajları... Onu bir kere dahi görmemiş olmam ben de görmek isteme dürtüsünü ortaya çıkarıyordu ama elimden bir şey gelmiyordu. Düşünürken aklıma, kalkıp onun yanına gitmek bile geldi. Gitmek dedim ama bu ailem olduğu sürece kaçmak olacaktı haliyle. Bunu göze alamadım ya da adresini bilmediğim için de biraz kestiremedim.

Saatlerce kapalı olan telefonumu açmak istesem de bugün olmaz deyip kendimi havanın kararmış olmasının verdiği dürtüye dayanarak uykunun kollarına bıraktım. Nasıl olsa yarın haftasonuydu.

Sabah gözlerimi araladığımda perdenin ardına kadar açılmış olduğunu gördüm. Annemin havalandırmak için açtığını düşünüp gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım. Sıkıcı bir güne daha merhaba deyip tuvaletin yolunu tuttum. Elimi yüzümü de yıkadıktan sonra havluyu almak için uzanmıştım ki havlunun orda olmadığını görüp odama gittim. Dolabımdan yeni bir havlu çıkarıp onunla elimi yüzümü sildim ve tekrar yatağıma geçtim. Yüzümü yıkadıktan sonra tekrar uyuyamazdım biliyordum ama biraz daha kendime gelmem gerekiyordu. Kafamı istemsiz bir şekilde yana çevirdiğimde komodinimin üstünde bir kağıt gözüme çarptı. Hemen elime alıp üstündeki notu okudum. Annemdendi.

"Günaydın tatlım. Kahvaltıkları masaya çıkardım. Omlet için dolapta yumurta bulabilirsin. Görüşürüz..."

Bu eğik el yazısını nerede görsem tanırdım ama anlamlandıramadığım bir şey vardı ki o da şuydu : bana neredeyse ilk defa tatlım diyordu. Ondan bu kelimeyi duymak beni öyle mutlu etmişti ki. Size daha öncede bahsetmiş olmam lazım. O hep ablama ve abime daha çok ilgi gösteren bir insan oldu. Babama belli etmese de beni onlar kadar sevmediğini biliyordum ama nedenini asla öğrenemedim.

Ve bu düşüncelerden sıyrılıp dediklerini yapmak için mutfağa yöneldim. Evet dediği gibi masa hazırdı. Benim sadece kendime omlet hazırlamam gerekiyordu. Buzdolabını açıp içinden bir tane yumurta aldım. Raflardan da bir tane tava alıp içine yağ koydum ve ocağın üstüne koydum. Daha sonra yumurtayı bir kaseye kırıp içine de kendi zevkime uygun olacak şekilde masadan aldığım peynir kasesinden peynir doğradım ve 1-2 dakika çırptıktan sonra tavaya döktüm.

Bulutlarda BuluşalımOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz