30. Bölüm : Olmam Gereken Yer

58 14 0
                                    

"Kirli geçmişini bulutların ardına saklama zamanı."

Yeni yıkanmış çamaşırlarımı dolabıma yerleştirirken ona en son attığım 'İyi geceler' mesajı aklıma geldi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Yeni yıkanmış çamaşırlarımı dolabıma yerleştirirken ona en son attığım 'İyi geceler' mesajı aklıma geldi. Birbirimize sarılışımızın ardından üç gün geçmişti. Koca bir üç gün. Daha doğrusu seven için koca ama sevmeyen için hiçbir şey ifade etmeyen bir üç gün. Hızlıca katlayıp koyduğum çamaşır dolabımı kapatıp yatağıma uzandım. Nasıl uyuduğunu çok merak ediyordum sebepsizce. O da benim nasıl uyuduğumu merak ediyor muydu acaba? Mesela şimdi ben onu yanımda hayal ederek uyuyacaktım. O da böyle yapıyor muydu hiç? Yapmış mıydı?

Yatağımda sağa dönüp hayal etmeye başladım. Silik bir silüet gibi yanımda belirdi sanki güçlü gövdesi. Belki de sandığım kadar güçlü değildir ama güçlü görünüyordu. Bilmiyordum ve böylesi ayrıntılara takılmıyordum pek. Kendim nasıl hayal ediyorsam öyle olmalıydı. Muazzam. Tek kelimeyle öyle hayal ettim -ki zaten bence normalde de öyle-

Onunla daldığım uykudan yedi saat kadar sonra uyanınca gözlerimi ovuşturarak kalktım. Gözlerimi uykusuzluktan dolayı açmakta zorlanıyordum. Bu çok kötüydü. Dün gece geç yatmanın bedelini sabah ödüyordum. Yataktan ayaklarımı sarkıtıp yanımdaki sehpanın üstünde duran telefonumdan saate ve tarihe baktım. Saat 7.10'du. Tanrım hemen hazırlanmam gerekiyordu. Üstelik bugün günlerden çarşambaydı. Yani bugün ilk ders edebiyattı ve hocamız ondan sonra gelinmesinden hiç hoşlanmazdı. Üstelik servisi de kaçırmak istemezdim.

Çekmeceme koyduğum gözlüğümü kabından çıkarıp gözüme taktım. Formamı da giyip hemen saçımı taradım. Saçımı açık bırakıp aşağı indim. Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Babamda banyodaydı sanırım. Ablam kesin odasında uyuyordur hala. O zor uyanan birisiydi çünkü. Her şey tam tahmin ettiğim gibi çıkarken amacım anneme gözükmeden evden çıkmaktı. Geç uyandığım için bir ton azar işitmek istemiyordum. Kim bunu isterdi ki?

Tam evin çıkış kapısını yavaşça açmışken annemin arkamdan seslendiğini duydum.

Tanrım, bu evde neden bana rahat yok?

"Sen, nereye bakalım bana haber vermeden ha küçük hanım?!" dedi arkamdan sinsice gelip kaşlarını çatmış bana bakarken. Evet, gerçekten kaşları çatık bir şekilde korkunç görünüyordu.

"Okula anne. Başka nereye olabilir bu saatte?" Bilmiş bilmiş cevap vermem onu sinirlendirmiş olacak ki bana daha da kızmaya başladı.

"Geç bakalım sen içeri! İyice dilin uzamış senin. Babana diyeyim de gör sen."

"Anne okula geç kalıyorum. Servis gelir birazdan." Ne desem boştu galiba.

"Selim, hayatım! Bir gel de şu çocuğuna bir kız ya. Bana karşı geliyor. Kahvaltısını yapmadan okula gitmeye çalışıyor." Babam üstünde bornozuyla kapıya annemin yanına dikilince beni bir kere süzdükten sonra konuşmaya başladı. Gerçekten ben bu ebeveynlerimden ne çekiyordum böyle ya?

Bulutlarda BuluşalımWhere stories live. Discover now