44. Bölüm : Soğuk Sular

48 4 166
                                    

Kaan Boşnak - Seni Buldum Ya

"Bu benim için zor ama yanımda sen olunca sanki her şey kolaymış gibi geliyor."

Onun sesinin bir dokusu olsaydı bu gerçekten kadife olurdu

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Onun sesinin bir dokusu olsaydı bu gerçekten kadife olurdu. Siz de duysanız öyle düşünürdünüz.

"Sana her şeyi tek tek anlatacağım." dedi ve cevap vermem için durakladı.

"Bir haftadır senden haber alamıyorum. Bu benim için ne kadar kötü bir şeydi sen biliyor musun?" Sinirliydim ve konuşmadan da sinirim geçmeyecekti.

"Biliyorum, o kadar haklısın ki ama arayamadım ya da bir mesaj atamadım." Devamını getirmesini beklemeden konuşmaya girdim.

"Bu nasıl oluyor? Gerçekten merak ediyorum. Nasıl olur da bir mesaj dahi atamıyorsun bana iyi olduğun hakkında?"

"Babam telefonuma el koydu çünkü yapmam gereken bir sürü iş birikmişti ve ben onları yapmak yerine telefonla oynuyordum çünkü telefonun içinde sen vardın." İşte bu sefer kalbimi çalmıştı. Hâlâ birazcık da sinirli olsam daha fazla kızmak istemedim. Sonuçta babasının yüzünden böyle olmuştu ama bir tarafım hep istese başka birinden de mesaj atabilirdi diyordu. Hangi tarafımı dinlemem gerektiğini bilmiyordum. Bu yüzden susmayı tercih ettim.

"Hâlâ bana kızgın mısın?" Hafif düşen gözlüğümü ittirdim ve ayakta zorla duran ayaklarıma itaat edip yatağın üstüne oturdum. Gerçekten de yorucu bir gün oluyordu.

"Biraz..."

"Telafi edeceğim. Söz." O görmese de gülümsedim. Ondan duymak istediğim sözler bunlardı. Onu daima sevecektim.

"Yorulmuşsundur, ben seni çok tutmayayım Prenses." diye söze devam edince bir şok dalgası bedenime yayıldı.

"Sen nerden biliyorsun benim yolculuk yaptığımı?" Sinirlenmeye başlıyordum. Eğer düşündüğüm şeyse gerçekten benden çekeceği vardı.

"Yolculuk mu? Bilmiyordum ki, akşam oldu ya tutmayayım manasında dedim." Güzel kıvırıyordu ama benim yalanları hemen anlamak gibi kötü bir huyum vardı.

"Hiç inandırıcı değilsin Gizemli Adam! Bana Mete'den haber aldığını söyleme." Tekrardan sinirlenmiştim ve bu seferki öncekinden daha kuvvetli bir sinirdi.

"Prenses'im, lütfen beni bir dinle!"

"Ben anlayacağımı gayet iyi anladım Gizemli Adam." Trip atıyordum çünkü hak ediyordu. Nasıl bana bir kere dahi mesaj atmayıp Mete ile konuşurdu? Bana sadece bir tanecik "İyiyim." mesajı atacak bir araç bulamamıştı ama Mete'ye bulmuştu. Aman ne güzel (!)

"Neden diye bir sor önce. Sor lütfen." Soracak hiç halim kalmamıştı. Onunla yüz yüze konuşmak daha iyi gelecekti. Bu yüzden yarını bekleyecektim.

"Şimdi yatmam gerek. Dediğin gibi çok yorucu bir gündü. Dile kolay on bir saat sürdü. İyi geceler Gizemli Adam." dedikten sonra telefonu kapatıp yatağımın yanında bulunan ahşap sehpaya koydum ve banyoya yöneldim. Öncelikle elimi yüzümü yıkadım. Sonra da kurulayıp yatağa geçtim. Derin ben konuşurken çoktan yatağa sızıp kalmış. Ben de direk uykuya daldım. Baya iyi bir uyku çekmemiz ve yarın için enerji depolamamız gerekiyordu.

Bulutlarda BuluşalımOù les histoires vivent. Découvrez maintenant