18. Bölüm : Müzik Kutusu

84 22 23
                                    

Selamlar hepinize,

Yeni bölüm biraz gecikmiş olabilir. Ama beni anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Bildiğiniz üzere benim bir kitabım daha var ve ona da kaç gündür bölüm atamıyorum. Buna daha öncelik veriyorum. Çünkü bunu daha çok okuyan var. Ama yine de ona da bölüm yazmam gerek ve ben sizi düşünüp buna bölüm yazıyorum. Haftaya yazılıların başlamasına rağmen sizi düşünüyorum... Bundan hiç gocunmuyorum. Aksine yazmaktan zevk alıyorum, vaktim olsa her gün yazarım ama işte... Şartlar...

Neyse çok uzattım, sizi çok seviyorum*_*

Bir sonraki bölümde görüşürüz...

18. Bölüm : Müzik Kutusu

"Kadife sesine bir kez daha aşık olmuştum."

Hayatta değerli pek az şey bulunur. Bunlardan birkaçı sevdiklerimiz, arkadaşlarımız ve en önemlisi de ailemiz. Ailemiz olmazsa yaşayamayız bile. Derin'e bazen çok üzülüyorum. Onun arada krizler geçirmesi hep bir aile yokluğu çekmesinden kaynaklı. Psikoloğumuzda  öyle söylemişti. Annenin kaybından sonra yaşanan tramvatik olaylardan dolayı oluyormuş. O yüzden ben -ne kadar olursa- bir anne özlemini aratmamaya çalıştım. Her koşulda yanında oldum. Onun yanında annemden pek söz etmiyorum mesela. Ben alıştım boşver dese de içime sinmiyor. Biliyorum çünkü annesini düşünüp daha da kötü olacağını. Siz de gördünüz geçen ne kadar kötü olduğunu.

Şimdi ise ben bir anne şevkatine maruz kalacak kadar yalnız hissediyorum kendimi. Derin'in benden uzaklaşmayacağını bilsem bile bana soğuk davranması hiç hoşuma gitmiyor. Biliyorum son zamanlarda onunla ilgilenemedim ama bir bilse neler yaşadım (ki bence bilince daha kötü şeyler olacağı kanısındayım ben ama). Bu sırada da evdeki sorunlar bitmiyor. Daha çok ablamın sorunları desem daha doğru olacak sanırım. Hep bir şeyler bulup anneme ya da babama beni karalamaya çalışıyor. Ben gün içinde evde olunca bile ben yokmuşum gibi davranıyor. Bunlar canımı sıkıyor ve sıkmaya da devam edecek. Annemin sürekli ablamın tarafını tutması gerçekten sinirlerimi bozuyor. Evdeki sorunlar bitmezken bir de okuldakiler başlıyor tabi. Cem'in iddiaları mı dersin, Ayaz'ın bana olan aşkı mı (hoş ben onun gerçek aşk olduğunu düşünmüyorum ama yakında çıkar kokusu), yoksa Gizemli katil Bulut mu dersin? Biliyorum katil demek belki pek doğru değil ama bütün oklar neden onu gösteriyor o zaman? Ya da o okları ben görüyorum sadece.

Elimde telefonum iki dakikadır Bulut'un beni aramasını bekliyorum ama hemen araması gerekiyordu. Bir dakika sonra arayacağım demişti. Ne olmuş olabilirdi ki? Biraz daha beklemeye başladım ve nihayet aramaya başladı ama... Ama bu sefer görüntülü arıyordu. Ben şok olmuş bir şekilde ekrana bakakaldım. Ne yapacağımı bilemezken onu görmeye hazır olup olmadığımı sorgulamaya başladım. Çok utanırdım üstelik ben. Tamam o beni biliyordu ve görmüştü de -instagram'daki fotolardan- ama yine de şimdi ne yapacağımı bilmezken utangaç bir şekilde ve kalbim hıphızlı atarken aramıyı aniden cevaplandırdım ve ne olacaksa olsun dedim. Ama karşılaştığım görüntüyle bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Böyle bir şey olamazdı.

"Selam..." diyen karanlık sesin sahibi belliydi. Zaten başka kim olacaktı ama yine de karşımda böyle simsiyah bir ekran beklemiyordum. Yani anlayacağınız yine yüzünü görememiştim ama bu konuşmada bir yerlerde yüzünü görme sözü almak istiyordum. Onu çok merak ediyordum elbette.

"Selam bay Gizemli?" dedim soğuk bir şekilde. Sesimin titrememesini sağlamaya çalışsam da bu pek mümkün olmadı. Onun sesinde ise en ufak titreme belirtisi bile yoktu. Kadife ve kulağa o hoş gelen sesiyle konuşmaya başladı.

"Soğuk davranmanın sebebini anlıyorum. Okulda bana çok kızgındın ve şarjın falanda bitmemişti, onu da biliyorum. Sen bana sadece gerçekleri açıklamadığım için kızgındın." Söyledikleri afallamama neden olmuştu. Bütün bunlar önsezilerinden mi kaynaklanıyordu? O kadar da değildi herhalde. Benim hakkımda her şeyi bilmesinin önseziyle bir ilgisi olamazdı.

Bulutlarda BuluşalımOnde as histórias ganham vida. Descobre agora