28. Bölüm : Cenaze

48 15 0
                                    

Cem Yenel - Aşk Bu Biter Mi

"Sen mi sevmeyi beceremezsin?"

Bana her seferinde Prenses demesi kalbimde bir taht kuruyordu. Bazılarına göre klişe bir kelimeydi bu ama o söyleyince sanki dünyanın en eşsiz kelimesi oluyordu.

Bana Gökyüzüm dediğinde de erimiş olabilirdim ama bana neden böyle hitap ettiğini anlamamıştım ve şimdi yapbozun bütün kayıp parçaları yerine oturuyordu. Beni nasıl bulduğu artık o kadar da önemli değildi. Ben onun beni bulmasını bir şans olarak nitelendiriyordum ve senin o insanda kısmetin varsa bu ne olursa olsun gerçekleşirdi.

Onu düşünürken dona kalmış olduğumu gördüğümde, kavgada temasların bitip sözlerin başlamış olduğunu gördüm. Neden bizim sınıfta ve neden böyle bir kavga olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama birazdan öğrenirdim. Yanlarına çok yaklaşmaya korkarak bir iki adım atabildim sadece.

"Seni adi insan! O beni seviyor diyorum. Nerenle dinliyorsun ha?!" diye bağıran Cem'i tanımadığım bir arkadaşı tutarken, Mete'yi de Ömer tutuyordu. Merve, Derin ve sınıftaki diğer insanlar ise bu ikilinin atışmasını dinliyordu. Gördüğüm kadarıyla Mete'nin gözü morarmıştı. Cem'in yüzünü ise onun arkasında olduğum için göremiyordum.

"Bak hala beni seviyor diyor!" İkisi de uzanıp birbirlerine vurmaya çalışıyor ama arkadaşları buna engel oluyordu. Ne hakkında konuştuklarını az çok tahmin ederken onları dinlemenin daha mantıklı bir karar olacağını düşündüm.

"Eziksin ve yeni birilerinin farkına varıldın diye mi bu havalar, yoksa cidden ezik olduğun için mi?" derken laf soktuğunu düşünen Cem'e iğrenerek baktı Mete. Derin ise korkudan Merve'ye sarılmış ne yapacağını bilemez haldeydi. Sınıfa bir an önce bir öğretmen gelmezse her şey çok kötüye gidecekti. Buna emindim.

"Hayata karşı bir espri gibi doğmuşsun be oğlum. Adına yazılmış bir espri bile var. Söylememi ister misin?" dediğinde Cem çileden çıkmıştı. Kollarını tutan arkadaşını ittirip Mete'nin yanağına bir yumruk geçirdi.

"Benim olana dokunulmasından hiç haz etmem." diyerek bir tane daha geçirecekti ki önüne Ömer geçtiği için ona isabet etmiş oldu ama Ömer'de bu yumruğun altında kalmayarak o da onun gözüne bir yumruk geçirdi. Cem sızlanırken Ömer, Cem'in arkadaşını yaka paça dışarı çıkardı. Cem pis pis onlara bakarken Ömer "Hadi sen de git arkadaşınla beraber." bakışı attı. O nasıl bir bakış diye sormayın, görmeniz lazım. Anlatamam.

Cem ona aldırış etmeden iğrenerek kusma işareti yapıp dışarı çıktı. Benim yanımdan omzuma değerek hızla dışarı çıkıp kapıyı sert bir şekilde örttü. Sanırım beni fark etmemişti. Etseydi bana da bir şey demeden duracağını sanmıyordum.

Derin Mete'ye korkuyla sarılırken ben de Cem'in bu hallerini düşünüyordum. Geçenki iddiada bana beni seviyormuş gibi imalarda bulunan insan şimdi ise tekrar Derin'i mi istiyordu yani? Gerçekten artık onun ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Üzülerek yanlarına gittiğimde Derin ve Mete bizim sıramızda oturdukları için ben de bir arkalarına geldim. Merve de gelip yanıma yerleşirken Ömer de bir sıra çekip yanımıza geldi.

Şimdi konuşma sırası bendeydi işte. "Neler oluyordu burda?" dedim tahminlerimden hiç bahsetmeyerek.

"Cem'in her zamanki kıskanç halleri işte. Eski sevgilini de kıskanmazsın ama yani..." Bu konuda Merve'ye hak vererek başımla onayladım.

"En sonunda bu ülkeyi terk edeceğim o olacak!" deyip sinirle bize dönen Derin'e kızgın bakışlarımı yollayıp konuşmaya başladım.

"Ne dediğinin farkında mısın? Tabiki de öyle bir şey olmayacak!" Belki Bulut'tan yardım alabilirdim. Belki yani ya da neyse. Almasam daha iyi. Onu böyle işlere karıştırmamalıydım artık. Başında zaten büyük bir bela vardı. Tabi benim için bir bela sayılan ama onun için bir manevi baba olan kişi.

Bulutlarda BuluşalımWhere stories live. Discover now