Chapter 2 ‖ Different

12.4K 811 161
                                    

ŞARKIYLA OKUMAYANI DIŞLIYORUZ.

_

"Gelecek misin baba ?" Sesimdeki hayalkırıklığını gizlemeye çalıştım.Şu an bahane uydurmaya çalıştığını biliyordum.Nefesini verdiğini duydum.

"Beatrice...Sana açıklamamı yaptım tatlım.Gelemeyebilirim,ama emin olabilirsi-"

"Emin olmak istemiyorum baba.Senin burada olmanı istiyorum."

"Lanet olsun Beatrice,bu akşam o programda düzenlenecek anma programındaki kızın -yani arkadaşının katilini yakalamak için uğraşıyorum.Ama sen bunu anlamakta güçlük çekiyorsun!"

Telefonda gürleyen sesine karşın dudaklarımdan hıçkırık kaçarken,gözyaşlarımı tutmak için gözlerimi kırpıştırdım."Tanrı seni korusun baba,annemin neden kaçıp gittiğini şimdi daha iyi anlıyorum.İyi çalışmalar." Cevap vermesine izin vermeden telefonu kapattım.Dudaklarımın titremesini önlemeye çalışırken,ona fazla yüklendiğimin farkına vardım.Ah,salak Beatrice!

Dudaklarımı kemirirken girişten bana bağıran Lizzy'ye döndüm. "Hey kızıl bomba!Misafirleri karşılamama yardım et."

Ah tabii,ne bomba ama..

Nefesimi verip kapıya yöneldim ve sahte gülümsememi takındım.

İşte başlıyoruz.

Müdürden sonraki açılış konuşmasını ben yapacaktım ama benimle gurur duyabilecek biri olmayacaktı.Minnettarım Tanrım.

Jonathan Raines'in Ağzından 


Telefonu kapattıktan sonra ellerimle yüzümü kapattım.Beatrice hep zorlu bir çocuk olmuştu,annesi beni terk ettiğinden beri.Ama biraz anlayışlı olması gereken bendim,ya da herneyse işte.

"Ajan Raines!Bayan Kolley'in bir fikri var." 

"Geliyorum!" dedim ve hemen arkamdaki odaya ilerledim.Bir sandalyeye oturduğumda bütün dikkatimii Kelsey'e yönelttim.

"Şimdi,bu koleksiyoncumuz bayağ titiz biri.Yani kurbanını seçiyor,onlara tecavüz ediyor sonra onları öldürüp bir kelebek yapıyor.Kısmen."

"Bence bu adam kurbanlarına değer veriyor.Yani onları seviyor gibi.Belirli bir saygısı var,bunu 12 yıllık psikoloji becerilerime dayanarak rahatça söyleyebilirim.Sonuç olarak,bence bu akşam Lisa'nın anma programına gelecek.Ya da okulun etrafında olacak.Ona olan saygısını Tanrı'ya ya da kime tapıyorsa ona göstermek için."

"Orada olmalıyız"diye ekledi.

Sanırım bugün şanslı günümdeyim.Beatrice'e sürpriz yapabilir,aynı zamanda biraz kanıt toplayabilirdim.

"Peki onun kim olduğunu nasıl anlayacağız ?" diye sordu Nikki.

Bakışlarımı tekrar Kelsey'e yönlendirdim."Bu tür şeyler yapan kimseler genellikle toplumdan dışlanmış olurlar.Doktor onayı alıp dışarı çıkmış eski akıl hastaları gibi.Yani  bu adam kesinlikle kıyıdan köşeden izliyor olacak."

"Haklı olabilir."

"Hadi gidelim o zaman." fala hevesli davranıp telefonu aldım ve en önden ilerlemeye başladım.

Yazarın Ağzından


Sütü buzdolabına bırakırken aklına ilk kuralı getirdi.Her zaman onu gülümsetmeye yeterdi.

Güzellik insanlar tarafından belirlenmez.


Programa yalnızca yarım saat kalmıştı ama zamanında orada olacaktı.Her şey mükemmel olmalıydı,onun gibi.

Kol düğmelerini son kez kontrol edip,salona geçti.Salonun duvarları en sevdiği renk olan gri ile boyanmıştı.Salonun her duvarında büyük bir ayna vardı,böylece Tanrı'nın ona bahşettiği güzelliği her fırsatta görebilecekti.

Yedinci ve son kez saçlarını düzeltti.

Yeşil Chevrolet'inin anahtarlarını aldı ve diğer eşyalarını-telefon,cüzdan- cebine yerleştirdi.Dairesinin kapısını kapattıktan sonra merdivenlerden aşağıya inen Tully'yi gördü.Sarı saçlarını açık bırakmıştı ve göğüslerini öne çıkaran askılı bluz giymişti.Elinde pankeklerin olduğu bir tabak vardı."Oh merhaba Harry." dediğinde eğildi,bluzunun önü daha da açılmıştı.

Gülümsedi ve onu arzulayan kıza cayır cayır yanma sebebi verdi."İyiyim Tully.Sen ? "

"Çok iyiyim,bende beraber yeriz diye pankek yapmıştım.Ama sanırım bir yere gidiyorsun ?" 

Kafasını salladı."Eugene Amber Lisesi'nin programına." dedi ve boğuk sesiyle kızı yakıp geçirdi."O zaman akşam geldiğinde bir şeyler yaparız,ne dersin ?" Harry'nin tam önünde durdu,pankekin kokusu daha çok ilgisini çekmişti.

"Neden olmasın ?"dedi ve göz kırpıp merdivenleri inmeye başladı.Kaybedecek zamanı yoktu.

Bir keresinde Tully bir kelebek olabilir miydi diye düşünmüştü ama o asla Tanrı'nın gözdelerinden biri olamazdı.

Arabasına bindiğinde dikiz aynalarını yedi kez düzeltti, şanslıysa bugün kendine yeni bir kelebek bulabilirdi.

-

 Ortalarda boş bulduğu yere oturdu Harry.Rahatça görebiliyordu sahneyi.Müdür sandığı adam konuşmaya başlamıştı.

"Yakın zamanda kaybettiğimiz öğrencimiz olan Lisa'nın şu an daha iyi bir yerde olduğuna inanıyoruz."

Evet,Tanrı'nın yanında diye düşündü Harry.

"Ailesine ve arkadaşlarına sabır diliyoruz.O gerçekten iyi biriydi,Tanrı kalanları korusun."dedi ve arkadan sağ elini haç şeklinde oynattı.Aynı şeyi diğer konuklarda yaparken,Harry onlara eşlik etti.Program konuşmaları başlarken etrafa bakındı Harry.Oturanlar dışında kapıda ve köşelerde insanlar vardı.Etrafa bakınıyorlardı.Harry güldü.

"Acemi polisler." diye mırıldandığında bakışları tekrardan sahneye yöneldi.Konuşma yapan kızıl saçlı kız dışında,gözüne arkadan birisi ilişti.

Sarışın,yeşil elbiseli kız.

Buldum seni,diye düşündü Harry.Tanrı'mın yeni gözdesini buldum.

_

Bölüm geç geldiği için gerçekten çok özür dilerim kelebekler.Bölüm hiç içime sinmedi açıkçası.Ama bekletmemek için paylaştım.

Oy vermeyi unutmayın lütfen! .x

Bu arada 1 haftadan kısa bir sürede 1K olduğumuz için çok minnettarım!

Beatrice ‖ stylesWhere stories live. Discover now