SESSİZ MİSAFİR (TAMAMLANDI)

Görmek istemiyorum

Artemis kendince geliştirdiği bir taktik ile kısa bir uykunun bile insan vücuduna yeterli olacağını deneyimlemişti. Belli periyotlar ile alarm kurup uyanıyordu. Saatin daha erken olduğunu görüp derin bir "oh" çekip tekrar güzel uykusuna geri dönüyordu. Bunun onu aynı zamanda genç tutacağına da inanıyordu.

Son alarmının da çalmasıyla yataktan fırladı. Peluş terliklerini giyip mutfağın yolunu tuttu. Güne başlamadan önce mutlaka acı bir kahve içiyordu. Bu onun vazgeçilmez ritüeliydi. "Hangi kıyafeti giysem?", "hangi ojeyi sürsem" derken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştı. Her zamanki gibi derse geç kalıyordu. Bir hışımla çantasını kapıp kendini kapıdan dışarıya attı. Bir kaç merdiven inerek apartmanın asansörüne ulaştı. Asansörde arkadaşı ile konuşan Artemis kapının açılması ile dışarı fırlayacaktı ki kapıda dikilen yakışıklı adama sert bir şekilde çarptı. Elindeki telefonu düşürünce ani kalp krizi geçirdiğini düşündü.

Yakışıklı adam dış görünüşü ile orantılı karizmatik bir ses tonu ile;

"Affedersiniz. Kapıda dikilip geçişinize engel olmam büyük bir kabalık"dedi. Eğilip telefonu eline aldı. Sağını solunu inceledikten sonra;

"Neyse ki benim yüzümden telefonunuza bir zarar gelmedi. Kendimi affetmezdim" dedikten sonra Artemis elinden telefonu çekip aldı.

"Asıl ben özür dilerim. Çok acelem vardı. Bir anda çıkınca farkedemedim. Ama hala acelem var. Bu yüzden gitmeliyim" dedikten sonra genç adamın yanından apartman çıkışına yöneldi.

Arabasına ulaşana kadar yağmur yüzünden su dolmuş çukurların üzerinden atlayarak cambazlık yapıyordu. Arabasını çalıştırıp kısık bir sesle radyoyu açtıktan sonra kendi kendine konuşmaya bayılan Artemis;

" ya salak Arti. İnsan bir Gülümser değil mi? Kaçar gibi çıktın apartmandan. Ya neyse söyledim ama acelem olduğunu. Sonuçta tanımıyorum. Uzun uzun sohpet edecek halim Yok ya? Allah allah... hem bu kadar yakışıklı bir çocuk vardı apartmanda da ben nasıl rastlamadım? Yeni taşınmış olmalı. Ya da bir tanıdığını ziyarete geldi. Belki de kızlardan birinin sevgilisi. Yahu bahane. Belki de bir daha hiç görmeyeceğim bir insan için neden bu kadar kafayı yoruyorum? " dedi ve arabasını yanaştırıp fakülteye doğru koşmaya başladı.

• • •

Ders çıkışı yanına gelen yakın arkadaşı Ela sert bir şekilde omzuna vurdu ve söylenmeye başladı;

+"Ya Arti. Hayırdır hiç bir şey demeden basıp gidiyorsun?"

-"Elacım, canımın içi. Başım çatlıyor. Hava da kötü. Pijamalarımı giyip Leyla Mecbun izlemek istiyorum. Tabi bunu kahvemle sevişirken yapacağım"

+"Tamam ben sana gitme demiyorum. Hobi olarak yine git. Ama önce gel kantinde kahve ve sigara içelim. Cidden fena dedikodular var ve seni de ilgilendiriyor"

-"Tamam ama sonra beni rahat bırak. Çünkü kahveyi ve sigarayı evimde tüketmek daha çok hoşuma gidiyor." Kahveleri alıp dip köşede bir masaya geçtikten sonra "Hadi dökül bakalım Ela hanım"

+"Arti sen bu Erdem ile barışmayı düşünüyor Musun?"

Erdem; Artemis'in geçtiğimiz sene başından geçen başarısız ilişkisinin baş kahramanı. Aslında her şey yolunda giderken Erdem'in yakın arkadaşı Çetin Artemis'e gelip; Erdem'in onu Yaprak ile aldattığını söylemesiyle ilişki birmiş oldu. Yaprak'ın Artemis'in yakın arkadaşı olması dışında da sorunlar vardı elbette. Bunun üzerine Artemis erkek arkadaşını evden kovmuş, Yaprak ile bağlantısını tamamen koparmış oldu. Üç aydır evini paylaştığı adam aldatmasına mazeret olarak "Benimle yatsaydın aldatmazdım" deyince Artemis için deyim yerindeyse ölmüş oldu.

-"Yavrum daha önce de söyledim. Bir daha Erdem ile ilgili konuşmak istemiyorum. Mümkünse aynı havayı bile solumak istemiyorum." Şeklinde karşılık verdi.

+"Çetin ile kavga ettiklerini biliyor muydun? Her şeyin suçlusu olarak onu görüyor. Söylediğine göre Çetin sana karşı ilgi duyduğu için Erdem'i ele vermiş."

-"Sebebi ne olursa olsun Çetin doğru olanı yaptı. O olmasaydı hala o şerefsiz ile aynı evi paylaşıyor olabilirdim"

Tam bu sırada Erdem oku kantinine adım attı. Artemis' e derin bir bakış attı.

-"Elacım. Buranın havası bozuldu. Görüşürüz tatlım" diyerek arabasına doğru yola çıktı.