Tahtakale

920 121 14
                                    

       Hakan durmadan ağlayan Artemis'in yanına gitti. Kolundan tutarak odanın kapısına doğru yönlenmesini sağladı. Tam kapıdan çıkacakken durup Sebahat teyzenin oğluna döndü. O da göz yaşlarına boğulmuştu.

     + " Özür dilerim. Ben böyle olsun istemedim."

    ~ " Sen onu huzura kavuşturdun. Acısını dindirdin. Annem görevini yerine getirmeyi bekliyormuş. Kendini suçlama. Gerekeni yap"

      Eve geldiklerinde Artemis biraz daha sakinleşmişti. Hakan koltukta ona kalan kısıma oturdu.

      -" Arti. Mucizeler yaşanıyor. Önce çingene kadını işaret ediyor. Sonra kadın adres verip ölüyor. Sence normal şeyler mi bunlar?"

     + " Ben artık yoruldum Hakan. Yani hayatımın bu kadar kısa sürede bu kadar absürt bir şekilde değişmesine anlam yükleyemiyorum. Neden ben ? Bu neden geliyor başıma? Benden ne istiyor. Ne yapmalıyım? Niye böyle bir görev yüklendi bana. Günlerdir bu soruların alında eziliyorum ve ne yaparsam yapayım cevap bulamıyorum."

    -" Cevabını almadın mı?"

    + " Evet hayatımın bu adrese bağlı olduğunu öğrendim."

     -" O zaman gidiyoruz."

      + " Hemen mi?"

     -" Hayır. On dakika sonra. Git ve hazırlan."

     + " Çetincim. Biz Hakan ile beraber gidelim. Ne zaman geleceğimiz belli değil. Ankara'ya geri döndüğümde ararım seni. Yeterince benim için hırpaladın kendini. Bu olayı biz üstlenelim. Her şey için minnettarım." Dedikten sonra Çetin'e sarıldı. Çetin bu durumdan memnunmuş gibi görünmüyordu. Lakin ağzını açıp tek kelime etmedi.

      Bir sırt çantasına çikolataları ve kahveleri doldurdu. Bir kaç yedek kıyafet, termos bardak aldı. Yolculuk için hazırdı.

     + "Oraya daha önce gitmedim. Bilmediğim bi yer."

     -" Ben de gitmedim ama merak etme. Arkadaşım var orada yaşayan. Adrese gitmemize yardımcı olacak. Hazırsan çıkalım.

     + " Olur, hazırım. Çıkabiliriz"

     -" Benim arabam ile gidelim. Depoyu daha yeni doldurdum."

       + " Sözde evde sabahlayacaktık. Planımız bir anda değişiverdi. Bu beni ürkütmüyor değil. Yine de Bursa'yı göreceğim için heyecanlıyım."

                             •           •           •    

      Saatler geçmişti. Yollar hep birbirine benziyor, Işık'lar şehire davet ediyordu. Artemis kısa süre de olsa uyuyup uyanmıştı. Hakan gözlerini açık tutma telaşındaydı.

     + " İstersen yer değişelim. Biraz da sen uyu."

    -" Gerek yok. Tabela gördüm iki kilometre sonra bir dinlenme tesisi varmış. Orada kahve içip devam ederiz yolumuza. Sanırım kafein iyi gelecek."

       Dinlenme tesisine ulaştılar. Hakan otoparka çekti arabayı. İnip kafe bölümüne doğru ilerlediler. Artemis telefonunun şarj aletini de almıştı yanına. Artemis masaya gelen garsondan termosuna sıcak su koymasını istedi. Hakan ise bir latte.

     + "Ne o bey efendi? Uykunuzu açmak için bol sütlü kahve mi içiyorsunuz?"

     -" Her yiğidin yoğurt yeyişi farklıdır."

SESSİZ MİSAFİR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now