İstanbul

823 117 14
                                    

   Hakan ve Artemis arabalarını almak için lastikçinin yolunu tuttular. Artemis derin düşünceler içerisindeydi. Bu yaşananları kabullenmek bir insan için kolay olamazdı. Günlerdir duş almamıştı. Teyzesinin ölümü onu tuhaf bir şekilde etkilemişti. Ama bu üzgünlük olamazdı. Üzülemememişti kadının ölümüne. Daha yeni tanıştığı teyzesi yanarak feci şekilde can vermişti ama Artemis'in buna üzülecek vakti olamazdı. Daha büyük bir problem onun peşindeydi. Kendi canı tehlikedeydi.

     Lastikçiye ulaşana kadar yolda tek kelime etmedi Artemis. Aklından geçen binlerce düşünce arasında boğulmakla meşguldü.

     -" Merhabalar! Ustam kolay gelsin. Ben dün arabamı bırakmıştım size. Hakan adım."

    ~ " Hazır abicim. Dur anahtarını getireyim. Araban hemen karşıdaki boş arsada."

      Adam atölyesinde bulunan masanın çekmecesini açtı. Hakan'ın anahtarlarını alıp teslim etti. Hakan cebinden çıkardığı parayı ustaya takdim etti. Fiyat konusunda dün anlaşmışlardı.

     ~ " Allah bereket versin. Gençler; çayım ve simidim var. Gelin beraber yiyip içelim."

   + " Yok amcacım acelemiz var biraz. Şehir dışına çıkacağız."

    ~ " Tamam kızım. Teklif var ısrar yok."

    -" Yine de çok teşekkür ederiz bu nazik teklifiniz için."

    ~ " Olur mu öyle şey yahu. Ölüm herkesin yakasında. Bir parça ekmeğin olsa dostunla paylaşacaksın. Allah sorar hesabını."

     Hakan onaylar nitelikte ustaya gülümsedi.

    ~ " Dün sizin arabanızın bulunduğu yerde yangın çıkmış. Kadıncağızın biri vefat etmiş. Sonra öğrendik ki Nurten ölmüş."

   + " Tanıyor muydunuz?"

    ~ " Nurten'i tanımayan yoktur burda. Helva yapar dağıtır, hamur yapar dağıtır, selamsız geçmezdi. Sokakta gördüğü evsizlerin karnını doyururdu. Sokak hayvanlarını beslerdi hiç aksatmadan."

     + " Evet. O çok iyi bir insandı."

     ~ " Kesinlikle Kızım. Birazcık kendi halindeydi. Yani kontak gibiydi kafadan. Ama kafası hiç kötülüğe basmazdı."

     -" Akli dengesi bozuktu yanı öyle mi?"

    ~ " Yani öyle demek ayıp olur. Ama böyle boş bakıyordu her şeye. Anlatabildim mi?"

    + " Evet. Ne zamandır böyleydi peki?"

    ~ " Valla kızım, çok zamandır burada esnafım. O kadın başlarda hiç böyle değildi. Sonradan istanbuldan yeğeni mi ne gelmiş. Kadının yanında yaşamaya başlamış. Kadın çok sevmiyor, korkuyor gibiydi adamdan."

   + " Adam mı? Yeğenini tanıyor musunuz? Gördünüz mü hiç?"

    ~ " Ben bizzat görmedim Kızım. Ama gören bir kaç kişinin anlattığı kadarını biliyorum. Adam eve ne zaman gelse evden kadıncağızın ağlama sesleri geliyormuş."

    + " Kimse merak edip gitmemiş mi? Yardım etmemişler mi?"

     ~ " Yavrum insanlar çekinmiş. Kadın sonuçta yeğeni olduğunu söylemiş. Ayrıca adamı gören bir kaç kişi var. Onlar da gördüklerinde korkmuşlar."

     -" Korkulacak ne varmış? Çok mu çirkinmiş."

    ~ " Tövbe! Haşa! Allah'ın yarattığı bir kula çirkin demek hiç birinizin haddine değil yavrum. Çocuktan korkmalarının sebebi yüzünün ve ellerinin derisinin tamamen yanık olmasıymış. Korku filmlerinden fırlama gibi adam anlayacağınız."

     + "Amca, hoş sohbetin için teşekkür ederiz. Biz artık kaçalım. Allah ölene rahmet kalana sabır versin." Dedi Artemis.

       Arabaya binen çift bölgeden uzaklaşmaya başlamıştı.

    + " Okan'ı gören birileri olduğuna mı sevinelim yoksa teyzemi öldürdüğüne mi."

     -" En azından artık görülebildiğini biliyoruz. Aşağı yukarı neye benzediğini de öğrenmiş durumdayız. Bir hayalet ile mücadele etmediğimizi öğrenmiş olduk."

    + " Olay artık ondan kurtulmaya geldi. İlk başlarda gerçekten onun görünmez olduğunu düşünmüştüm. Lakin korkularım daha çok arttı. En azından çevreye zarar vermiyordu. Yani öyle biliyorduk. Şimdi aldığı bir can var. Tabi teyzemin anlattıkları da işin ekstrası."

     - " Teyzeni öldürmesinin sebebi bize anlattıkları olmalı. Sonuçta uzun zamandır rahatsız ediliyor. Ama kimseye açmamış ağzını. Bize anlattıktan sonra bunları yaşadı."

     + " Bir nevi ölümüne biz sebeb olduk."

    -" Böyle düşünme. Biz bu şekilde sonlanacağını tahmin edemezdik. Neyse, unutalım bunları. Önümüze bakalım. Hemen annenler ile iletişime geç. İstanbul'a gidiyoruz. Onlardan öğreneceğimiz şeyler.."

     + " Gitmeyelim." diyerek Hakan'ın konuşmasını böldü Artemis.

     -" Arti gitmezsek nasıl öğreneceğiz. Onlar bu olayın baş kahramanları. Anlatacakları bizi direkt olarak etkileyecek."

    Artemis kafasını önüne eğdi. Gözleri sulanmıştı. Dudaklarını ısırmaya başladı. Ellerini birbirine kavuşturmuştu.

    + " Gitmeyelim Hakan. Gitmek istemiyorum. Gittiğim her yere ölüm götürüyorum. Onları kaybetmeye İnan bana dayanamam. Teyzemi tanımıyordum ama onlar benim ailem."

     -" Telefonda öğrenelim"

     + " Haberi olmayacak mı sanıyorsun?"

      -" Bak Sebahat teyze için kendini suçlama. Teyzen de zaten sürekli onun yakınlarındaymış. Aynısı ailene olacak diye bir şey yok"

      + " Lakin ihtimal dahilinde olduğunu sende biliyorsun."

      Artemis telefonunu çıkarıp rehberde annesini buldu. Arama butonuna basarak telefonu kulağına götürdü.

    " Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

     Telefonu tekrar kulağından indirip bu sefer babasını aramak için rehberini açtı. Aramaya basıp tekrar kulağına götürdü.

       " Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

     + " Hakan! Senden olabildiğince hızlı bir şekilde İstanbul'a gitmeni istiyorum. İçimde kötü bir his var."

SESSİZ MİSAFİR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now