06/kader

3.4K 274 39
                                    

"Önce bir konu bulacaksınız.. Bu konu üzerine 200 çizim istiyorum. Sonra içlerinden birtanesini seçip dikilmiş haliyle dosyalarınızı bana teslim edeceksiniz. Biliyorsunuz 1 ay süreniz var. Bu yüzden oyalanmadan başlayın çünkü ek süre vermeyeceğim"

Herkes yüzündeki sinir ifadesiyle not alırken biliyordum ki onlarda benim gibi içinden Bayan Shin'e saygılarını sunuyordu. Arkasını dönen Bayan Shin' dil uzatan hyemiyi görmemle gülmeye başlamıştım. Bayan Shin bana dönüp
"Sanırım daha çok ödev istiyorsun Bayan choi Baram" gözlerim sonuna kadar açılmıştı.

"Özür dilerim efendim" diyerek ona doğru hafifçe eğildim.

Bana tek kelime etmeden sınıftan çıktı. Bir öğretmenin gözüne batmak en son isteyeceğim şeydi. Etrafımda olan bir kaç örnek vardı. Öğretim görevlisine yada profesör e söyledikleri bir kelime yüzünden mezun olamamış yetenekli insanlar gibi. Bende onlar gibi olmak istemiyordum. Zaten bir senem daha kalmıştı. Onuda atlatıp bir an önce buradan kurtulmak istiyordum. Sonra güzel bir iş ev ve birde içten bir şekilde sevebileceğim eş ve çocuklarım. Evet yine fazla uçmuştum. Başımı sağa sola sallayarak kendime geldim.

"Baram kime diyorum!" hyeminin sesi ile ona döndüm.

"Hm"
"Konu diyorum. Düşündün mü?"
"Bilmiyorum henüz aklıma hiçbir şey gelmedi. Sen?"

"Aklımda birkaç çiçek çeşidi var bunlarla yapmayı düşünüyorum"
Çiçek mantıklıydı ama ben ne yapacaktım. Hiç yoktan onun bir konusu vardı ama benim elim bomboş.

Hyemi ve ben sınıftan çıkıp eve gidiyorduk. O nasıl birşeyler yapacağını anlatırken bense hala konu düşünmekle meşguldüm. En ufak bir fikrim dahi yoktu.

"Baram!" birinin adımı seslenmesiyle ikimizde durmuştuk. Arkamı dönüp merakla bana seslenen kişiye baktım.

"Jungkook?" dedim sakin bir ses tonuyla. Jungkook koca adımlarla bize doğru gelirken hyemi merakla konuştu.

"Bu afeti tanıyor musun? Bu imkansız! Bunu seninle gidince konuşacağız!" ona yan bir bakış atıp jungkooka döndüm.

O ise bana gülümseyerek bir kaç adım önümde durdu.

"Sizi giderken gördüm. Uzun zamandır görüşmüyoruz selam vermek istedim"  uzun zaman dediği daha beş gün olmuştu. Bu uzun bir zaman sayılır mı ki?

"Nasılsın?" dedi ama heyemi benden önce atlayıp el uzattı.

"Merhaba ben baramın arkadaşı hyemi" jungkook gülümseyerek elini tuttu.
"Memnun oldum. Bende jungkook"

"Sen buradaysan markette kim var?" aklıma takılan soruyu sordum.

"Kimse yok"

"Ne yani öylece bırakıp mı geldin?" kaşlarımı çatarak sordum.

"Immm sanırım evet?!" tavrında ki rahatlık insanı delirtir. Ah ajusshi bunları görse hiç evde öyle rahatça oturabilirmiydi?

"Seni aptal yürü gidiyoruz" diyerek sinirle yürümeye başladım.

"Baram benim acil işim çıktı siz gidin ben eve gidiyorum. Çizimleri sonra yaparız" hyemi bana kaş göz işareti yaparak uzaklaşırken jungkookun bunu görmediğini umuyordum.

Hyemi gözden kaybolurken bizde markete yönelmiştik.

"Nasıl böyle yaparsın! Günde kaçtane hırsızlık oluyor biliyor musun sen?"

"Hayır"

"Insan kapıyı kapatır en azından!"

"Unutmuşum"

"Ya biri girdiyse?"  dedim durarak.

"Öyle olmaması umuyorum" ummakla herşey çözülse...

"Zekan sadece icatlarda çalışıyor sanırım" fısıltıyla konuşarak ilerlemeye başladım. Çok geçmeden gelmiştik bile. İçeri girip etrafa bakındık. Kimse görünmüyordu.

Birer sandalye alıp karşılıklı oturduk. Hızlıca çantamdan kalem kağıt çıkarıp numaramı yazdım. Kağıdı jungkooka uzatmıştım.

"Bu ne?" dedi merakla.

"Numaram. Bir dahaki sefere burayı bırakmak yerine beni arayıp gelmemi söyle"  jungkook gülmeye başlamıştı. Komik birşey mi söylemiştim?

"Neden gülüyorsun?"

"Genelde kızlar benden numaramı ister. Ilk defa bana kendi numarısını veren kız gördüm" dedi zorla gülmesini durdurarak.

Benim içinde tuhaf. İlk defa bir erkeğe numaramı kendi isteğimle veriyordum.

"Herneyse icadın nasıl gidiyor?"

"Güzel gidiyor. Hatta yeni bir fikir geldi aklıma ama söylemeyeceğim. Biraz daha gelişmesi gerek" dedi. Gözlerinin içi parlıyordu her bu konu açıldığında.

"Ya senin okul nasıl?" işte benimde açılmasını istemediğim bir konu da buydu. Morelim bozuk bir şekilde kafamı yere eğdim.

"Sanırım bir sorun var?" başımla onu onayladım.

"200 tane çizim yapmam gerek. Ama benim daha konum bile yok!" dedim parmaklarımla oynayarak.

"Belki ben yardım edebilirim. Nasıl birşey olması gerek bu konu"

"Mesela hyemi çiçek türlerini kullanacak"

"Hmm biraz düşüneyim. Sende yaprakları konu olarak alsan. Çok fazla yaprak çeşidi var" başımı olumsuz anlamda salladım.

"Mutlaka bunu yapan olacaktır"

"Gezegenler nasıl?"

"200 çizim çıkartamam"

"Ya eski çağda yaşayan hayvanlar. Dinozor felan?"

"Bunuda biri konuşurken duymuştum."

Ortamda bir sessizlik olmuştu. Bunu yapmak öylr kolay değildi. Güzel birşey olduğu kadar 200 çizimde çıkmalıydı.

"Hayvanları kullan geniş bir konu"

"Mesela hangi hayvan?"

"Hangi hayvan değil. Hayvanlar. Birçok çeşidi var mesela. Havada karada denizde yada hepsinde yaşaya bilen hayvanlar. Ama bence balıkları kullan. Milyonlarca balık var. Günümüzde bunları bulmakta zor değil. Internetten bakarsın. Hem can alıcı renklere sahipler hem de hepsinin kendine özgü giysisi var. Bunları kullana bilirsin. Ama sen ençok zehirli olanları kullan. Çünkü en güzel renkli ve giysili olanlar onlar oluyor" hayretle ona bakıyordum. Bir kaç dakikada kaçtane konu bulmuştu. Ve bencede fena fikir değildi. Zehirli balıklar.. Neden olmasın?

"Harikasın sen ya! Bu borcumu nasıl ödeye bilirim?"

"Bunu bir çek olarak alabilir miyim? Daha sonra kullanmak istiyorum"

Sanırım jungkook bana kaderin getirdiği en iyi insanlardan biriydi...

Farklı Hayatlar/ Jeon Jungkook✔Where stories live. Discover now