08/farklı hayatlar

3K 232 67
                                    

Yemekten sonra Taehyungla çocukken hep oynadığımız çocuk parkına gelmiştik. Her zaman ki gibi yine boştu. O gittikten sonra ilk sene neredeyse hergün buraya geliyordum. Ona olan özlemim anca böyle giçiyordu. Bir kaç kez ağladığım bile olmuştu. Ama zamanla insan herşeye alışıyordu. Ve bende onun gidişine alışmış hatta zamanla onu unutmuştum bile.

Ama ne yazık ki bastırılan sevgi unutulmuş hisler onu görünce sanki hiç en ücra yerde kalmamış gibi yeşermişti.

Boş yerde sadece ikimizin salıncakta sallanma gıcırtıları duyuluyordu.

"Eee hırçın rüzgar ben yokken nasıl geçti zaman?" gülümsedim. Zamanı ne yazık ki kontrol edemiyorduk. Her zaman bir şelale gibi akıp duruyordu.

"Bir fırtına gibi geçti. Ya sen nasıldın oralarda? Güzel miydi burası gibi?" durup bana baktı. Bende ona dönmüştüm. Artık ikimizde birbirimize bakıyorduk.

"Çok güzeldi hatta buradan daha güzeldi. Ilk gittiğimde sanki başka bir dünya gibi geliyor insana. Hayretler içerisinde kalıyorsun güzelliğinin." şaşırmıştım. Hata üzüldümde. Buranın daha güzel olduğunu söylemesini bekliyordum açıkçası. Ne de olsa burada doğmuştu. Buralıydı.. Ama sanırım öyle düşünen sadece bendim.

"Öyleyse niye döndün?" biraz kırgınlığımı belli ederek söylemiştim. Anlasın istiyordum.

"Çünkü buranın sıcaklığını veremiyor orası. Ne kadar harika olursa olsun. Buz gibi geldi bana." işte beni tatmin edecek cevap buydu.

"Gelişin tamamen gitmen gibi süprizli oldu. Tamam seni özledim. Hiç gitmenide istemem ama kariyerin için çok iyi bir okuldaydın. Bir sene daha durman senin için daha iyi olur gibi geldi." önüne dönerek durdurdu salıncağı ayağıyla hafifçe iteledi.

"Doğru olanı mı duymak istersin yoksa seni mutlu edecek olanı mı?" birşeyler olmuştu. Ki buda beni hiç mutlu etmeyecekti. Hangi cevabı seçeceğimi oda az çok tahmin ediyor olmalıydı. Yüzüne bakılırsa oldukça hırpalanmıştı. Ve ben bunu bildikçe kötü hissediyordum.

"Doğru olanı" cevabımı duyar duymaz konuştu.

"Aşık oldum"

Bunu beklemiyordum. Kalbimdeki bu tarifsiz acıda ne böyle?

"Orada birine aşık oldum. Ama o benden nefret ediyordu. Ona itiraf ettiğimde ancak onun milletinden birini sevebileceğini söyledi. Yani yabancı birini sevemezmiş. Her defasında bakışları nefretle bakınca buna dayanamadım. Daha fazla sabredemezdim. Bu yüzden geldim. Kendi ait olduğum yerde olursam mutlu olurum diye döndüm. Ama biliyor musun baram. Benim içinde farklı değildi. Fırtına gibi geçti zaman. Ve hala geçmeye devam ediyor."

Nefes almak bu kadar zormuydu? Göğüsüme batan bu iğneler de ne? Elimdeki sıktığım salıncak ipini gevşeterek ayağa kalktım.

"Senin kalbin Taehyung. Kimse dokunamaz. Kimse tamir edemez. Yada ağrı kesiciler işe yaramaz. Senin için herşeyi yapabilirim ama bunu yapamam. Bunun üzerinden kendin gelmelisin. Ancak..." zorlada olsa yutkunarak gülümsedim. Yavaşça önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Elimin birini omzuna koymuştum.

"Ancak yanında olacağım her zaman. Bunu biliyorsun" ben buydum işte. Çabuk öfkelenen,çabuk sahiplenen, çok sakar hatta fazlasıyla aptaldım. Ama sevdiğimin yanında olurdum. Ne olursa olsun.

"Teşekkur ederim" her zamanki o en sevdiğim gülümsemesi yerleşti yüzüne. Ama bu seferde ben iyi değildim. Kalbim acıyordu. Ayağa kalkıp tekrar konuştum.

"Şimdi sen eve gidip güzelce dinlen. Benim biraz işim var onları halletmem gerek. Yarında güzelce bir seul turu yaparız" en iyi oyuncu ödülünü bana vermeleri gerekiyordu.

Farklı Hayatlar/ Jeon Jungkook✔Where stories live. Discover now