11/kaza(şaka!)

2.8K 221 46
                                    

Sabah telefonuma gelen mesajla hızla ayakkabılarımı elime alıp anneme bağırdım.

"Anneee ben gidiyorum"

"Tamamm! Dikkatli git." gülümseyerek ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım. Karşımda garip bir şekilde duran jungkooku görmemle kahkahayı basmıştım. Tanrım sevimli bir çocuk gibi duruyordu.

"Bakıyorumda oldukça heyecanlısın?"

Kendini düzleterek elini ensesine götürdü. Kızaran yanakları kendini ele veriyordu. Utanmıştı.

"Neyse hadi gidelim. Bu gün benimle derslere girmen gerekecek. Sonra gideceğiz sunbae ile konuşmaya" açıkçası onu tüm gün yanımda tutmak istiyordum. Tam olarak bir sebebi yoktu. Sadece belki okula gitmek isterdi.

Sessizlikten rahatsız olduğum için ben konuşuyordum o ise kısa cevaplar veriyordu. Otobüsün ani firen yapmasıyla kafamı onun göğsüne çarpmıştım. Tanrım ona değilde duvaramı vurdum acaba kafamı? Elini alnıma götürerek ovuşturdu.

"Acıdı mı?"

"İyiyim sorun yok" dedim gülümseyerek.

"Bu gün derslerde biraz sıkılacaksın şimdiden özür diliyorum" otobüsten inerken konuşmuştum. Oda iki adım atıp yanıma geldi.

"Sorun değil. Sen benim için çok uğraşıyorsun. Buna katlana bilirim" jungkook ya senin yaptıkların? Benim için yaptıkların bununla karşılanmayacak kadar fazla benim için.

Hızlı yürümemiz sayesinde okula girmiş fakülteye yönelmiştik. Tek sorun tüm kafaların bize dönmesiydi. Sorunu ne bunların?

Hyemi bizi görür görmez hızla yanımızda bitmişti.

"Günaydın baram ve günaydın meteor ah pardon! Jungkook sshi"

"Günaydın" demişti jungkook gülmemeye çalışarak. Bu azda olsa hoşuna gidiyordu. Eh erkeklerin hepsi aynıydı. Kızların onlarla ilgilenmesi hoşlarına gidiyordu.

"Bugün bizimle mi geleceksiniz?"

"Benimle rahat konuşa bilirsiniz. Ve evet bugün sizinle derslere gireceğim"

"Tanrım içimden bir ses bugün çok eğleneceğim diyor" hyemiye gözlerimle sus artık bakışı attıktan sonra onu binaya itekleyerek soktum. Jungkook sessizce bizi takip ediyor etrafa meraklı bakışlar atıyordu.

Sınıfa girmemizle bütün kafalar bize döndü.
Hyeminin kulağına eğilerek konuştum.

"Bunların sorunu ne?"

"Kızım! Yanında bir afetle geldin. Bizimkiler aç kurt misali zavallı jungkooku yemek için bakıyorlar görmüyormusun?" acaba onunla derslere gelmek hatamıydı?

Jungkookun koluna girmemle hızlıca herzaman ki oturduğumuz yere sürükledim.

Bana anlamsız bakışlar atan jungkooka tuhaf bir gülümseme ile karşılık verdim. Onu otutturup yanına da ben geçmiştim. Hyemide hemen yanımdaki masaya kurulmuştu.

Sınıfın çoğunluğunu bayanlar oluşturuyor bir elin parmağı kadarını da erkekler kaplıyordu. Bir çok kişi ayaklanıp etrafımızda toplanmış leşini yemek üzere olan akbaba gibi jungkooka bakıyorlardı.

"Yeni öğrenci mi?"

"Hayır. Benim arkadaşım. Bu günlük benimle derse girecek" tek kaşımı kaldırmış defol der gibi bakarak konuşmuştum. Jungkooku burdan sapa sağlam çıkarmanın tek yolu buydu.

"Hoşgeldiniz. Sakıncası yoksa adınız nedir?" bu sefer bir diğer konuştu.

"Jungkook"

"Şey" bir diğeri saçını kulağının arkasına sıkıştırarak konuştu.

Farklı Hayatlar/ Jeon Jungkook✔Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang