15/senden deli gibi hoşlanıyorum Baram

3K 219 152
                                    

Sonunda tüm işimizi bitirmiştik. Sunbae ile konuşmuş ve bir güzel sözler vermiştik. Kazanamaya bilirdi. Ama o çoktan benim için birinciydi.

Güneş yüzünü batıya çevirmişken biz evin yolunu adımlıyorduk. Kuş sesleri bizdeki yorgunluğu dile getiriyor gibiydi. Bir kaç gündür benim yüzümden oldukça yorulan jungkook yolun yarısından çoğunu iki büklüm gelmişti.

"Hiçbir şey gelmiyor aklıma" diyip sıkıntılı bir nefes vermişti. Durup ona baktım. Oda refleks olara durmuş ve doğrulmuştu.

"Merak etme bulursun sen ben sana güvemiyorum" başını olumsuz anlamda salladı.

"Yapamıyorum sanki biri tüm fikirlerimi çalmış gibi" elimi koluna koyarak sıvazladım.

"Eminim harika bir fikir gelecektir"

"Ya gelmezse?" diyerek dudaklarını büzmüştü. Hayır umut dolu jungkook gitmiş karamsar bir jungkook gelmişti. Sinirle elimi kaldırarak büzdüğü dudağını baş ve işaret parmağımın arasına alarak sıktım. Acıyla ağzının içinde bir şeyler gevelemeye başlamıştı.

"Bana bak Jungkook! Ruhsuz konuşmayı bırak. Sunbae ve ben senin için oldukça uğraştık. İstesende istemesende harika birşey yapmalısın" dedikten sonra dudağını bıraktım.

"Acıdı!!!! Benim zavallı dudaklarım. Bir zalim tarafından esir alındı"

"Daha fazla konuşmaya devam edersen kopartacağım" eliyle ağzını hızla kapatmasıyla kahkahaya boğulmuştum.

Eğer Jungkookla iseniz kötü bir duygu içerisinde olsanız bile sonucu mutlaka mutluluğa bağlanıyordu. Bu onun özel bir gücü felan mıydı acaba demekten kendimi alıkoyamıyordum.

Tekrar yürümeye başlamıştık.

"Acıktım" bu seferde karnını tutarak söylenmeye başladı. Anlaşılan bu gün jungkookun nazını çekecek gibiydim.

"Ne demek istiyorsun? Yani sana yemek mi ısmarlamalıyım" öyle bir söylenmişti ki bundan başka birşey çıkmıyordu o cümleden. 

"Bilmem. Fena fikir değil aslında" diyerek gülümsedi. Telefonu cebimden çıkarıp rehberi açtım. Madem yemek istiyordu. Benim için sorun değildi.

Annemi arayarak telefonu kulağıma götürdüm. Bir kaç saniye geçtikten sonra annemin sesini duydum.

"Söyle baram?" evet beni çok seven bir annem var. Telefonu açışından belli değil mi?

"Bir arkadaşınla yemeğe geliyoruz anne. Bir şeyler hazırlar mısın?"

"Arkadaş mı? Hyemi ve Taehyungdan baska arkadaşın var mı senin?" asosyel değilim ya tabiki de arkadaşım var anne! Dememek için zor durdum.

Daha ben cevap veremeden arkadan ses duyulmuştu.
"Jungkook mu acaba?" ablam jungkookun ismine kadar öğrenmişmiydi. Tanrım bunlar dedektif olmalıydı.

"Jungkook mu geliyor?" telefonun sesini kısmıştım. Umarım konuşmaları duymuyordur.

"Evet"

"Damat adayı geliyormuş eunbi!" annem bağırarak telefonu suratıma kapatmıştı. Bozuntuya vermeden yavaşça kulağımdan çekip kapatıyormuş gibi yaptım.

"İnsan önce bize gidelim istersen diye bir sorar" jungkooka keskin bakışlar attım. Sanki az önce söylenen o değil miş gibi konuşuyordu. Daha ne istiyorsun çocuk! Dayak var yer misin?

"Jungkook her an üzerine atlayıp saçını başını yolabilirim. Bu yüzden sus ve yürü" eliyle ağzına fermuar çekiyormuş gibi yapıp hızlı yürümeye başladı. Kocaman bacaklarla benim adımımın iki katını atıyordu resmen. Ona yetişe bilmek için koşmam gerekmişti.

Farklı Hayatlar/ Jeon Jungkook✔Where stories live. Discover now