° 6

155K 5.1K 1.7K
                                    


Geldiğim katta bacaklarım heyecandan titrerken bir kaç kişinin bana baktığını fark ettim. Bakışlar altında gözlerimi kapılarda gezdirdim. Bir tanesinin üzerinde istediğim ismi görmemle adımlarımı o tarafa yönlendirip kapıdaki sekreterde durdum.

-"İyi günler. Mirza içeride mi ?" diye sordum direk beklemeden.

Gerçekten baştan çıkaran sekreter tipinde bir kızdı. Kocaman göğüslerini göstermek için gömleğinin ilk baştaki düğmeleri açık duruyordu.

-"Mirza bey...sizinle görüşeceğini not almamışım üzgünüm. " Bir de beni düzeltiyor ! Ben bey demeyi bilmiyorum sanki.

Gözlerimi devirip yanında durduğum büyük kapıyı tıklattım.

-"Ne yapıyorsun sen ?! Güvenlik çağırmadan dışarıya çık." Kalkıp kolumu tuttuğu an açtığım kapıyı yarım bırakarak bir hışımla kolumu çektim.

-"Ne yapıyorsun ?!"

Kolunu tuttuğum kapının geri açılmasıyla elimi çekip Mirza'ya baktım. Çatık kaşlarıyla olayı kavramaya çalışıyordu.

-"Ne oluyor burada ? Ne bu gürültü ?" diye kızarken bana değil sekreter kıza bakmıştı.

-"Mirza bey bu kız yanınıza gelmek istedi bende randevusu olmadığı için içeriye almıyordum. Zorla girdi çok özür dilerim bir daha olmayacak efendim." diyip tekrar koluma yapışınca elini ittim.

-"Ya çekiştirmesene."

-"Tamam Yeliz geç yerine. Sende gir gireceksen ." Önündeki küçük mesafeden içeriye girerken ona sürtünüp girmek zorunda kaldım. Arkamdan kapıyı sertçe kapayıp sinirli sinirli üzerime yürüdü.

-"Yapması gerekeni yapan insanlara karşı gelmemeyi öğrenmelisin. Neden geldin buraya ?" Üzeri siyah cam olan masaya geçip oturdu ve bedenine yapışmış beyaz gömleğinin yakasını düzeltti.

-"Haber vermeden gelmemeliydim haklısın. Bir nedeni yok işin varsa gidebilirim." dedim yerimde rahatsızca kıpırdanırken.

-"Yok otur." Eliyle masanın önündeki deri tekli koltukları gösterince usulca oturdum.

Onu görmeye böyle hevesle geliyorum bir anda kırıyor hevesimi.

Masada duran telefonu kulağına dayayınca sessiz kaldım.
-"Kahveni nasıl içersin ?"

-"Sade." dedim kısık sesle.

-"İki sade kahve getir Yeliz." diyip telefonu kapattı. Ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırıp odayı inceledim. Oldukça ışık alan güzel bir odaydı. Duvarlarında tablolar ve farklı objeler yer almıştı.

-"İşin olduğunu sanıyordum." Tok sesini işitmemle ona döndüm. Sağ kolumu masanın üzerine koyarken vücudumu ondan tarafa hafifçe döndürdüm.

-"Aslında az önce hoşlanmadığım birisiyle birlikteydim. Annemin bir arkadaşının oğlu , Yiğit. Annem itiraz kabul eden birisi olmadığından mecburen onunlaydım ama buraya gelmeden önce ayrıldık." diyerek yalansız açıklamada bulundum.

Yüz hatları gözle görülür derecede gerilmişti. Şişirdiği göğsünü indirip eline bir kalem aldı.

-"Boşta kalınca bana geldin yani."

Bu defa gerilen ben oldum.
-"Ne ?" dedim istemsizce.

Göğsünü gere gere koltuğuna iyice yerleşti.
-"Ee sen neler yapıyorsun ? İş okul ?" Konuyu değiştirmesinden hoşlanmadığım için ona bakmayı sürdürdüm.

-"Sen beni yanlış anladın galiba benim sürekli birileriyle takılmak gibi bir derdim yok." Koltuktan kalkıp çantayı sırtıma geçirdim. Ve devam ettim.
-"Sana iyi günler." dediğim gibi odasından çıktım.

TUTKUWhere stories live. Discover now