° 36

99.4K 3.5K 281
                                    

Mirza

Mümkün olduğunca erkenden bitirmeye çalıştığım işlerim sonlandığı gibi kendimi eve atıyordum. Bugün de o günlerden aynısıydı. Doğuma çok az kalmışken Duha'yı yalnız bırakmak şu sıralar en çok hoşlanmadığım şey.

Eve girer girmez koridorda eşyaların tozunu alan Asude'yle karşılaştım. Bu kızın geldiğinden beri bakışları beni rahatsız ediyordu. Duha varken resmi davranması o yokken saygısızca yakın davranmaya çalışması sabrımı sınıyordu. Ama sırf Duha yeterince doğum gerginliği yaşarken bunu ona söylediğimde daha çok gerilir diye söyleyemiyordum.

-"Hoşgeldiniz Mirza bey." Ses tonunda dahi bir tuhaflık sezerken ona göz ucuyla bile bakmadım. Kapıyı üstüne vurup yanından geçtim.

Salonda Duha'yı göremeyince yatak odasına baktım. Orada da değildi. Tam aşağıya inecektim ki merdivenlerden çıkıyordu. Kocaman karnıyla o karar tatlıydı ki onu göğsüme bastıra bastıra sevesim geliyordu.

-"Güzelim...güzel karım benim sancın  var mı ? Nasılsın ?"

Omuzlarına sarılıp bana hayat veren kokusunu soludum. Bütün gün kokusu burnumda tütüyordu.

-"Biraz var ama şuan çok fazla değil."

Artık bel ağrıları ve sancıları onu yoruyordu. Bundan dolayı keyfi hiç yoktu.

Saçlarının arasını öpüp yanağını okşadım.
-"Hastaneye gidebiliriz istersen." diye sordum.

Kızımın geleceği günü sabırsızlıkla bekliyordum. Bu benim hayatım boyunca yaşayacağım tek mucize olacaktı. Duha ile tanışmam bana en büyük hediye iken bana bir bebek verecek olmasını...cümlelerle anlatamazdım. Kendimi tuhaf ama bir  o kadar mükemmel hissediyordum. Baba olacak olmak inanılmaz güzel.

-"Hayır gerek yok aşkım." dedikten sonra kollarımdan çekilince dudaklarına uzandım. Hiç ayrılmak istemediğim dudaklarını uzun uzun öpüp elini kavradım.

Yatak odamıza girer girmez kapısını kapatıp evin içinden görünen bütün camların perdelerini çektim.

-"Seni yıkamamı ister misin ?"

En çok sevdiği şeyi teklif edince gözleri parıldadı. Bu kıza bütün kalbimle aşığım ben.

Küçük bir çocuk gibi dudaklarını ısırıp başını aşağı yukarı salladı. Güzelliği karşısında gülümserken dayanamayıp yüzünün her bir yanını öptüm ve onu banyoya götürdüm. Aldığı kilolardan ne kadar şikayet ediyor olsa da benim için bir o kadar güzeldi. Açıkçası kilo alması onu çirkin göstermiyordu. Bence gittikçe güzelleşiyor.

-"Mirza..." En sevdiğim ses tonu bu cilveli çıktığı zaman.

Çıplak tenini öpe öpe kabinden çıkarttım.

-"Efendim karıcım ?" Ona bornozunu giydirirken gözleri arsızca bedenimde dolaşıyordu. Normalde utanacağı şeyleri hamilelik hormonlarıyla çekinmeden gerçekleştiriyordu.

O tatlı dilini dudağında gezdirip gözlerime baktı. Boynuma uzanınca rahatça sarılsın diye kalçasından tutup kaldırdım. Artık kızımdan dolayı kolayca saramıyordum onu.

-"Seni istiyorum."

Beni delirten cümlesi bu olmuştu. Kendi isteğiyle beni öperken ondan o kadar zor ayrıldım ki işkence gibiydi. Şuan üzerindeki havluyu parçalayıp onun derinliklerinde kaybolmamak için bütün bedenimi kasmıştım.

-"Yapma...dayanamıyorum." dedim nefes nefese.

Son ayına girdiği günden beri ona yaklaşmıyordum. Doğumu yaklaştığı için arzularıma zincir vurmuş olabildiğince kendimi sıkarken Duha'nın böyle bana işkence etmesi dayanılmazdı.

TUTKUWo Geschichten leben. Entdecke jetzt