° 13

139K 4.6K 778
                                    

Kısa bir bölüm olduğu için bir gün arayla yayınlıyorum.

İyi okumalar.

Hazırlanmam oldukça kısa sürmüştü. Havalar git gide soğuduğu için ona göre giyinmiştim. Koyu bordo kısa bir etek , uzun kollu transparan siyah bir bluz içine ince askılı atlet giyindim. Siyah streç kısa botları ayağıma geçirdikten sonra hazırladığım çantayı elime aldım. Küçük bir valize iki gün için fazlasıyla minimum eşya almıştım. Omzuma günlük çantamı asıp odamdan çıktım. Yardımcılardan birisi çantamı alırken bende o sırada Alp'i arıyordum.

Açtığı an
-"Bir dakika bekle." diyip hatta Rüya'yı da ekledim. O da açtıktan sonra konuştum.

-"Zamanım yoktu ikinize birden haber vereyim dedim ben Mirza'yla Paris'e gidiyorum !" dedim kocaman gülümsememle.

Gitme zamanı yaklaştıkça içim içime sığmaz olmuştu.

-"Ne ?!"

-"Hala sarhoş musun ?!"

Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım.
-"Seninle geldiğimde görüşeceğiz Alp bey ! Tamam bu Mirza olsa bile sen beni nasıl bırakırsın ?!" diye kızdım ona evden çıkarken.

Kapının önünde Mirza arabada bekliyordu. Kalbim pır pır olurverdi.

-"Ya kızım sanki işine gelmedi ?"

-"Birisi bana açıklama yapsın lütfen. " diyen Rüya'ya gülerken arabanın ön kapısını açmıştım. Elindeki bavulu arkaya koyan yardımcımız iyi yolculuklar dileyip uzaklaşırken Mirza arabayı harekete geçirmişti.

-"Saf mısın sende gidiyorum diyor işte. Kız elden gidiyor sen hala açıklama yapın de."

-"Boğarım seni oğlum düzgün konuş benimle."

İkisinin atışmasını son anda fark ettim. Hülyalı hülyalı Mirza'ya gülümsemekle meşguldüm.

-"Tartışacaksanız kapatıyorum." dedim sonunda.

-"Sen ne ara böyle bir şeye karar verdin ? Ayrıca neden anlatmıyorsun köpek ?!" diye cırlayan Rüya yüzünden yüzümü buruşturdum.

-"O ses nerenden çıktı senin ?" Alp'le birlikte seslice gülmüştük.

-"Size mesaj atarım. Görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapatıp çantama attım.

-"Sonunda." diyen Mirza'ya döndüm.

Utanarak tebessüm ettim ve uzanıp sakalı uzamış yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

-"Merhaba kusura bakma Alp ve Rüya'ya haber vermem gerekiyordu." dedim geri çekilirken.

Gözlerinden yoldan ayırmadan başını ağır ağır salladı.
-"Sorun yok güzelim."

Çok tedirginim. Özellikle kardeşleri konusunda.

-"Heyecanlıyım." dedim derin bir nefes eşliğinde.

-"Ne için ? Yolculuk için mi yoksa ?"

Başımı iki yana salladım.
-"Hayır kardeşlerinle bir arada olacağım için."

Daha önce Paris'e annemin zoruyla gitmiştim bu yüzden yolculuk beni heyecanlandırmıyordu.

-"Olcay'la Defne'yi tanıyorsun zaten. Sadece Deniz ve eşi Özden ile tanışmadın." Kalabalık bir ailesi olması belki de güzel olabilir. Keşke benimde bu kadar çok kardeşim olsaydı.

-"Pekala rahatlamaya çalışacağım." Saçlarımı geriye atıp camdan dışarıya baktım.

Uçağın kalma saatine yakın geldiğimizde uzaktan bekleyen grubu fark ettim. Hepsi güler yüzlü görünüyordu ama bütün bedenim gerilmişti. Arkamızdan gelen adam iki elinde küçük valizleri getirirken Mirza yanımda belirdi. Elimi sıkıca kavramadan güven verircesine gülümsemiş başımı öpmüştü. Yanlarına ilerlerken bile elini çekmedi. Ben çekmek istedim izin vermedi.

TUTKUWhere stories live. Discover now