Kuzey Esintisi

Hain Planlar

Kız görmeye gitmenin benim için bugün olan tek faydası inci detaylı beyaz mini elbisemdi sanırım. Ben karalar bağlayıp gitmeyi düşündüğümde beni terliklemek suretiyle odama postalayıp bu elbiseyi giydiren canım anneme sevgiler.

Oğuz-Sena çiftinin binaya girdiğini öğrendiğimizde her şeyimizle hazırdık. Kumaş örnekleri, çiçek örnekleri, kataloglar ve daha niceleri...

"Merhabalaaar." Ay kızda star ışığı var maşallah. Ben ve iç sesimden tam not aldın Sena.

"Merhaba Sena hanım, Oğuz bey. Hoşgeldiniz." İlk karşılama daima bendedir aslında. Ağzım iyi laf yapar da. Bugün ki savaşımdan sonra sevgili dostlarım beni pek yormamayı seçmişlerdi. Şey biraz zor kullanmış olabilirim. Karıştırmayın orasını.

"Bu kadar yoğunluğunuzun arasında bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Söz veriyorum sorun çıkarmayan, siz ne önerirseniz kabul eden bir gelin olacağım ve aradan hanımı beyi atalım lütfen." Güzelliğin yanında tatlı da dilli.

"Siz ne isterseniz biz onu yaparız. İşimiz bu. Buyrun ayakta kaldınız geçin şöyle. Ne ikram edelim size."

"İki sade kahve alsak iyi olur." Siparişleri Elif'e ilettiğim gibi büyük masaya kurulduk.

"Öncelikle hayırlı olsun demek istiyorum. Belirli bir tarihiniz var mı?"

Ve sonrası tüller çiçekler hediyelikler... Sena gerçekten de dediği gibi her dediğimiz kabul ediyor. Bin yılda bir karşımıza gelen kaprissiz gelinlerden. Halbuki magazine kalsa burnu yere düşse almayacak bir tip. Allah belanızı verecek paparaziler!

......

"O zaman konuşmalarımız doğrultusunda bir kaç tane masa sunumu hazırlar size resimleri mail yoluyla atarım. Yalnız bir gün evinize gelmemiz gerekli organizasyon keşfi yapmamız için."

"Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz hiç fark etmez. Yeter ki her şey sorunsuz ilerlesin."

"Yarın bi işimiz var mı Defne?"

"Yarın Alp'in yanına uğramam lazım yeni lansmanları için beğendiğimiz mekanları gezdireceğim. Ama bir sonraki gün müsaitiz."

"O zaman çarşamba diyoruz Sena size de uygunsa?"

"Tabi ki uygun. Ben evi kırmızı alarm moduna geçireyim hemen."

Gülüşmeler ve vedalaşmaların ardından kendimi koltuğa boylu boyunca atıverdim.

"Şöyle bir kız neden bize denk gelmez? Bu türden görürseniz hemen benimle iletişime geçin Alp'ime yar edeyim onu. Malum adam 36 yaşına geldi. Ya müzmin bekar olacak ki bizim sülalede bu iş biraz imkansız ya da abime kız bulmamız lazım."

"Bıraksanız da zavallı adam kendisine bir sevgili bulsa."

"Sus sus. Zamanında bıraktık da ne oldu biliyorsun."

Medet halam o işe de el atmıştı! Baktı ki abimin kendisine sevgili bulmaya niyeti yok beğendiği kızları çocuğun gözüne sokuyordu. Sinsi sinsi yapıyordu tabi bunu. Çözmem biraz zaman aldı. Bu kızlar -kızlar diyorum çünkü mübarek insan en az 15 farklı kızı abimin karşısına çıkardı- tesadüf eseri sürekli abime çatıyordu. Klasik sokaktan köşeyi dönerken çarpışma olayı mı dersin üstüne kahve dökmek mi arabasına çarpmak mı..ay fenalık geldi sayamayacağım.

Etrafında dişi sinek uçmayan adamın bir anda kızlar ordusuyla çevrilmesinden işkillenip olayı çözdüm tabi. Hafiye miyim neyim! Hah! Tabi sonrası babam ve halam arasında bir ölüm kalım savaşı. Kan gözyaşı ve entrika dolu.