Dostum Münü

64 8 0
                                    

Hiç bir şey düşündüğünüz gibi olamaz tezini destekliyorum artık.

Kendime kaynanatör bir düşman edinmiştim evet ve birde en az onun kadar güçlü dost edinmiştim. Hayır dostlarım kayınvalidemden bahsetmiyorum.

Bahsettiğim süper anneanne! Bu kadın benim yaşlı versiyonum kesinlikle. Birde şivesi yok muuu.. mıncırarak seveceğim kadını yakında.

Yani ona bakarken gözlerimden kalpler çıkarken görürsünüz falan hayırdır demeyin hiç.

(Okumaya bi ufak mola canımlar, şimdi vermem gereken bir detay var. Arnavut olanlar illaki vardır belki (illaki vardır belki söyleyimi yüzünden kendimi tebrik ediyorum) aramızda şiveyi anlar onlar. Ya bazı harfleri öyle bir söyler ki yaşlılar a mı dedi ı mı dedi anlayamazsın. Harfe ikisinin arası bir ses verirler. Takdir edersiniz ki yazarken o kadar size yaşatamam. Ama elimden geleni yapmaya çalışacağım. Hadi okumaya devam.)

"Aah loçkası nonanın ahh bu senın kaynanan çok saftaır kızçem. (işte bunun gibi hem a hem ı böyle yazacağım siz anlamaya çalışın) Varidir bi kaynanasi ki gürsen abdestın kaçay. Ahh loçka ah. Diverdim ne kaa ama dinlemey beni iç. Neymiş seveymiş Memet'ı. Al sana Memet. Diverdim kızam yapma ane dedım, bularız sana bir arnavut dedım ama dinlemedı beni. Vardi bu laza yakti başini kaynanaylen. Em nasıl bir cadıdir bilmeysın sen enüz. Göstaermemiştir sana o sıfatıni."

"Annecim bıraksan mı biraz Defne'yi?" Nebahat annem araya girmeye çalışsa da Münevver anneanne bırakmıyordu beni.

"Niçandır Nebaat? Bırakmaym ben Defne'mı. Aaa ama Nebaat çok güzaeldır gelinin em çok akıllidır ben çok sevmişam kızaım. Seni koruyamadım annesi ama loçkamı yedirmeym onlara. Ayde gelsın o kaynanan olacak cadi ezsın bakam nası ezeymiş." En büyük dostumsun kız Münü.

"Anne Allah aşkına sus. Duyacak şimdi gelecek sonra al başına belayı. Hadi kalkın sofra hazır. Yiyelim yemeğimizi güzel güzel hadi annem." Nebahat annem zorla aramıza girip bizi kaldırdı. Bahçede hazırlanan koca masaya yine anneannemle yan yana oturduk.

Yahu ben kendi anneannemi bu kadar sevmedim.

"Ee Defne'cim nasıl gidiyor Kuzey'li hayat? Üzüyor mu seni bizim hayta?" Diye soran Metin amcayla kalakaldım bir an. Aaah aah hemde çok üzüyor demek gelse de içimden dışımdan gülen yüzümle çok güzel yalanladım. Zaten ben ağzımı açamadan lafa atlayan olurdu.

"İlahi Metin abi sende! Kuzey ne annesini üzdü bu zamana kadar ne babasını. Fatih mi o üzsün sevdiği insanları." Murat amcanın yine konuyu Fatih'e getirmesiyle genç tayfadan ufak tefek öksürükler yükseldi. Hepsi gülüşünü gizlemeye çalışıyordu.

"Baba misafirimiz var ya bari bu anda yapma!"

"Misafir kim lan burada? Senin nişanlım diye koluna taktığın çirozdan daha kısa süreli ailemizde olsa da ondan daha çok aileden sayılır Defne."

"Murat yeter! Gitme çocuğun üzerine daha fazla." Diyerek araya girdi Mehmet babam. "Buyrun başlayın hadi afiyet olsun."

"İndırın ellerinizi. Dokunmayun bir şeye gelecek misafirimiz vardur." Dürdane babaanne misafir gelecek derken kenafir gözlerini itinayla bana dikti.

Yine mi kanalizasyon?

Öyle görünüyor değil mi? Yıldım vallaha yıldım!!

"Memet oglum bunamiştır senin bu anan. Yatırın anne siz bunu bunaklar için vardır evlar. Kafanız rahat yaşaysiniz bak sonra ep." Münü vurdu gol oldu. Bir atak hiç mi geciktirilmez be. Nebahat annem utançla annesini susturmaya çalışsa da nafileydi.

Ben mi?

Sırıtışımı saklamaya çalışıyorum susun lütfen!

Allah'ım bunlar son gülüşlerim olmasın n'olur? Son gülen Dürdane olmasın!

Kuzey EsintisiWhere stories live. Discover now