Kaçan Kovalanır

262 21 1
                                    

"Defne Hanım her şey hazır davetliler gelmeye başladılar. Karşılamaya geçecek misiniz?"

An itibariyle kapılardan birisinin arkasından sesleniyorum, ÖLÜMÜNE KAÇIYORUM!

Abim beni gördüğü anda sorguya çekmişti. Merve ve Damla da.. Gerçi kızlara öttüm her şeyi. Ne mi yaptılar?

DÜĞÜNDE GİYECEKLERİ KIYAFETİ TARTIŞTI HASPAMLAR!

Ben burda ölürken onlar baya baya elbise modeli tartıştı. Ben dost diye bunları kazanacak ne yapmıştım acaba? Neyse yine de canım dostlarım.

"Hayır Firdevs karşılamaya falan gelmiyorum. Hatta beni soran olursa lütfen öldü der misin?" Damla'nın asistanı bana saf saf bakarken başımı kapıya vurdum bir kaç kez.

"O kadar koca kafalısın ki kapı kırılır senin kafan kırılmaz bebeğim. O yüzden zorlama."

"Merveeee Merveeeeee ben bu hallere düşecek kadın mıydım? Yer de yarılmıyor ki gireyim içine içine."

"Saçmalama çık şuradan. Şüphelendireceksin Alparslan abiyi." Kolumdan çekilmek suretiyle yarım saattir akraba olduğum kapıdan ayrıldım. Orjinal akbabalarımdan daha da iyi anlaşmıştık halbuki. Ben konuşuyordum o da beni paşa paşa dinliyordu.

Büyük giriş kapısında Damla ve abim bekliyordu. Bizde yanlarında yerimizi aldığımız anda abim ahret sorularıyla boğmaya başlamıştı bile. Merve durumu idare ederken ben Ulusoy'lar geldiğinde kendimi nereye soksam diyerek etrafı gözlüyordum. Bugün geçmeyecek belli oldu.

Hatırı sayılır bir kalabalık olduğunda kızlar el birliğiyle abimi kapıdan uzaklaştırdılar. Ev sahibi olduğu için misafirlerle ilgilenmesi gerekiyor tabi. Abimin gitmesinin ardından bir yarım saat kadar plan yapmaya çalışsak da elle tutulur bir şey yoktu ortada.

Derken kalp spazmım eşliğinde Ulusoy'lar arabalarından indi. O mesafeden beni göremeyeceğini bildiğim halde kendimi Damla'nın arkasına attım. Nerde be benim özgüvenim?!

"Beni bununla bir saniye yalnız bırakmayın kendimi keserim yoksa." Tehditlerime devam edecekken abim olacak şahıs yüzünde şahane bir gülümsemeyle kapıya geldi. Bense kendimi sokabildiğim her deliğe sokuyordum ki Merve beni öne attı.

Vay hain pislik!

Kuzey'in ağır bakışları altında zar zor Sena'ya döndüm. 32 diş sırıtıyordu. Bilmiyorum de nolur..

"Defne'cim çok güzel görünüyorsun." Diyen Sena'ya dik dik baktım. Ay kesin biliyor.

"Defne sen misafirlerimizle ilgilen. Bu telefonu açmam lazım Kuzey kusura bakma. Hemen gelirim." Kuzey sorun olmadığını söylediğinde abim bizden uzaklaştı. Sena da kızlara selam verme bahanesiyle yanımızdan tüydüğünde kapının ağzında öyle salak salak dikiliyorduk.

"Defne, Ali adına özür dilerim. Ben..."

"Size içeriye kadar eşlik edeyim ben en iyisi. Buyrun Kuzey Bey."

"Kuzey." Arkamıza dönüp seslenen kişiye baktık. Sevda? Hayatımın en büyük sevgisizliğini yaşadığım Sevda. Lanet kuzenim Sevda. LAN BU KUZEY'İ NERDEN TANIYOR?

"Kuzey nasılsın?" Diyerek anakonda gibi yapıştı benim yapışmaya kıyamadığım adama. LAN!

"Sevda! Kuzey Beyi nerden tanıyorsun sen?"

"Ortak iş yapıyoruz tatlım sen anlamazsın." Ben.Bunu.Yolarım. Aha kaşım atmaya başladı. Bugün ben kan dökmeden bitsin Allah'ım.

"Ortak mıyız? Ben niye sizi hatırlamıyorum peki. Birde kusura bakmazsanız..." Diyerek kolunu kuzenimden kurtardı. Sevda'nın bozulmuş yüzüne sırıtarak baktığım doğrudur. Utanmasam Kuzey'i alnından öperdim o derece.

Kuzey EsintisiWhere stories live. Discover now