25.Bölüm: "Sana Aşığım"

18K 1K 136
                                    

Kafasını eğdi genç adam, biliyordu babası oğlunun evlendiği günün hayalini hep kuruyor, bunun için birikimini o doğduğu günden beri hep yapıyordu. Tek oğluna en güzel şekilde bir düğün yapmak istiyordu. Evin içerisinde torunlarının koşturmasını hep dile getiriyordu. Kısmetinde yoktu adamın, çocuklarının en özel günlerine şahit olamadan sonsuzluğa gitmişti. Ali Demir'in bakışı annesiyle buluştu, ona da aynısı olmasından korkuyordu. Bu yüzden elinden geleni yapmalı ve düğününü görmesi için daha fazla beklememeliydi.

"Daha önce de söyledim oğlum, Emine seni mutlu edecek. Pişman olmayacaksın"

Derin bir nefes verdi genç adam, kafasını yavaşça kaldırdı. Bakışı odanın kapısına kaydı, bir nefes duydu. Biri salonda, tam kapının yanında gizlice dinliyordu, kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Annesine döndü, kabul etmesi için gözlerinin içine bakıyordu.

"Annem, beğendiğin kızın en iyisi olduğuna şüphem yok ama ben biraz daha beklemek istiyorum"

Zeynep Hanım duraksadı, oğlunun kabul edeceğini düşünüyordu. İlk defa böyle bir teklifle gelmişti, reddedilme ihtimalini hiç düşünmemişti. Kafasını eğdi, elini sıktı.

"Bekleyecek misin daha?"
"Ne kadar olur bilmiyorum ama şu an evliliğine hazır değilim. O kızı da üzmek istemem."

Derin bir nefes verdi Zeynep Hanım, elini oğlunun sakallarına bıraktı.

"Aileye bizi beklememelerini mi söyleyeyim?"
"En iyisi, çünkü ne kadar bekleyeceğimi bilmiyorum"
"Peki oğlum"

Ayağa kalktı Zeynep Hanım, belli etmemeye çalışsa da üzülmüştü. En büyük isteğiydi oğlunun bir aile babası olduğunu görmek.

"İyi geceler oğlum"

Odadan çıktı, bakışı Nehir'le buluştu. Genç kız afalladı.

"Su.. Su içeceğim"

Hızla arkasını döndü ve mutfağa geçti. Kapısını örttü, sırtını yasladı. Derin derin nefes alırken, yüzünde koca bir tebessüm belirdi. İçi içine sığmıyordu, inanamıyordu. Emine artık yoktu, Emine hiç olmayacaktı.

......

Duş sonrasıydı, genç adam banyodan çıktı. Her zaman olduğu gibi her sabah yıkanır orada giyinip çıkardı. Islak saçlarını kurulamadan salona geçti. Bakışı mutfağa kaydı, annesi ve kız kardeşi kahvaltıyı kuruyordu.

"Günaydın"

Rüya tebessümle ona döndü, dağınık saçlarına bakıp yanına yaklaştı. İki eliyle iki yanağını sıktı.

"Günaydın abilerin en yakışıklısı"

Genç adam kardeşinin ellerinin arasından kurtardı kendini. Bir adım geriye atıp elini saçlarına yaklaştırdı. Bir çocuk edasında kafasını okşayıp gözlerine baktı.

"Anne, senin bu kızın hiç abi sözü dinlemiyor"

Tebessüm etti Zeynep Hanım, çocuklarının arasındaki sevgi onun şükür sebebiydi.

"Kızma oğlum, kardeşin seni çok seviyor"
"Her şeye rağmen bende çok seviyorum"

Rüya'nın bakışı ağabeyine döndü, iki kolunu boynuna doladı. Burnuna ulaşan şampuan kokusunu içine çekti. Sıktı kollarını, varlığına ve arkasında bir dağ oluşuna binlerce
şükür etti.

"İyi ki varsın abi"
"Sende iyi ki varsın başımın belası"

Geriye çekildi adam, kolundaki saate baktığında Rüya ocağa yaklaştı, demliği eline aldı. Masadaki dört çay bardağına yaklaştı. Dikkatle doldurmaya çalıştığında, Ali Demir arkasını döndü. Odasına gidip telefonunu almak istiyordu. Mutfaktan çıktı, koridorda odasına yürürken bir an durdu.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Where stories live. Discover now