31.Bölüm: Bir Küçük Oyun

16.4K 941 303
                                    

"Bu.."

Sustu, hala kararsızdı. Sonrasında pişman olmaktan delicesine korkuyordu.

"Bu.. Verebileceğim ilk renk"

Mert şaşkındı, kıza bana hayatından bir renk ver dediğinde kabul etmeyeceğini çok düşünmüştü. Şu an duyduğuyla yüzü ifadesini yitirdi. Hem tebessüm etmek istiyor hemde kendini tutmaya çalışıyordu.

Elinde tuttuğu poşete baktı, içerisinden bir hediye paketi çıkardı. Özenle paketlenmişti. Yavaşça kapağını açtı, gördüğü ilk şey ise içerisinde beyaz bir gömlek olduğuydu.

Gözleri yavaşça kalktı, kıza kenetlendi. Başı yerde, önündeki taşları inceliyordu. Şaşkındı, bu kız nasıl bir şeydi? Ömrü boyunca böylesiyle ilk defa karşı karşıya kalıyordu ve her defasında onu şaşırtmayı nasıl başarıyordu.

Üstündeki ve dolabında dizili olan gömlekleri hatırladı. Farklı modellerde olsalarda hepsinin ortak noktası, renkleriydi. Doğrusu sadece gömlekleri değil tüm giysileri ve hayatı da aynı renkti.

Avucunda sıktı hediyeyi, paketine özenle yerleştirdi. Kolunu yavaşça indirdi. Ne diyeceğini hiç bilmese de bir teşekkür etmek zorunda hissediyordu. Bakışları yeniden kıza kaydı, ona bakmamak için direniyordu. Ela gözler, adamın karaltılarına değil sağ tarafında bulunan caddeye bakıyordu.

"Te-şekkkür ederim"

Kız kafasını yavaşça çevirdi, bir an adama döndü. Göz göze geldiler, hızla bakışlarını ayırdı. Alışkın değildi, daha önce hiçbir adamın gözlerine bu kadar bile bakmamıştı.

Bir ses duyuldu, adamın ceketinin iç cebinde bulunan telefon çalıyordu. Sağ elini uzatıp telefonu çıkardı, ekranda Serdar'ın ismi vardı. Kolundaki saate baktı adam, toplantı saatiydi, yardımcısı da bu yüzden arıyordu.

Bakışını kıza çevirdi, çok kısa bir izin isteme amaçlı kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı. Açma tuşuna dokunup kulağına yaklaştırdı.

"Efendim, toplantı başlamak üzere"

Şirketteydi genç adam, toplantı odasına yürüyordu. Biliyordu, patronu dışında herkes hazırdı. Mert'in bakışı kıza kaydı, karşısında sessizce durmuştu ve ilk defa ona kendi isteğiyle gelmişti.

Toplantının önemininde farkındaydı ama yapamazdı. Bu kızı böyle bir anda bırakıp gidemezdi, gitse bile toplantıya yoğunlaşamayacağını ve aklını geride bırakacağını biliyordu.

"Ertele"

Serdar adımını durdurdu, toplantı odasının tam kapısına varmıştı. İçeri baktı, herkes masada yerini almış bekliyordu.

"Ne? Ama efendim?"
"Ertele!"

Kısık ve uyarı dolu ses tonu, Serdar'ın daha fazla itiraz etmesine bile imkan tanımamıştı. Genç adam derin bir nefes verdi, kabul etmekten başka çaresi yoktu ama bunu bekleyen insanlara nasıl açıklayacağını da hiç bilmiyordu.

"Peki efendim"

Telefonu yavaşça kulağından indirdi adam, yeniden ceketinin iç cebine bıraktı. Bir elinde poşeti sıkıca tutmuştu, bakışı kıza döndü.

Sessizdi Rüya, ne diyeceğini bilmiyordu. Dünden beri düşündüğü tek şey, bu adamın yardım isteğine cevap vermekti. Bunu nasıl dile getireceği ve nasıl yapacağı hakkında hiç fikri yoktu.

"Bu sadece.. Karşılıksız.. küçük bir yardım"

Mert sessizdi, düşünüyordu. Ona iki seçenek sunmuştu. İsteğini kabul ettiğinde, isterse onu şirkette çalışan gösterebilir ve düzenli bir maaş da verebilirdi. Belli ki kız bunu istemiyor, sadece karşılıksız küçük bir yardımda bulunmak istiyordu.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Where stories live. Discover now