38.Bölüm: "Beni Seviyordun"

13.6K 860 527
                                    

Geri geri adım attı genç adam, bu o değildi. Bu, evlerine gecenin bir yarısı sığınan kimsesiz kız olamazdı.

Bu kız tabularını yıkan, benliğini değiştiren ve ona ilk defa aşkı tattıran değildi.

İki eli iki yandaydı, yumruklarını öylesine sıkmıştı ki, avuç içleri delinmişti.

Kalbi hızla atmaya başladı, kaşları çatıldı. Bu bir kabustu, gerçek değildi. Şu an sahnede konuşma yapan kişi de bir hayaldi.

Kafasını eğdi, kendini toparlamaya çalıştı. Adım atmak da zorlanıyordu. Derin nefes aldı, bakışını yavaşça kaldırdı, kızın gözleriyle buluştu, göz göze geldiler.

Sustu Nehir, bir an şaşırdı, kalbi delice atmaya başladı, dili lal oldu, gözleri doldu. Onu burada gördüğüne inanmak istemedi. Bakışları yüzlerce insanı silmiş, sadece adama yoğunlaşmıştı.

Elleri de tüm vücudu gibi tir tir titremeye başladı, ayakları bedenini taşımak da zorlandı. Yanağına usulca tek damla yaş hızla süzüldü. Mikrofonu sıkıyordu parmakları.

Gözleri sadece şaşkın ve endişeyle adama bakıyordu, iki gündür hazırlandığı söyleyeceği, ezberlediği tüm kelimeleri unutmuştu.

Yüzlerce insanın olduğu salonda herkes donmuş, sadece ikisi hareket ediyordu. Biri sahnede elinde mikrofonla diğeri de birkaç adım ötede durmuş birbirlerine bakıyorlardı.

Konukların en arkasında Berna vardı, sessizce eserini izliyordu. Eli yanda, yumruğunu sıkmış olacakları bekliyordu.

Kafasını sola çevirdi, giriş kapısına baktı. Rüya da oradaydı, gözleri büyümüş şaşkınlıkla sahnedeki kızı ve ağabeyini uzaktan izliyordu.

Geri geri gitti, inanmak istemedi. Bu kızın söylediği her kelimeye sorgusuz sualsiz inanmış, yalan söylediğine dair ondan biraz da şüphe etmemişti.

Tüm konuklar birbirine bakmaya ve konuşmaya başlamıştı. Herkesin aklında tek soru vardı, başkan neden aniden susmuş ve heykel kesilmişti?

En baş masada Kemal vardı, hızla ayağa kalktı. Bir gariplik olduğunu sezmişti, söyleyeceklerini mi unutmuştu? Mümkün değildi, yarım saat önce de birlikte tekrar etmişlerdi.

Meraklı adımları sahneye yakın bir yerde durdu, kıza döndü. Kaskatı kesilmiş bir köşeye bakıyordu. Gözleri doluydu, yanağı da ıslanmıştı. Şaşırdı adam, kafasını o yöne çevirdi.

Bakışları o adamı buldu, gözleri büyüdü. Nasıl olurdu? Bu adam bu kutlamaya nasıl ve neden gelirdi?

Sıktığı yumruğunu gevşetti Ali Demir, kendine gelmeye çalıştı. Bakışını önce yere eğdi, derin nefes verdi. Sakinliğini korumaya çalıştı, bedenini çıkışa doğru çevirdi ve hızla yürümeye başladı. Öylesine hızlıydı ki, önüne çıkacak bir insanı ezebilirdi.

Nehir hızla mikrofonu bıraktı, ona açıklama yapmalı, böyle gitmesine izin vermemeliydi. Yüzlerce meraklı bakışı umursamadan önündeki basamaklara yaklaştı, indi. Kemal önüne dikildi. Göz gözeydiler, kafasını yavaşça iki yana salladı adam.

"Şimdi olmaz"

Kızın kafası çıkışta, kalbi adamda ve tüm bedeni alevler içerisindeydi. Yanağına usulca yaşlar süzülüyordu.

"Gitmem gerek"

Kelimeler boğazında düğüm oluşturmuş zar zor çıkıyordu, yutkundu.

Kemal elini sıktı, arkasını döndü. Yüzlerce bakış merakla ikisini izliyor, anlam vermeye çalışıyordu.

Bir Davetsiz Misafir - (Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin