BÖLÜM-27

34 6 0
                                    

Gözlerini kapattı ve bir çekti. "Biz" dedi "biz doğru fakat yanlış zamanız." Ümitsiz bir cümle ancak bu kadar belli edebilirdi kendini. Sessizce yerimden doğruldum kolumdan çekip tekrar yatağa uzanmamı sağladı "ama tek bildiğim yanlış zamana karşı senin yanında olmak" dedi. Anlayamamıştım adeta bir dediği bir diğerini tutmuyordu. Altı üstü biz neyiz sorusuna cevap alacaktım. Mutluydum ama bu mutluluk ne zaman bitecek diye düşünmek beynimi kemiriyordu. Biraz uzandıktan sonra annemin yanına mutfağa geçtik. Her göz göze gelişimizde midem ağrıyordu. İçerimde bulunan tonlarca kelebek dans ediyordu sanki. Kahvaltı yapıp evden çıktık. Mezarlığa gelmiştik. Biraz yürüdükten sonra bir aile mezarlığının önünde durduk. "Merhaba anne, merhaba baba" dedi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Annesinin yanı başına çöktü. "Bak ne kadar büyüdüm anne. Abim geldi yanıma, güzel bir akşam yemeği yedik." dedi. "Baba, sen de görüyor musun beni? Hayat zormuş be babam, yanımda olsaydın keşke. omuzlarına ağlayacağım çok konu geçti içimden. Bir kız baba. Çok sevdiğim bir kız. Senin annemi sevdiğin gibi sevdim. Annem gibi değildi. Sevgisini aldı gitti. Göğüs germez miydi aşk her şeye? bana böyle öğretmedin mi sen baba?" ağlıyordu. İçime batıyordu her harfi söylediklerinin. Yanına yaklaştım. Omuzlarına dokundum. Gözyaşlarını sildi ve aniden ayağa kalktı. Gidelim dedi katı sesi ile. Arabaya doğru yürüyorduk. "Asaf!" hızlıca başımızı çevirdik aynı anda. Bu Asaf'ın abisiydi. Yanımıza yaklaştı ve Asaf'a sıkıca sarıldı. Ardından "çok soğuk değil mi ya? hadi salebe gidelim" dedi Asaf'ın omuzlarını sıvazlayarak. Deniz kenarında naif bir salepçiye gelmiştik. Burası renk renk süslemelerle doluydu. Salebin yanında ceviz ve damla çikolata da gelince gözlerim sevinçten büyümüştü tam elimi ceviz kabına uzatırken Deniz abi benden daha hızlı hareket etmişti. Güldüm. "Tıpkı benim gibisin" dedi. "Birazdan çikolata kabına uzanacağım, lütfen bekle" dedim gülerek. Tam elimi uzatmışken çikolata dolu kabı da kapmıştı Deniz abi. Gülerek "yapacağın hamleyi içinde tutman gerekir, yoksa savaşı kaybedersin." dedi, haklıydı. "Haklısın" deyip güldüm. Asaf gülüşlerime eşlik etti. "Abim de böyle işte" dedi. Deniz abi sert bir ses tonuyla " o kadar mı kötüyüm ya?" dedi Asaf güldü "gibi gibi" dedi. Deniz abi Asaf'a kötü bir bakış attı. Ortam çok güzeldi bol bol kahkaha ve gırgırlar. "Kızınız olduğunu okumuştum" dedim. Deniz abi gözlerimin içine bakıyordu "evet 5yaşında" dedi. Ardından "Yağmur" diye ekledi. "Annemin adı da Yağmur" dedim. Asaf "Sizi tanıştırmak isterim, çok kibar ve güzel bir bayan" dedi biraz iğneleyici bir tavırla. Bu bekar iki insanın arasını yapmaya çalışan kanka itemi gibiydi. Ama durum asla böyle değildi. Aslında Deniz abi evli olmasa anneme güzel bir eş olacağından emin olabilirdim. Ortama biraz sessizlik çökmüştü. "Karınız sizinle gelmedi mi?" sahteden öksürüklere boğmuştu kendini. "Biz ayrılıyoruz" dedi. "Haddime değil ama neden? bir yuva yıkmak kolay değil." Asaf "bir kere daha düşün abi Deniz haklı" dedi. Deniz abi suyunu yudumlayıp "yapamıyoruz çocuklar, ikimiz birbirimizden çok farklıyız" dedi. Ortama sessizlik çöktüğü sırada annem aradı. Limonlu ıslak kek yaptığını ve hepimizi beklediğini söyledi. Deniz abi işinin olduğunu gelemeyeceğini söyledi Asaf'ı bana getirmeyi unutma diye tembihledi. Deniz abi artık Asaf'la yaşayacaktı. Sanırım yeni bir hayat onları bekliyordu. Eve girdiğimizde Asaf "mis gibi kokuyor" diye seslendi anneme. Övgülere bayılan annem "geçin salona geliyorum" diye seslendi kıkırdayarak. Keklerimizi yedikten ve kahvelerimizi içtikten sonra Asaf izin isteyip kalktı ayağa. Annem kek dolu bir kabı eline tutuşturdu. Aradan saatler geçmişti ve tam uykuya dalacakken Asaf'tan mesaj geldi. "Kapıya çık."

Kuytu bir köşe yalnızlığım ve sen yanı başımda duran müzik çalarsın.

GECEYE TUTSAK DENİZ KIZITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon