BÖLÜM-31

16 4 0
                                    

Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için dudak büzen bebekler gibi bakıyordum etrafa. Ama ağlamam gerekiyordu, bağırmam gerekiyordu avazım çıktığı kadar. İşte feryadım kutunun içerisindeki resmi gördüğüm an kendini saldı. Nefesim kesiliyordu her ağıt sesimde, kalbim sıkışıyor, içim darlanıyor, gözlerim yanıyordu. Nefesimin her kesilmesinde göğsüme attığım yumrukları saymıyorum. Ölmek istiyordum. İlk defa bu kadar yoğun hissetmiştim acıyı. Bu acıydı, bir iç yanması belki de yok oluştu. Yok oluyor gibi hissediyordum, kendi gözyaşlarımın içinde boğulup, kendi nefesimle tükeniyordum. Resim babama aitti. Kim derdi babamın sevdiğim adamın üvey abisi olacağını. Onu arayıp anlamını bildiğim bilmediğim bütün küfürleri söyleyesim vardı. Bir de her şeye rağmen dinmesini istediğim baba hasretim. Ama bu olamazdı. Nasıl olabilirdi ki? Birden bire telefonum çaldı. Beni bu karmaşık düşüncelerimden biraz da olsa sıyırmıştı telefonumun sesi. Arayan Deniz abiydi. Babam mı demeliydim? Telefonum titreyen parmaklarımın arasından yere düşmüştü. Yavaşça eğilip telefonumu yerden aldım ve açtım. Asaf beni defalarca aradığını fakat açmadığımı söyledi bu yüzden abisinden aradığını ve benimle konuşması gerektiği bir şey olduğunu söyledi. Yaklaşık on dakika sonra kapının önüne gelmişti. Suratındaki ifade ona ait değil gibiydi. Asaf yok gibiydi. Onu bu surat ifadesinde ikinci görüşümdü. İlk görüşüm bana Işık olamayacağımı söylediği güne aitti. Yol boyu susmuştu. Yol boyu susmuştuk. Onu ilk gördüğüm yere gelmiştik. Buraya onunla üçüncü gelişimdi. Son gelişim olacağını tahmin edemezdim. Arabadan indik. Hala susuyorduk. İşte nefesimi kesen bir cümle kurmuştu sessizliğin hemen ardından. Şimdi ölsem yeridir. Kaç kere yıkılabilirdi insan? Bir kere zayıf düşünce tüm yükler hep üzerine mi gelirdi insanın? Kaç adım yaklaştım ölüme? Bu nefes kesilmeleri iyiye değildi. Kötüydüm.


"Kötüyüm aptal deniz!"

"Her şey geçecek deniz kızım..."

GECEYE TUTSAK DENİZ KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin