BÖLÜM-32

21 4 0
                                    

Saat gece yarısına yaklaşmıştı. Ben hala terk edildiğim yerdeydim. Acaba şimdi ne yapıyordu? Ona çok kırgındım ama sarılsa geçerdi biliyordum. Yavaş yavaş eve doğru yürüdüm. Ailemden bana tek kalan yere, annemin evine. Benim ailem sadece annemden oluşuyordu. Artık annem de yoktu. Kimsesizdim. Eve vardığımda kapının önünde Deniz abiyi gördüm. Yanıma yaklaştı ve bana sarıldı. Kokumu içine çeke çeke sımsıkı sarılıyor bir yandan da ağlıyordu. Ellerimle kendimden uzaklaştırdım onu. Bana tam kızım diyecekken böldüm lafını. "Sen benim hep Deniz abim olarak kalacaksın" dedim. Kaldırıma çöktü, hala ağlıyordu. "Senin bir ailen var, gerçek olan ailen." dedim. Gözlerime baktı. "Sen" dedi. "Sen de benim ailemsin" onu dinlemek istemiyordum. Hızlı adımlarla eve doğru ilerledim. Sadece dinle dedi gözlerimin içine yaş dolu gözlerini kitleyerek. Yanına çöktüm. "Annene çok aşıktım. Güzel kadınım, Yağmur'um diye severdim onu. Bir gün çok hastalandım yurt dışında tedavisi vardı. Hastalığımın son evresiydi bir umuttur formalite bir evlilik ile yurt dışına çıktım. Yakın bir arkadaşımdı evlendiğim kadın. Tedavimi başarılı bir şekilde olduktan sonra eve dönecektim, annene dönecektim. Karım bana hamile olduğunu söyledi. Sarhoş olduğum bir günden bahsetti. Dönemedim. Annene bir çocuğum var diyemezdim. Yıllarca kendimden nefret ettim annenden başkasına dokunduğum için. O günden sonra içkiyi asla ağzıma sürmedim. Sevdiğim kadının adını verdim kızıma. Yağmur. Sonra seni öğrendim. Bir başka sevdim seni. Kaşın, gözün aynı annen. Allah'ım bana birbirinden güzel iki kız çocuğu verdi. Yalvarırım kızım bana sırt dönme. Eşimin kronik bir rahatsızlığı var. Üstelik tedavisi yok. Çok az bir ömrü kaldı. Onun yanında olmalıyım. Çünkü o kadın benim hep yanımda oldu, asla kötü bir kadın olmadı. Annene olan sevgime aşık oldu benim. Tanımadan saygı duydu hep annene. Onu asla sevmeyeceğimi bildiği halde katlandı bana. Hayatta iki güzel kadın tanıdım. Keşke diyorum, ölseydim de bunlar hiç yaşanmasaydı. Annene çektirdiğim hasret ve karımın sevgisiz kalışı. Bunların hepsi benim suçum. Bunları telafi edemem ama bundan sonrası için tut elimi kızım. Beni sensiz bırakma." dedi. Ağlıyordum. Ne demeliydim şimdi? Sadece sustum. Yanından hızla kalkıp kapıya yöneldim. Vicdanım onu orada bırakmamam için zorluyordu beni. Tuhaf olanıysa tüm hislerim de vicdanımı destekliyordu. Onu da affedebilirdim, tıpkı anneme yaptığım gibi, ona şans verebilirdim. Hala bıraktığım yerde ağlıyordu. Dayanamadım. Ağlamaklı ses tonumla "çay içmek istemiyorsun sanırım" dedim. Başını hızla kaldırdı ve ayağa hemen kalkmak için çabaladığı an tökezleyip yere düştü. Tam yanına koşacakken güldü "sen hala burada mısın, koş çayı koy ocağa" dedi. Keşke annemde bizimle olsaydı diye geçirdim içimden. Keşke o da olsaydı. Hayatım nereye sürükleniyordu bilmiyordum ama babama şans verdiğim için huzurlu hissediyordum. Yapayalnız kalmamak için bulduğum her fırsatı lehime çevirmekten başka bir şey yapmıyordum. Ne acizdim. Ne acınası...

GECEYE TUTSAK DENİZ KIZIWhere stories live. Discover now