- D Ö R T -

910 104 169
                                    

"Liam James Payne."

Havalı bir adı varmış. Sanırım Zayn'in sıradaki hedefi belli olmuştu. Tabii çocuk da gayse.

Harry'nin hareketlendiğini görünce ona döndüm. Çayını bitirmişti, krakerlerin de çoğunu yemişti. "Terledim, duş almak istiyorum." diyerek ayağa kalkınca "Tamam, kötü hissedersen seslen ben de odamdayım." dedim ve yukarı çıkarak kendimi yatağıma attım. Beş dakika sonra banyodan su sesi gelmeye başlamıştı.

Çok geçmeden banyodan düşme sesi duyunca koşarak banyoya gittim ve kapıyı tıklattım. "Harry, iyi misin?" diye seslendim. "E-eve, Hayır değilim." diyen sesi duyunca içince girdim. Harry duşta yerde oturuyordu. Yanına çömelip "Bir yerin acıyor mu?" diye telaşla sordum. Yüzündeki ıslaklık göz yaşı mıydı yoksa su muydu çözememiştim. Acıyla "Sırtım." dedi. Onu kaldırmaya çalışırken erkekliğiyle ile karşı karşıya geldim. Gözlerimi oradan çekmeye çalışıp yüzüne döndüm.

Beline bir havlu sarıp onu yatağıma götürdüm. Sırtına baktığımda hafif morarmaya başladığını gördüm. "Nasıl oldu bu? Banyonun kenarına mı çarptın? Seni neden tek başına bıraktım ki? Benim yüzümden oldu. Eğer izin ver-" diye hızlıca konuşurken Harry "Şş kendini suçlamayı kes. Bir an gözüm karardı. Önemli bir şey değildir." diyerek sözümü kesti. 

"Ya kafanı çarpsaydın ne olacaktı?Dün içtiğin alkol yüzünden böyle olman neredeyse imkansız. Yarın doktora gidiyoruz kontrole." dedim. 

Karşı çıkmak için ağzını açtı ama sert bakışlarımı görünce bir şey demedi. Alkolden bu hale gelmesi olanaksızdı. Tabii altında yatan başka bir şey yoksa.  "Sen kalkma, ben kıyafet getiririm." deyip onun odasına ilerledim. 

Dolabından eşofman altı ve bol bir tişört alıp geri döndüm. Kıyafetleri ona verip giyinmesi için dışarı çıktım. Ancak çok geçmeden bana seslendi. Ona baktığımda neredeyse aynı pozisyondaydı. "Ee şey, sırtım acıyor hareket ederken, yardım edebilir misin?" diye sorunca yanına çömeldim. 

Çamaşır getirmeyi unuttuğumu fark etmiştim ama çok da önemli değildi evdeydi zaten.  Yavaşça havlusunu çıkardım ve oraya bakmamaya dikkat ederek eşofmanını giydirdim. Tişörtünü giymek için belini dikleştirince acıyla gözlerini yumdu. Elimden gelen en nazik şekilde tişörtünü de giydirince kalkıp "İyi misin? Başın dönüyor mu?" diye sordum. Bana bakıp kafasını iki yana salladı ve "Uyumak istiyorum." dedi. Ben de "Tamam." deyip yatağımda yatmasına izin verdim. 

Yaklaşık beş dakika sonra uyuduğundan emin olunca aşağı inip kendime yiyecek bir şeyler hazırladım. Harry'e bir şey olduğunu düşününce vücudumdaki bütün kan çekiliyormuş gibi hissetmiştim. Kardeşime bir şey olduğu düşüncesi yüzünden bayılacak gibi hissetmiştim.

Tabii ki kardeşin olduğu için endişelendin.

İç sesime göz devirip hazırladıklarımı yedikten sonra yukarı çıktım. Harry hala uyuyordu ama kabus görüyor gibiydi. "H-hayır yaklaşma. Yapma l-lütfen. İSTEMİYORUM!" bağırınca koşup ona sarıldım. "Şş sakin ol. Hepsi kabustu. Güvendesin." diyerek saçlarına dokundum. Hızlı hızlı nefes alarak iyice bana sokuldu. Gözyaşlarının tişörtümü ıslattığını hissedebiliyordum. O ağlarken sanki birisi benim kalbimin üstüne oturmuş gibi hissediyordum.

"Geçti, güvendesin artık." derken sakinleştiğini hissettim. "Ne gördün, anlatmak ister misin?" dememle kafasını hızlıca iki yana salladı,ben de üstüne gitmedim. Bir kaç dakika sonra göğsümde uyumaya başlamıştı. Onu uyandırmamaya çalışarak kendimi rahat bir pozisyona aldım ve gözlerimi kapattım.

-

Alarmın  sesiyle gözlerimi açtığımda üstümde bir ağırlık hissettim. Kafamı aşağı indirince kollarını vücuduma ahtapot gibi sararak uyuyan bir Harry buldum. "Harry." diye seslendim. "Sabah oldu, kalkmamız lazım." homurdanarak kıpırdandı. Gözlerini açınca bir an nerede olduğunu anlamadı sonra beni fark edince hızla geri çekildi. 

Hard Not to Fall | Larry ✔Where stories live. Discover now