- Y İ R M İ B İ R -

678 74 35
                                    

"Ve şimdiye kadar bunu söylemek aklına gelmedi mi Louis?" Hafifçe sırıtıp omuzlarını silkti. 

"Sorun olacağını düşünmedim, zaten Mark da ikinci babam gibidir rahat ol o yüzden."

"Teşekkür ederim Louis aşırı rahatladım şu an." Zaten Troy'a açıklarken bile neredeyse kalp krizi geçirmiştim bir de Mark vardı. Tanrım sen bana sabır ve kendimi rezil etmeme yetisi ver.

Lottie arkasında saçları hafif beyazlamış olsa da kırkından fazla göstermeyen bir adamla içeri girdiğinde Louis'nin peşinden hızla ayağa kalktım. 

"Hoşgeldin Louis."

Louis gülümseyip el sıkıştıktan sonra benim önüme geldi.

"Sen de Harry olmalısın."

"Evet efendim, memnun oldum." Bir eliyle tokalaştığı elimi tutarken diğerini boşver der gibi salladı.

"Mark demen yeterli, resmiyete gerek yok." Evet, kendimi rezil etmemek buraya kadardı. Jay'in yanağını öptükten sonra izin isteyip üstünü değiştirmek için odalarına gitti Mark.

"İstersen bana efendim diyebilirsin." Kulağıma fısıldadığı şeyle diğerleri duydu mu diye etrafıma baktıktan sonra çaktırmadan orta parmağımı gösterdim. "Bak söyledim."

"Kibarca da söyleyebilirdin neden orta parmak?

"Şansını zorlama Louis."

Ellerini ağzına fermuar çeker gibi işaret yaptıktan sonra tekrar eski yerimize oturduk ve önümüzdeki bardakları alıp birini ona uzattım. "Sağ ol aşkım."

Daha sonra akşam yemeğine kadar karşılıklı sohbet edip Louis onların yanına gitmediği sürede olanları anlatmıştı herkes. Louis zaten yeterince belli etmiş olsak da Mark'a sevgili olduğumuzu söylerken vereceği tepki yüzünden neredeyse altıma yapsam da Mark hiçbir şey dememiş, sadece gülümseyip tebrik etmişti.

Yemek de aynı sakinlikte geçtiğinde tekrar salona geçtik ve ikizler Louis'nin kucağına oturup ellerimizi ayırdı. Fizzy annesi ve babasıyla televizyona bakarken Lottie telefonuyla ilgileniyordu. Kimsenin bakmadığını fark edince elimi Louis'nin tişörtünün içine sokup sırtına koydum. Temas etmek istiyordum ve elleri kardeşlerinin sırtındaydı, ne yapsaydım?

Dokunuşumla hafifçe titrediğini fark edince gülümsedim ve baş parmağımı daire çizer gibi hareket ettirdim. Çok geçmeden kızlar Jay'in söylemesiyle kucağından inip uyumak için odalarına gittiğinde kolunu omzuma atıp kendine doğru çekmişti beni.

"Hem bir şey yapmak yasak diyorsun hem de sen başlatıyorsun Harry. O nasıl olacak?" Kulağıma eğilip gülümseyerek fısıldadığında dışarıdan bakanlar için sanki komik bir şey söylüyormuş gibiydi. 

"Sadece sırtına dokundum Louis, çok abartıyorsun."

"Tabii, öyledir."

Saat on biri gösterdiğinde herkes birbirine iyi geceler dileyip odalarına çekilmişti. Jay yer yatağı isteyip istemediğimizi sorduğunda Louis neyi kastettiğini anlarcasına gülümseyip gerek olmadığını söyledi.

Sadece iç çamaşırlarımızla yatağa girdiğimizde Louis'nin belimin kenarında dolaşan parmaklarını hissedebiliyordum. 

"Louis, yapma."

"Neden Harry?"

"Sesimiz duyulur çünkü."

"Eğer ses çıkarmazsan duymazlar." Göremeyeceğini bilsem de gözlerimi devirdim. Bir kez daha itiraz edemeden elini çamaşırımın içine soktuğunda inlememek için Louis'nin kolunu ısırdım. "Acıdı ya."

Hard Not to Fall | Larry ✔Where stories live. Discover now