- Y E D İ -

836 106 89
                                    

Sabah kapımdaki tıklamayla uyandım. Homurdandığımda Styles'ın sesini duydum. "Kahvaltı ediyoruz." Bu kadardı. O gün evde toplandığımızdan beri bana soğuk davranıyordu ve ben nedenini anlamamıştım.

Lavaboda işimi halledip aşağı indim ve masada beni bekleyen ailemi gördüm. Günaydın diye mırıldanıp Harry'nin yanındaki yerime oturdum. Ben otururken sandalyesini uzaklaştırması dikkatimden kaçmamıştı. Sorgulayan bir bakış attıktan sonra önüme döndüm.

"Bugün doktor randevumuz var Harry unutmadın değil mi?" Sessizliği Anne'in konuşması bölmüştü. Harry kafasını salladı. "Ne zaman çıkacağız?" diye sorduğumda Harry "Ben annemle tek giderim senin gelmene gerek yok." dedi.

"Neden?" diye sorduğumda "Cumartesini benimle hastanede geçirmene gerek yok, Niall'la falan buluşabilirsin" dedi. "Niall'la buluşmam senin hastalığından daha önemli değil Harry. Ayrıca unutma hala vasin benim." dediğimde sessizce önüne döndü. Kahvaltının kalanında sessizlik hakimdi.

-

Yatağımda telefonumla oynarken Anne seslendi. "Yarım saat içinde çıkıyoruz Louis. Eğer geleceksen hazırlan." Tamam diye seslenip kalktım ve duşa ilerledim.

Hızlı bir duştan sonra giyinip aşağı indim ve diğerlerini beklemeye başladım. Önce Anne sonra da Harry geldi ve çıktık. "Benim arabayla mi gideriz?" Diye sorduğumda Anne başını salladı ben de sürücü koltuğuna oturdum. Harry'nin yanıma gelmesini beklemiştim ama o arka koltuğa oturmayı seçmişti.

Sessiz bir yolculuktan sonra doktorun ofisine girdik. Kısa bir selamlaşmadan sonra doktor Harry'e sorular sormaya başladı.

-Bir daha hiç bayıldın mı?

-İştahsızlığın devam ediyor mu?

-Çarpıntın oluyor mu?

Bunlar gibi birkaç sorudan sonra fiziksel kontrol için onu odanın perdeyle kapalı kısmına götürdü. On dakika sonra perdeyi açtı ve yanımıza geldiler.

"Buraya ilk geldiğiniz günle aynı durumda. Kötüye gitmemiş yani bu iyi bir şey ama gitmeyeceği anlamına gelmez. Sana verdiğim ilaçları aksatmadan kullanmaya devam et. Fiziksel olarak kendini yorma. Ama bu egzersizı tamamen kes demek değil, sadece kendini zorlama. Verdiğimiz diyet listesine uygun beslenmek gerek. Unutma tuz kullanımını azaltmak lazım, alkol ve sigaradan bahsetmiyorum bile. Her gün tartılmaya ve ödem olup olmadığını kontrol etmeye de devam et. Bunları yaparsan sıkıntı olacağını sanmıyorum ama kötü hissedersen hemen birisine haber verip hastaneye geliyorsunuz." Harry'nin bakışları bana döndü.

"Diğer randevuyu ilaçlarının biteceği günden üç gün önceye veriyorum. Bir kez daha kontrol yaparız ve reçeteni yenilerim. Eğer bir sorun olmazsa da randevu sıklığı bu şekilde devam edecek hep. Sormak istediğiniz bir şey var mı?"

Odada kısa bir sessizlik oluştu. "Tamamdır öyleyse. Harry bir kere daha geçmiş olsun."

Teşekkür edip ayağa kalktık ve odadan ayrıldık. Arabaya giderken Anne'in telefonu çaldı. Cevapladı ve konuşarak bir iki adım gerimizden gelmeye başladı.

Telefonu kapatıp yanımıza geldi ve "Çocuklar arkadaşımın işi varmış ve yardım etmem için çağırdı. Ben oraya geçiyorum siz de ister eve geçin ister dolaşın ama doktorun dediklerini unutmadan. Tamam mi?" Harry annesinin yanağından öptü ve tamam dedi. Ben de başımı salladım.

Arabaya binince ona döndüm. "Ne yapmak istersin?" Dediğimde sessizce "Eve gitmek istiyorum." dedi. Gözlerime bile bakmamıştı. Dayanamayıp komple ona döndüm.

"Harry neyin var? Bana durduk yere soğuk davranmaya başladın. Yanlış bir şey mi yaptım?"

Çıkışımı beklemediği için gözlerini şaşkınlıkla açtı. "H-hayır." Diye kekeledi.

Hard Not to Fall | Larry ✔Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang