- O N D O K U Z -

839 70 19
                                    

"Louis, nereye gidiyoruz?" Gözlerini birkaç saniye yoldan ayırıp bana baktı. Galiba aynı soruyu elli kere sorarak bıktırmıştım.

"Güzelim söyledim ya, önce Zayn'in partisine uğrayacağız sonra da ikimiz için planladığım için farklı bir şey var."

"Tamam işte planladığın şey ne?"

"Söylersem ne sürprizi kalır peki?" 

Doğum gününün üzerinden bir hafta geçmişti ve bugün 31 Aralık'tı, yılbaşı. İki gün önce yılbaşı için plan yapmamamı söylemişti, birkaç saat önce de yanıma gelip hazırlanmamı ve akşam kutlama için dışarı gideceğimizi söyleyip başka bir açıklama yapmamıştı. Şimdi ise, akşam sekizde, annemlerle vedalaştıktan sonra kime ait olduğunu bilmediğim bir pikapın içinde Louis ile birlikte Zayn'in evine doğru yola çıkmıştık. Kucağımdaki ellerimi protesto eder gibi havaya kaldırıp yan koltukta dikkatle arabayı süren Louis'ye bir kez daha baktım. 

"Peki bu sürprizin bu arabayla ne alakası var?" 

"Çok soru soruyorsun ama Harry. Bekle beraber görelim işte partiden sonra, olmaz mı? Hem Zayn'e haber verdim çok kalmayacağız zaten orada, o da biliyor." Nedenini anladığımda bir şey demeyip önüme döndüm. Sadece iki kere partiye gitmiştim onlarda da yanımda Louis olmasaydı ne durumda olurdum tahmin edemiyordum. Beklediği cevabı alamayıp bana döndüğünde moralimin bozulduğunu belli etmemek için gülümsemeye çalışsam da işe yaramamıştı. Arabayı yavaşça yol kenarına çekip koltukta tamamen bana döndü.

"Haz, bu sefer öyle bir şey olmayacak, söz veriyorum. Yanından ayrılma gibi bir niyetim yok ki zaten çok durmayacağız orada. Moralini bozmak yok, tamam mı? Bu gece sadece güzel vakit geçirmeye bak." Kafamı sallamakla yetindiğimde vitesin üzerinden uzanıp alnımı öptü ve tekrar yola çıktı.

Devasa arabadan indiğimizde ellerimizi birleştirip güven verircesine sıktı. Son bir kez nefes alıp el ele eve girdiğimizde insanlar çoktan gelmeye başlamıştı. Anlamıyordum hiçbir zaman, eğer ertesi gün ne yaptığını, özellikle de yılbaşında ne yaptığını hatırlamayacak kadar sarhoş olacaksan bunun eğlencesi neredeydi ki?  

Kalabalığın arasında Zayn'i ve hemen yanındaki Liam'ı gördüğümüzde onlar da bizi görüp yanımıza ilerlemeye başladı. Salonun ortasında buluştuğumuzda Louis tek kaşını kaldırarak sordu. "Niall nerede?"

Yüksek müzik sesinden dedikleri biraz zor anlaşılsa da Zayn omuzlarını silkmişti. "En son mutfağa gidiyordu, içecek bir şeyler alıyordur." İkisi konuşurken sırıtarak önce Liam'a sonra da belinde duran Zayn'in eline baktığımda ne demek istediğimi anlamış olacak ki o da sırıttı ve diğer ikisini böldü. 

"Biz Harry'le iki dakika gidiyoruz, siz burada bekleyin." Tam Liam'ın yanına gidecekken Louis elimi tutup gitmeme izin vermemişti. Liam anlamayıp ona baktığında biraz yaklaşıp kulağına doğru konuştu.

"Yanından ayrılmıyorsun tamam mı? Söz verdim başına bir şey gelmeyecek diye, çabucak halledip geri dönün."

Liam geri çekilip kafasını salladığında Louis sonunda elimi bırakıp dikkatli olmamı söylemişti. Yanağını öptükten sonra Liam'la yanlarından ayrılırken sırtımda hala Louis'nin bakışlarını hissedebiliyordum.

Çok kalabalık olmayan arka bahçeye çıktığımızda elinden tutarak bir köşeye sürükledim Liam'ı. 

"Ne oldu anlat hadi."

"Neyi anlatayım?" 

"Salağa yatma Liam, biz geldiğimizde kol kola duruyordunuz ve sonra da eli belindeydi. Bir şey mi oldu?" Sorumu duyduğunda hafifçe kızarıp gülmesiyle bir şeyler olduğuna tam olarak emin olmuştum.

Hard Not to Fall | Larry ✔Where stories live. Discover now