Bölüm 8

4.3K 166 26
                                    






Keyifli okumalar...

Günlerdir Erdem kendini affettirmek için kuyruğumda geziyordu. Benim yüz vermemem Erdem'i ne kadar sinir etse de sesini çıkarmıyor, her dediğimi alttan alıyordu.

Yaptığı şey güvenimi büyük oranda kırmıştı. Elbette bunun farkındaydı ve telafisi için eve her geldiğinde küçük de olsa bir şey alıyor, türlü türlü şebeklikler yapıyordu.

Zaman zaman öfkem geçiyordu, fakat sonra yine alevleniyordu.

Bugün bir iş görüşmesine gidecektim. Bir inşaat firması acil olarak sekreter arıyordu. Word bilgisine hakim birini istiyorlardı. Uzun senelerdir muhasecide çalıştığım için baya hakimdim.

Lacivert kalem etek, üzerime beyaz bluz üzerime de eteğimle aynı renk ceket giydim. Ayağıma topuklu siyah botlarımı giyince hazır olmuştum. Ayna da son kez kendime bakıp evden çıktım.

Erdem bugün iş görüşmesine gideceğimi biliyordu. İnşaat firması olduğu için başta kabul etmese de hala onun kazandığı para geçimimizi kolaylaştırmıyordu. Bir yandan borçlar, bir yandan ev masrafları biz zorluyordu.

Çalışmayı seven bir insandım. Boş boş evde oturmaktan çok sıkılmıştım. En sonunda ne iş olursa olsun yapmaya karar vermiştim. Karşıma da böyle güzel bir iş çıkmıştı.

Firma bir apartman dairesinin 5. katındaydı. Zillerine basıp beklemeye başladım. Kapı açıldığında asansöre binip kata bastım. Heyecanlanmıştım. Karşımda hiç tanımadığım insanlar olması beni geriyordu. Asansörün kapıları açıldığında, ofis tam karşımdaydı. Kapıda orta yaşlı bir kadın beni görünce gülümsedi.

"Merhaba ben iş ilanı için gelmiştim."

"Hoş geldiniz. Buyurun böyle, şuan başka bir adayla görüşüyor Selçuk bey. Çıkınca sizi alacağım."

"Teşekkür ederim." Diyerek başka bir odada beklemeye başladım. Bu iş olmazsa artık garsonluk bakacak duruma gelmiştim.

Az önceki kadın tekrar yanıma gelerek beni başka bir odaya götürdü. Yeniden teşekkür ederek karşımda ki adama baktım. 30'larında genç bir adam görmeyi beklemiyordum. Lacivert bir takım elbise içinde siyah saçlı gayet karizmatik bir adamdı. Oturduğu sandalyeyi kaplayacak vücuda sahipti

"Merhaba"

"Merhaba, Hoş geldiniz. Ben Selçuk." ayağa kalkarak ceketini tutmuş ve bana elini uzamıştı. Bende ona elimi uzatarak tokalaştım.

"Zeliha."

"Oturun lütfen, bir şey içer misiniz?" Çantamdan cv'mi çıkararak ona uzattım

"Hayır, teşekkür ederim." Cv'me göz atarak

"Peki, bir önceki iş yerinizden neden ayrıldınız?"

"Patronum biraz sıkıcı bir adamdı. Gün içinde ki önemli konular dahil yıllık izinlerimi bile kullanamama pek izin vermiyordu. Bazen maaşımı da geciktirdiği olmuştu." Anladım dercesine kafasını salladı.

"Sigara içsem sizin için sorun olur mu?"

"Hayır, sorun değil." sigarasını dudakları arasına koyarken gülümsedi

"Kusura bakmayın normalde böyle bir terbiyesizlik yapmam, ancak sabahtan beri görüştüğüm 10. kişisiniz ve ben hiç mola vermedim."

"Rica ederim. Benim için sorun yok." bir yandan sigarasını içerken,

Son NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin